bugün

sözlükte öss temalı başlıkların çokluğundan hareketle değinme gereği duyuyorum. öss'ye girecek gençlerin yazarken çok dikkatli düşünmeleri gereken bölümdür. zira , tıp da dahil diğer bölümlerden , eğer başarılı olmak istiyorsanız , çok çok daha ağır bir bölümdür. "çalışılır , yapılır yav" diye düşünen nice canlar hakkari çekmiş yedek subay gibi boyunlarını bükmektedirler. mevcut bilgilerinizle hareket etmeyin ki 1 haftalık ömürleri olduğunu aklınızın bir kenarına yazın. bu bölüme 1. sınıf , 2. sınıf mantığıyla yaklaşamazsınız , hemen her ders ayrı bir çiledir. çilemse çekerim kaderimse gülerim zamanları da kendisini tez zamanda trajikomik evreden daha üzücü noktalara götüreceğini bilmeniz gerekmektedir. bilhassa işin tadı biraz fiziğe çalmaya başladı mı o saçlar dökülür güzel kardeşim. hayret verici olmayan bir şekilde bu bölüme giren canlar "öss'ye bu kadar çalışsaydım .." şeklinde başlayan cümlelerin çeşit kombinasyonlarını istemsizce dillendirmektedir. kız/erkek oranı filan gibi hadiselere girmek bilinenin üstünden geçmek olacaktır , zaten isteyen sap gezmez , bu yöndeki ağlamalara aldanmayın. demem odur ki bölümde derdiniz bu olsun. bu bölümün bir kötü yönü de kişisel hırsınızı törpülemesidir. ortaokul - lise yıllarındaki o zeki çocuk imajınız bilhassa yakın çevrenize karşı zedelenebilir. öss göbeğiyle kafa bulanların durumu da sormayın ki hazindir. kötü alışkanlıklara geçiş yolunda üzücü bir köprüdür. içinizdeki çocuğu odasına kapatmanız gerekir hem bir şeyler öğrenebilmeniz için hem de akademik başarıyı yakalayabilmeniz için. bu giri bile mizahi bi yan alır , iyi düşünülmeden yapılan elektrik elektronik mühendisliği tercihi asla. aman aman bağdatlı demeyin , iyi düşünün.
her ne kadar zor olsa da nny* gibi bir mezun verdiyse eğer, girilmesinden ve yazılmasından korkulmaması gereken bölümdür. lakin kasmamak gerek illa da 4 yılda bitircem diye, gerisi kolaydır azizim.
(bkz: elektronik ve haberleşme mühendisliği)
2 saat derse girdiğini size şikayet eden işletmeci arkadaşınıza "lan hıyar sabah 8:30 dan beri dersteyim ben" (ki saat 17:30 dur) tepkisini verdiğinde ükela damgası yiyen öğrencilerin aday adaylığı. aday adaylığı zira okula giren 60 kişiden her yıl 10-15 tanesi felan mezun olmakta, yarısı felan 2. yıl össye girip başka bölümlere geçip ortamlara akmaktadır.
yavaş yavaş tüm üniversitelerde ayrılan bölümdür. artık elektrik mühendisliği ayrı, elektronik mühendisliği ayrıdır. bunun için elektrik elektronik mühendisleri kolay kolay iş bulamamaktadırlar.
insanı hayattan bezdiren hayat enerjisini sonuna kadar sömüren depresyona sokan allahın belası bölüm.
branşlaştırmayı başaramayan gereksiz bir birleştirme sonucu ne tarafta olduğunu bilemeyen birsürü öğrenci mezun eden bölüm. her iki branşın öğrencisi de temelde birbirlerini anlayabilmeli ewet ortak dersler olmalı ama çalışma alanları çok farklı olduğundan kesinlikle pratik eğitime daha fazla yönlendirilmesi ve ayrılması gereken bölüm.
hakkında ayrılması gerektiğini savunanların, vay efendim bunlar ne elektrik ne elektronik ikisi de değiller diyenlerin yurt dışındaki okullarda bu eğitimin nasıl olduğuna bakmalarını tavsiye ederim. zira onlarda bilgisayar bilimiyle de birleşmiştir bu ikisi.
sadece c++ görmek için bile okuyabileceğim bölüm. * bu uğurda fortran görmeyi bile göze aldım * ileride bu iletiyi nasıl iletirim çok merak ediyorum.*
bölümün zorluğu, uğraştığınız şeyleri gözle göremiyor oluşunuzdandır. asla tam olarak ne olduğunu bilemezsiniz öğrendiğiniz şeyin. çünkü soyuttur. en basitinden bir örnekle açıklayalım:
(bu örneği ben yaşamadım, aynı okulda olduğum arkadaşım anlattı)
analog elektroniğin ilk dersinde hoca sınıfa gelir ve sorar: "elektrik alan nedir" arkadaşlar diye.
tabi insnaların aklına sadece formüller gelir. tam olarak ne olduğunu bilmiyordur pek kimse.
hoca: "arkadaşlar valla ben de tam olarak ne olduğunu bilmiyorum, birkaç görüşüm var ama tam emin değilim." der

