bugün

bir gün kısmet olur da evlenirsem benim de bunu gerçekleştirmeyi düşündüğüm olaydır. bir sürü gereksiz işler yığınından kurtulmuş olurum.
ülkemizin ekonomik durumunun bu kadar boktan olmasından dolayı mecburen yapmak zorunda kalınan bir eylem türü. en ucuz düğün salonunun 5- 6 bin lira olduğu göz önüne alınırsa eh bu da normaldir. ama yine de bazı kimseler takı muhabbeti nedeniyle düğün yapıyorlar. eğer çevreleri ve düğüne köyünden kasabasından gelecek çok davetli varsa tabi. ayrıca düğün hem zahmetlidir hem de üstüne üstlük ne yaparsan yap kimseye yaranamazsın, bir de işin bu tarafı vardır.
zaten gelin ve damat kendilerine ayrılmış bir masada davetlilere bakmaktan başka şey yapmazlar. eh orkestra en nihayet bunu farkına varır" hadi bakalım şimdi piste çiftlerin ailelerini alıyoruz. nerde bakalım gelini ve damadın anneleri babaları?" diyerekten çağrı yapar onları şöyle bir döndürür. hepsi bu. eğer o zamana kadar orkestraya ortada biraz para çıkmadıysa tabi bu elzemdir çünkü. orkestra elemanlarından biri alır defi eline, hemen aile büyüklerine salça olur. onlar da bunu görünce elerini cebine atar mutlu sonuca ulaşılır. (allah bereket versin). sonra garsonların aile büyüklerini tebrik etme seansı başlar. bu böyle sürer gider. düğün sonunda " soyulduk ulan soyulduk " nidalarıyla çiftler evlerinin yolunu tutarlar. böylelikle onlar erer muradına davetliler de çıkar kerevete.
mantıklıdır.

gelinle damat düğünden bi' halt anlamaz. düğün davetlileri eğlendirir.

nikah iyidir.
asosyal kişinin hayalini kurduğudur.
Batı ülkelerinde yaygın olan bir durum. Avrupada çoğunlukla düğün yapılmaz, evlilik kutlanılır. Yakınlarla nikahtan sonra yemeğe gidilir yada bir bahçede mangalli küçük bir kutlama yapılır.
her seferinde düğün mü yapılır dedirtir insana.
maddi duruma göre hareket etmektir.
Mantıklı bir iştir. Zaten genelde düğünde kimseyi memnun edemezsin herkes bıdı bıdı konuşur durur yok bu olmamış bu kötü o yüzden düğüne gerek yoktur onun yerine alternatifler tercih edilmelidir ya da edilmemelidir.
Düğün stresiyle zaten heran vazgeçecek gibi oluyor insan. En doğru evlenme şeklidir.
Doğu kültüründe ikinci evliliğini yapan bayanların tabi tutulduğu olaydır. Yapılmaması gerekendir. Ne kadar abartısı mantıksız olsa da düğün örftür, adettir, kültür mirasımızdır.
her geçen gün oranı artan evlilik türü. düğün yapılmamasının önemli bir nedeni maddi imkansızlıktır, bir diğer nedeni geleneklere bağlılığın azalmasıdır. evlenenlere göre değişen başka nedenler de olabilir.
saçma salak gereksiz stres yığınından kurtulmaktır. yap nikahı olsun bitsin gitsin işte. millet eğlenecek birde gelinlik giyecen diye ne gerek var bunca strese? azalarak biter umarım bu da.
Ayda yılda bir gördüğüm insanlar; samimiyetsiz bir şekilde; saçma bir salonda gülüp eğlenmeleri saçma geldiği için düğünü mantıksız buluyorum. Nikah kıyılır, yakın arkadaşlar, aile bireyleriyle yemek yenir, eğlenilir sonra alırsın eşini de güzel bi tatil yaparsın. 50.000 liran da cebine kalır.
bulamadık böylesine razı olacak kızı dedirten en güzel kelimelerin yanyana dizilerek cümle oluşturduğu eylem, iş, olgu, fiil.
hem pratik hem ekonomik.
yapmacik gulumsemeler yok. gormek istemedigin kimseleri gormek yok. en temizi.
(bkz: ohh miss)
aslına bakarsanız daha mantıklıdır.

onun yerine romaya gidip konsoloslukta evlenebilir, 1 hafta kalarak balayını aradan çıkartabilir ve dönünce çok yakın insanları yemeğe götürerek kutlama yapabilirsiniz.

düğünün üçte biri fiyatına full paket.
güzel fikir. fazla masraf olmamalı.
istediğimdir. Gereksiz masraf, kasıntı ortam, finalden sonra uğuldayan kulaklar ve çatlayan bir baş, "hedeyi sahneye alalım" diyen bir piyanist şantör... Uzar gider. Sen evleniyorsun diye niye yedi göbek uzaktan akraban oynuyor onu da anlamıyorum zaten.

