bugün

yani nasıl desem arkadaşlar, böyle yollu mu desem, kaşar mı desem? biraz ağır kaçmazsa kevaşe mi desem bilemedim...

benim şu güne kadar tanıdıklarım bu tarz insanlardı hep.

e bi yandan da hak vermek lazım, insan ihtiyaçları en nihayetinde...
Annesi dul olanların söylemidir.
Küçük bir gecekondu evinde tanıdım Naciye Teyzeyi. Uzun boyu, beline kadar saçları vardı, her ne kadar yazmasıyla kapatmaya çalışsa da, belli olurdu simsiyah ipek taneleri. iki oğlu vardı, biri 19 yaşında biri 16. Küçüğü 7 yaşındayken, bir trafik kazasında kaybetmişler evlerinin direğini. Naciye teyze, daha güneş kendini yeni yeni gösterirken, namaz için kalkar, sonra evde ne varsa onlarla kahvaltı hazırlardı, iki yiğidi okula aç gitmesin diye. Bir gün önce temizlikten kazandığı paranın bir kısmını pazar için ayırır, geriye kalanını ikiye bölüp oğullarına verirdi, okul harçlığı yapsınlar diye. Mahallede yürürken başı hep öndeydi Naciye Teyzenin, komşularla kapı önü lakırdısı yaptığını görmedim hiç, öyle mahalle düğünlerine de gitmezdi pek, çok yakın birinin düğünüyse iki yiğidini alırdı yanına öyle giderdi. Ne oynama var, ne iki göbek atma. Büyük oğlunun sigara kullandığını öğrenince çok ağlamıştı, böyle mi yetiştirdim ben bu çocuğu diye, küçük oğlu takdir mi getirmişti ne lokma dağıtmıştı tüm mahalleliye, Sonradan duydum lokmayı yapıp, büyük oğluna vermiş dağıtsın diye. Hani kapıya komşuların kocaları çıkar da ayıp olur diye. iyiydi Naciye Teyze vesselam, hani 'duldu' falan ama, adam gibi kadındı işte.
Bir kadının ruhunda varsa genci yaşlısı bekarı dulu hiç farketmez.toplumumuzda bu ve buna benzer düşünceler yüzünden dul kadın kavramı oluşmuştur 30 yaşında bir kadın dul kaldı diye 50 60 yaşında erkeklere layık görülür .ha bunun nedeni nasıl olsa bakire değil kavbedicek birşeyi yok düşüncesi ise bunun artık bekarı dulu yok rahat bırakın şu kadınları artık ya.herkes kendi namusuna kendi yetiştirdiği çocuğunun namusuna baksın.
Çok yanlış bi düşüncedir herkesi aynı kefeye koymamak lazım.
sonuçta dulluğu kadınlar seçmiyor. hemende bazı ihtamlarda bulunmak yanlış ve saçma . Sonuçta hepimizin annesi ve kız kardeşleri var böyle söyleyerek yakınlarımızıda zan altında bırakılıyor. Başlığı açarken dikkatle seçelim düşünmeden hareket etmeyelim.
ortalama insan ömrü kadınlarda beş yıl fazla olduğuna göre, bu şey her neyse babamız ölünce hepimizin annesi o olacaktır denilebilecek önerme.
şeye dikkat lazım. ağızdan çıkanı duymak, kalemden çıkanı okumak lazım.
Babası öldükten sonra annesinin de o şey kavramının içine gireceğinden korkan birinin tespiti.
kitapsız puştların söylemi...
ister olur, ister olmaz tasası 'Sana mı kaldı!' mevzusudur.
dul kadınlara kötü gözle baktıkça kocasını terk edemeyip katlanmak zorunda kalan inanlar artacaktır bu toplumda. kadınlar dul damgası yememek için karaktersiz, tıynetsiz insanlara katlanmak zorunda kalıyorlar, bu ve bunun gibi bakış açıları yüzünden.

siz gelin burada dalga geçin.
toplumda ki ön yargıdır. bizim insanımız daha iyi ilişkiler yaşayabilecekken ne hikmetse dul bayanlara salça oluyorlar. öyle zannediyorlar ki her dul bayan bir erkeğin kollarına atılacak. ne dul bayanlar yıllarca evlenmemiş, eline erkek eli değmemiş. sabredip çocuklarını büyüttükten sonra gençliğin en güzel çağlarını geçip gittikten sonra evlenmiştir. abazan duygularla insanlara bakmayın sizi gören gençlik ilerleyen senelerde üzüm üzüme baka baka kararırmış misali eskileri örnek almasınlar insanların ahlakı bozulmasın.