bugün

oyuncuları profesyonel olmamasına rağmen bazı sinema flimlerine taş çıkartan süper bir flim.tavsiye ediyorum,gülme krizine tutulacaksınız...
babazula'nın yaptığı müzikleri ile izlenesi filmdir. oscar aday adayı şu an. aday olur mu bilinmez ama amatör oyuncularla çekilmesi filmi daha da çekici kılmıştır bence. film izledikten sonra turan özdemir'in şu sözü insanın aklında kalıyor nedense.
(bkz: bir cinnet herşeyi halleder)
göz göre göre yalan söyleyen, yalan beyanlarda bulunan ekibin filmi. daha izlemeden tiksindim o derece.

bu elemanlar afişlerine "türkiye'nin oscar adayı filmi" yazmışlar, gözümlen gördüm. ne oscarı, ne adayı? sanrılarda yaşıyorlar canım, bak nasıl sinirlendim şimdi. ayrı bir çelişki de; yine bu ekibin bir açıklamasında "türkiye'nin ilk oscar aday adayı filmi" oldukları doğrultusunda idi. lan o da yalan. külliyen yalan.

türkiye'nin ilk oscar aday adayı (bkz: uçurtmayı vurmasınlar) filmidir.

afişinde utanmadan sıkılmadan "türkiye'nin oscar adayı filmi" yazan ekibi burdan kınıyor, boyunlarının devrilmesi dileğiyle entirime burda son veriyorum. oh.
ödp reklamı yapma hatrına büyük tarihsel hatalar yapmış olan film. şöyle ki:

film, kesinlikle 96 öncesinde geçiyor. çünkü türkiye gümrük birliği anlaşmasını 95 yılı başında onayladı ve 1 ocak 1996 tarihinden itibaren gümrük birliğine girdi. film, türkiyenin gümrük birliğine girdiği yıldan önce geçiyor, filmdeki bir diyalogdan bunu anlıyoruz.

ikinicisi, filmde gördüğümüz en büyük banknot 100binlik. filmin takriben 92-94 arası bir tarihte geçmesi planlanmış gibi görünüyor. burada da bir tarih hatası olmalı; çünkü 92 yılında 250bin, 93te de 500binlik banknotlar tedavüle çıkıyor. 100binin en büyük banknot olma tarihi ise 91 yılı. 92-94 arası değil.

üçüncüsü ve en önemlisi, filmde bolca reklamı yapılan ödpnin kuruluşu, türkiyenin gümrük birliğine girmesinden tam bir yıl sonradır. 21 ocak 1996 tarihinde kurulan ödp, gümrük birliğine giriş öncesi dönemi anlatan bir filmde bolca kullanılıyor. büyük bir hata. ayrıca filmde bolca kullanılan 20binlik banknot da ödp kurulduğu sıralarda fiilen tarih olmuştu.

uluslararası yarışmalara katılan, oskara aday gösterilmesi düşünülen bir filmin, hem de bir dönem filminden bahsediyoruz, herhalde biraz araştırılarak çekilmesi gerekirdi. yoksa dönem filmi çekmeyeceksiniz.
amatör oyuncularla ancak bu kadar olur. iyi film hoş film ama amatörlüğü aşırı yüceltmeye çalışmak ne adına yapılır ve neye hizmet eder? burada durup dusunmek lazım.
başrol oyuncusu turan özdemirin döktürdüğü yerel lezzetiyle global film. ama filmdeki aşırılıklar özellikle bir bayram günü her kesimden insanın bulunduğu bir salonda izlendiyse daha çok göze batıyor.

-- şımartan --

daha ikinci dakikada, gözümüze sokulan dondurmacının organı ne alaka dedirtiyor. Salondaki onlarca çocuk adına ben utandım vallaha. Ama kendi içinde mantıklı olduğunu da kabul etmek lazım. Altı yıldır vermeyen bir eş, yeni çekilmiş bir dondurma reklamı ve nefret edilen su, şeker, gıda boyası birleştiriciler freud' e de sorsak ancak bu şekilde rüyalaşabilirdi. ikinci şok ise, direkt olarak ödp'nin reklamının yapılmasıyla geldi. hadi zaten özgürlük, demokrasi ve parti kelimelerini yan yana, ya da cümlenin değişik yerlerinde kullandın diyelim, o afişe ne gerek vardı ki. Üçüncü konu ise, yönetmenin kendini filme koyuş tarzı. kesinlikle muğla şivesiyle konuşmayan, benzin pompalasa bile, halka ufak dudak hareketleriyle, ben olayı çözdüm gibisinden bakan, uzun saçlı elemanı hatırladınız mı ? heh, orada büyük ihtimalle yönetmen kendini anlatıyor. yıllar sonra geldim,vefa borcumu ödedim tadında.