işte budur elektrik elektronik mühendisliği. evet formülleri öğrenirsiniz, dersi geçersiniz ama haala eksik olan birşeyler vardır.
şimdi sözüm lisede fiziği çok sevip sınava girip bu bölümü seçmeyi düşünen arkadaşlara. eğer fiziğin mekanik kısmından çok hoşlandıysanız sizin bölümünüz burası değildir. yine geçersiniz başarılı da olursunuz ama ne kadar tatmin olursunuz bilemem. sizin bölümünüz mechanical engineering dir. her ne kadar türkçeye makine mühendisliği diye geçmiş olsa da, mekanik mühendisliğidir sizin bölümünüz. elektronik seçmemeniz tavsiye olunur.
şimdi, lisede fizikte en sevdiğiniz konular, şu teorinin çok olduğu, soyut şeylerse, elektrostatik, manyetizma gibi, bu bölümü seçtiğinizde mutlu olma ihtimaliniz daha fazladır. benden söylemesi.

şimdi, akım nedir? gerilim nedir? bu iki soruya kendinizi tatmin edecek cevaplar verebiliyormusunuz? buradan başlayın bence bölüm tercihine.
insannın hayat enerjisini sömürdüğü gerçekten doğrudur. ödeviniz, projeniz, labınız hiç bitmez. hafta sonları arkadaşlarınız dışarı çıkarken siz 'şuna çalışmam lazım' diye çıkmazsınız, tüm gün evde bunalım takılırsınız, hiçbirşey de çalışmazsınız.
öyle değişik bir piskoloji içine sokar adamı.
efendim ilk kez ihsan doğramacı tarafından bilkent üniversitesi'nde açılmış bölümdür. dünyada sadece türkiye'de bulunmaktadır.

bunun yanında kıvrak zekalı yazarlarımızın "sonunda elektrik veya elektronikten biri seçiliyor" şeklinde zırvalıklarına bir dur demek gerekiyor. efendim elektrik ve elektronik o kadar geniş bir havuzdur ki üniversite gibi en temel bilgilerin verildiği bir yerde uzmanlaşmaktan bahsetmek ahmaklıktır. son sınıfta "antenler" dersi yerine "asenkron makinalar" dersini alan adam haberleşmeci değil de elektrik mühendisi olur diye bir hadise yoktur. diplomasında "elektrik elektronik mühendisi" yazdığı sürece ve pozisyonun gerektirdiği becerilere sahip olduğu sürece istediği meslekte çalışabilir bu bölüm mezunları.

bunun dışında "ne elektrik ne de elektronik. arada kalmış bunlar işsiz kalır yaa" diye de bir mantık yoktur. aksine bu meslek joker bir meslektir. çünkü her iki dalın da temel derslerini almış ve bu pozisyonlarda çalışmak için altyapısı olan şahıslardır bu bölümlerden mezun olanlar. bir elektronik ve haberleşme mühendisi elektrik motoru veya güç sistemleri hakkında fazla bilgiye sahip değildir. ama bir elektrik elektronik mühendisi sinyal de bilir, haberleşme de güç sistemleri analizi de...

iyi meslektir yani canlar. ama gönül vermeyip para için veya ünvan için girilirse bir dönem 3-5 aya değil de 1 seneye tekabül eder. o yüzden iyi düşünmek lazımdır.
en çalışmayan, en kasmayan, en 'salan' insanın bile bir saniye boş vakti olmaz.

laba gir, ön çalışma hazırla, proje yap, rapor yaz, derse gir rapor yaz..