Not: ankaralıyım kahretsin.
doğru olandır.düğünlerde ve sünnetlerde harcanan paraya yapılan israfa acıyorum.cimri değilim lakin çocuğun pipisini kesiyosun bide karşısına geçip şıkıdım şıkıdım oynuyosun.sonra neden türk erkeği cinsellik takıntılı.neden sence ? ayrıca yapılan israf pis samimiyetsiz ortam havaya sıkılan silahlar yüzünden ölenler.içip içip ortalığı batıranlar.çevre kirliliği.25 yaşındaki damadın üstüne ilk günden 30 bin lira yük.yazık günah ya hiç olmasın ya usturuplu olsun bu işler.bi ölçeği ölçütü sınırı olsun.denetleyen bi kurumu olsun.aynı şeyleri çocuk sahibi olmak isteyenlere de yapmak lazım.her önüne gelen manyağın çocuk sahibi olamaması lazım.tabi bunlar hep ütopya ideal olanlar.olması imkansız olanlar.
düğün gösteriştir. düğün misillemedir, bununla birlikte bir gelenektir.

o takılar iade edilir akılda o bana şunu taktı mantığıyla vs.
kasetler bir nevi hatıradır.
bütün akrabaları eşi dostu bir araya getirir.
mutluluğu daha fazla insanla paylaşma fırsatı bulur.

ama düğün yapmak mecburi değildir kimse de neden yapmadın diye sorgulayamaz.
Verilecek en mantıklı kararlardan birisidir. Onun yerine sade bir nikah yapılır sonra ver elini yurt dışı tatili. Koca memeli, saçına sim dökmüş teyzeler eğlenecek sonra bir ay dedikodu yapacak diye neden masraf yapayım?
istenilen eylemdir. saçma geliyor zaten birsürü kişi gelecek hepsini tanımayacaksın belki dedikodu yapacaklar oturup kim ne giymiş kim ne yapıyor bir memnuniyetsizlik onca masraf birde. giyersin gene gelinliğini damatlığını alırsın ana baba kardeşini şık bir restorantta atlayıp tepinmeden güzel güzel vaktini geçirirsin eğlenirsin. kaldı mı hala halaylı davullu ortalığı ayağa kaldırmalar yaa.*
yıllardır mantıklı bulduğum davranış biçimi.
er kişi olarak evlenmekte olan pek çok akranımın bu tarz işlerine -düğün olaylarını hiç sevmesem de- bizzatihi koşturduğum için yaşanılan sıkıntıları sanki damat benmişim gibi bilen biri olarak fazlasıyla karşıyım.

- düğün günü her bok ters gider
- gelen herkes illa çemkirecek birşey bulur
- garsondu, orkestraydı, fotoğrafçısıydı, kameramanı, otoparkçısı vs yarak kürek tayfası aynen şu mantıkta "akşam sen nasılsa sikeceksin, du ben seni bi sikeyim de akşama hıncın artsın???"
- damadın ailesi gelini hor görür bizim akrabaların yüzüne bakmadı diye,
- gelinin ailesi de aynı şekil damadı hor görür bizim akrabalara bakmadı diye

gelin ve dama ise tam aptaldır.

eş dost gelir inatla maymun etmek için "haydi haydi, oturmaya mı geldik" diye ortalığa çekiştirir. damat zaten kim kimi sikecek yeni yeni anlamaya başlar düğün sonuna doğru, gelin ise garibim, ana kucağı baba ocağı dediği yuvadan ayrılmanın psikolojisinin en ağır yüzleşmesini yaşarken millete şebeklik yapmaya, mutlu görünmeye çalışır. eğer evlendiği tip öküzse bir de bunun gerdek muhabbeti var.

var oğlu var..

gelin için de, damat için de o düğün günü ömürden bir 10 yıl götürür vesselam.

ha bak unuttum, bir de kayınların şu telaşesi var. kim ne taktı. sanane lan! gücü var ya da yok, kimseye sormadan keyfe keder tarih belirleyip düğün yapıyorsunuz, insanların alım gücü belki var belki yok size ne lan! çağırmışsınız icap edip gelmiş. gücü yettiğince ama para takmış ama takı. neyine yetmiyor lan sikik!
zaten gücü imkanı olmasa gelmez düğüne olur biter. yok o bunu takmış, bu şunu takmış, falanca trabzon burma bilezik takmış da falan fıstık.
bi gün birine bursa paslanmaz takıcam ben de görecekler nasıl takılıyormuş diye o olacak yeminle.

ha en kıl olduğum kısım ise düğüne güvenip evlenen tayfa. gebersinler diyorum onlar için. ömürlerinde 1 kere gördükleri insanları bile düğüne çağırma yüzsüzlüğünde bulunur, hatta ısrar ederler bunun için. alenen, düğüne gelin, boş gelmeyin diyeni var lan bunların. götümün kenarı, istiyor ki ilk gece iş bittiğinde kapının önünde peçete tutayım. yeminle bunu teklif etsem hayır demeyecek seciyede tipler.
evlerden ırak olsunlar.

yıllar yılı söylüyorum. en güzeli sade bir nikah, toplasan 50 kişiyi geçmeyen tanıdık kontenjanı. hop olay biter.
sonrasında da müzikli yemekli bir mekânda ya da imkan dahilinde bahçeli bir yerde eğlence yaparsın olur biter. kimsenin de başı ağrımaz.

ha en güzeli, nikahı yap, biraz paran pulun varsa bas git yurt dışına balayı için nikahın hemen sonrasında. kafan rahat olsun.
Başta çekici gelen ama sonradan insanı keşkelere sürükleyen düşünce.