-- şımartan --

filmin oscar aday adayı olması da ilginç. filmde türklere enteresan gelen ve gülücüklere sebep olan muğla şivesi, oscar jürisine hiç birşey ifade etmeyecek. ayrıca italyanların bisiklet hırsızları filmini bilen jüri esinlenmeyi doğrudan anlayacak. elimizde sadece oyuncuların amatör olması, yöresel görseller ve küçük hikayeler kalacak ki, bence bunlar oscar adayı olmaya bile yetmeyecek. hah, unutmadan filmdeki yöre halkına oyunculuk koçluğu yapan kişi kim dersiniz ? memet ali alabora. kel ve merhem diyorum, başka birşey demiyorum.

ama izleyin izlettirin efeler. yapımcıların eline biraz para geçsin k,, daha iyisini yapma fırsatları olsun. van damme nin iğrenç filmlerini bile onlarca kez izlemiş bir milletiz nitekim.
türkiyede gelmiş geçmiş en iyi beş filmi arasına girebilecek film.

su, şeker, gıda boyası...
küçük bütçeli,çok başarılı türk filmi. film hem eğlenceli, hem de vermek istediği mesajı -gizli reklama gerek duymaksızın-cesurca ama insanı rahatsız etmeden veriyor. televizyondaki derin devlet dizilerinden daha cesur ve masum, haber bültenlerinde yayınlanan tarikat haberleriden ise daha az cinsel öğe içeriyor.

kısacası sıcacık, başarılı ve içinde herkesin kendisinden bir şeyler bulabileceği,daha bir çok başarıya imza atması ümit edilen bir film.
bir egelinin bazı sahnelerinde gülmekten kırılacağı bir filmdir. Egeli olmayan izleyiciler ise filmdeki ince detayları muhakkak ki kaçıracaktır. Filmin başka bir dile dublajlanması da başlı başına felaket olur.
(bkz: süt şeker gıda boyası)
Oldukça kötü bir film. Oyuncular oldukça amatör, bir tiyatro oyunu gibi abartılı oynuyorlar, konu ancak kısa bir filme yetecek bir konu, film süresini uzatmak için zorlamışlar. Bundan çok daha iyi en az 5 tane yerli film izlemiştim, belki de fazla beklentiyle izlediğim için böyle düşünüyorumdur, kim bilir?
"gominist gominist konuşma bene, biz sülalecek demiralciyiz" repliği ile beni gülmekten kırıp geçiren filmdir. izlenesidir, hatta oscar ödülü alasıdır.
hakaretleri insanı utandırmayan tam aksine güldüren filmdir.
izlenilesi filmdir.

--spoiler--

"moturum, moturum, moturum, moturum yarabbim bulduruve gari moturumu" repliğiyle krize sokan filmdir aynı zaman da**

--spoiler--
http://www.dondurmamgaymak.com/
ödp progandasını eline yüzüne bulaştırmış yapım.
filmin sonunda turan özdemir'in repliği şudur:

--spoiler--
-anasını satarın gümrüğünün de tomruğunun da; anasını satarın avrupa'sının da amerika'sının da! yetti gari leyn, yetti!
--spoiler--

işte vatandaşın hali budur. başarılı bir film.
beklediğinden ve belki hak ettiğinden fazla ilgi gören bir film olmuştur dondurmam gaymak. bu yönüyle benzer düşük bütçeli yapımlara örnek teşkil etmesi, amatör ruhla sinema yapanlara oscar'dan dahi bahsetme imkanı tanıması açısından önemli. tabii, imece usulünün bir yerinde elif dağdeviren'i ve anlaşılması güç pazarlama tekniklerini işin içine katacak, filminizi istanbul film festivali'nde yarıştıracak ve gerard depardieu'nun saf bir anına denk gelecek kadar bir şansa ihtiyaç var bunun için. birazcık şans!

filmin oscar aday adayı ilan edilmesi ise başlı başına bir talihsizlik ve hatta en başta filmin kendisine yapılan bir haksızlık. birileri bu filme böyle bir değer biçip gereksiz bir misyon yüklerse, birileri de "sıcak bir film" demekle yetinmez, hoşgörüyle-samimiyetle-eksikliklerini anlayışla karşılayabilecek bir gözle değerlendirmez de sinemanın gereklerinden bahsetmeye başlar ki, o zaman yazık olur dondurmanın gaymağına işte. bir ege geyiği en güzel tanımlamadır bu film için; güzel ve yeterli. abartmak ise sinemanın ötesinde bir tehlike!
türk sinemasına katkıda bulunmak ve merak ettiğim için gitmek istediğim ne varki vazcaydığım film.
(#1136642)
başrol oyuncusunun motoru çaldırdıktan sonra,otostopla köyüne geri döndüğü sahnede çalan şarkıyı çok sevdiğim film.fakat şarkının adını ve söyleyen sanatçıyı bi türlü hatırlayamadım.
Komedi/dram tarzı ve eleştirisel bir film olarak çok beğenilen tam oscarlık bir film...
benim keyif alarak izlediğim bir yüksel aksu filmi.çok şey beklenmesi zaten anlamsız olan bir film.tam bir akdeniz filmi.sadece turan özdemirve dondurmacının kızını oynayan burcu tuna pek dile getirilmese de senelerdir oyunculuk yapmaktadır.
çok sevimli, çok sıcak bir film. filmde birkaç kez geçen "allahın delisi" repliği bana sürekli bunu söyleyen aydınlı bir arkadaşımı hatırlattı, hımm demek oralarda çok kullanılıyor bu laf dedim kendi kendime. film bir kapitalizm eleştirisi. bence güzeldi. ama şunu da söylemeliyim; memet ali alabora, abartılı oyunculuğunu muğlalılara da yansıtmış.
An itibariyle oscar adayı olamamış film.*
yabancı dilde oscar aday adayı olan filmler arasına giremeyen filmdir maalesef.yer alan filmler ise;

(bkz: Days of Glory)
(bkz: Water)
(bkz: Nikahtan Sonra)
(bkz: Avenue Montaigne)
(bkz: The Lives of Others)
(bkz: Pan s Labyrinth)
(bkz: Black Book)
(bkz: Vitus)
(bkz: Dönüş)
amerikalılar dondurmam gaymak'ı çok beğendiler fakat oscar adayları arasında yer alamamış filmimizdir. * * *
(bkz: şerefsizim bir cinnet her şeyi halleder)