-ulan biz ne zaman şu kantinde boş boş oturup semircez lan!

cevap: hiçbir zaman bebeğim.

zor zanaat bir bölümdür.
saçma sapan bi bölüm, kız yok bi şey yok. sevişemedikten sonra üniversitenin tadı mı çıkar azizim?
normalde toplam 8 dönemi olan (bahar-güz dönemi x 4 yıl) ancak bölüm içinde 7-8 kişinin yaz okuluna kalmadan 8 dönemde bitirebildiği bölüm.

not: bak bana. 4. sınıfa geçtim. 1 yıl sonraki yaz okulunda yerimi ayırt ettirdim bile.

8 dönem + 4 yaz dönemi.
dünya branşlaşmaya doğru giderken fazla gördüğüm meslek grubu. * elektrik piyasasının ne iş olsa yaparım diyen meslek grubudur.

elektrik mühendisliğinde yüksek gerilim, orta gerilim vs. hepsi ayrı bir uzmanlık dalıyken bir de üstüne elektroniğin dalları binince bu adam bu kadar işten nasıl anlar dememe sebep meslek grubu.
ömür törpüsüdür. çalışmayacak adamın gelip kendisini yakmaması gereken bölümdür. *
analog elektronik sınavına bir gün kala yazan elimi sikeyim derecesinde gerlinlik yaratan bi bölüm. hevesli sübyanlara duyrulur fizigi gercekten seviyorsanız ve gercekten cok keyif alacagınıza inanıyorsanız yazın. 5-7 yıllık bir lisans egitimi sizi beklemekte.
herşeyden azar azar bil, ama hiçbir şeyi tamamen bilme mantığı ile eğitim veren bölüm. mezun oldum çıktım;

haberleşme üzerine çalışacağım, mülakatta sordular birşeyler, azar azar anlattım.

otomasyonda çalışacağım,mülakatta plc sorudular,azar azar anlattım.

elektrik motorlarından sordular azar azar anlattım.

orta gerilim biliyor musun dediler biraz bilirim dedim.

yazılım üzerine sordular birşeyler, matlab falan anlattım.

sordular en iyi olduğun dal hangisi, güç elektroniği dedim.

sonuç?

sadece 2 dönem 2 şer krediden aldığım haberleşme teorisi dersi sayesinde haberleşme üzerine çalışmaya başladım..

yani; iş çok, ihtiyaç çok, mesleğine hakim mühendis az. götüne güveniyorsan gel oku.
bu bölüm için şu nokta karıştırılmasın elektrik mühendisliği ayrıdır...elektrşk elektronik mühendisliği ayrıdır.çogu insan ikisinide aynı zanneder.
o kadar geniş bir alana sahip ki, hediye paketi gibi bölüm ama tüm hediyeleri seçeyim derseniz hiçbirine sahip olamazsınız. sadece birini seçip sahiplenmek gerekiyor.
fiziğin içini dışını ezberleten bölüm. insanın kafayı sıyırmaması imkansız. adamı asosyal yapıyor, eğer gerçekten çalışıp olayları kavrarsanız iş bulamamanız imkansızmış. *
1. ve 2. sınıf çok zorlamasa da 3. sınıfta ağlayarak ders çalışıp inleye inleye sıçmanıza neden olabilir.
anadolu universitesinde okunmamasi gereken bolum.
buraya giren adam şu dersleri bir geçebilsek de mezun olup gitsek mantığıyla okursa ondan bi bok olmaz. zaten alanı çoook geniş olduğu için, bi alana ilgi duymanız, ve okurken bir yandan da onunla ilgilenmeniz gerekir. yoksa mezun olduğunuzda sudan çıkmış balık gibi olur, "napıcam lan okuduk ama bi bok bilmiyom gibi sanki hocu" dersiniz.
teknisyenliğinin de, mühendisliğininde taaa amına koyim.
bitmiyor bitmek bilmiyor amına koyduğumunun bölümü..
güncel Önemli Başlıklar