bugün

düğünlerin vazgeçilmez eylemi.

ama ben davul, zurna çalanlar hakkında pek iyi niyetlere sahip değilim... sünnet olduğum sene, zamanın parasıyla bir davulcuya bir zurnacıya altiyüz lira vermişler, sünnet bitene kadar çalsınlar diye. fakat herifler bir saat çalıp sıvışmışlar... halbuki o zaman, o parayla mesela seramik fayans fabrikasından beş_ altı hisse alınabiliyormuş. nasip işte...
tadında oldugunda güzel bir şey hele bir de güzel parçalar çalıp misafirlere hitap ettiği zaman.
ama bir de anlamsız bir şekilde dom dom dom başkada bir şey çalmayınca hele birde bu dügün salonunda olunca hiç çekilmeyen bir durum hale gelen işkence tarzındaki dügün.
türk dügünlerinin farklarından biridir.
yöresine göre sıkıcılık ya da eğlendirme potansiyeli değişen durum, şöyle ki bazı illerin düğünlerinde sırf davul zurna ile oynanır ki belli bi süreden sonra davul kafanızın içinde beyin hücrelerinizi birer birer yokeder hale gelir, bazılarında ise değişiklik olur ve zevk verir. *
köy yerlerinde genellikle, halen devam eden adetlerdendir.
Nedense muhafazakar kesimin içi gider bu olayda denilendir.