bugün

başlık bölümüne yazıp arama yaptığınızda tam 4 sayfa çıkıyor şimdilik. e sene sonra yazacak diyalog bile kalmayabilir.
diyalog kelimesinin çoğul şekli. birden fazla diyalog olduğunu belirtir.
latin edebiyatı dönemi nde, felsefe türünde yazmış olan stoacı yazar seneca nın bir eseridir.
ayfer tunç ile murat gülsoy'un çeşitli konuları konuştukları serinin ismi, henüz ilki yayımlandı, ilk konu: doğunun batısı, batının doğusu. bir buçuk saatlik konuşmaların kaydına şu linkten ulaşabiliyorsunuz: http://muratgulsoy.wordpr...-batisi-batinin-dogusu-2/
(+): hoca
(_): ben
(&): ğiyarlar

Mesleki ingilizce dersi... Vize sonrası ilk ders... Yüzde sekseni dersten çakmış bir sınıf ve bu başarısızlığı dert etmiş kıymetli bir hoca...

+ : arkadaşlar, sizin için de bir sakıncası olmayacaksa, bu ders konu işlemek yerine biraz muhabbet edelim istiyorum.
& : aa, evet hocam, lütfen ders işlemeyelim.. Biraz muhabbet edelim yaf.. bla bla bla...
+ : peki öyleyse, tahmin edebileceğiniz gibi konu başarısızlığımız.. Bu derste almış olduğunuz pek de iç açıcı olmayan neticeler... Evet arkadaşlar, bu konuda ne düşünüyorsunuz? Sizce neden böyle? Biliyorum ingilizce daima handikaplı bir ders.. Bu eğitim metodları ile yabancı bir dil ne kadar öğretilebilir, tartışma konusu... Fakat sizin de bildiğiniz gibi kitabın dışına çıkmadık. Anlatmadıgım hususları sormadım. Buna rağmen bu kadar kötü bir neticenin sebebi sizce ne olabilir?
&: yaaa hocaaam, biz neden ingilizce öğreniyoruzz.. Yaf sanki burdan mezun olduğumuzda ne işimize yarayacak... Ya zaten işsiz kalıcaz, bari okul hayatı... Bla bla bla...
+: (Hocanın iç ses:ulan sizi adam yerine koyup dertlenen de kabahat... Sizin aklınızı sikeyim.) arkadaşlar! konuyu dağıtmadan, belli bir çerçeve dahilinde cevap arayalım. Evet ne düşünüyorsunuz arkadaşlar?
&: ğiyarlardan çıt çıkmıyor... Diller götte...
- :hocam?
+ : söyle malajor...
- : hocam mesele temelde... Çürük zemin Üzerine kurguladığımız saçma eğitim sisteminde..
+ : biraz açar mısın malajor?
- : hocam şöyle bir örnek vereyim: medrese usulü eğitime arkadaşlar ne denli aşinadır bilmiyorum ama.. Şahsen ben kıyasa gittiğimde, medrese usulü eğitim metodunu daha disiplinli ve etkili bir yol olarak görüyorum. Bana göre bilgi, fiziksel ortamdan ziyade, bir atmosfer meselesidir.. Bilgi, sadece okumakla ya da dinlemekle elde edilemez, aynı zamanda soluyarak içselleştirilebilir..mesela ben, hocamın önünde diz kırıp, birebir mütalaa şeklinde eğitim görme taraftarıyım. Bilginin kaynağını, aynı zamanda yaşam alanı olarak da kullanabileyim.. Yani bir nevi yaşam tarzından bahsediyorum.
&: mırıltılar... Homurtular... Böğürtüler... Aaa yobaz şeklinde söylenmeler...
+: dudakta acı bir tebessüm... Ve bir itiraf: aslında hak veriyorum sana.. Kalmış mıdır öyle bir yer, bilemiyorum. Bizler, yani akademisyenler, ifade etmesek de, herbirimiz bir parça devlet memuru olduk.. Böyle bir yapıda, bilgi kaçıncı derecede kendine yer bulabilir bilemiyorum. Ama bahsettiğin metodun uygulanma olasılığı da pek mümkün görünmüyor. ( kafasını kaldırıp sınıfa bakar. Iç ses: bu götlerle mi medrese usulü eğitim verilecek? )
&: ya hocam aslında bu eğitim sistemi çok saçma... Öğğ.. Iğrenç...
+ :tabiki iç ses: siktirin, yalakalar... swh
Platon'ın sokratesçi döneminden kalma metinlerinin bir araya geldiği 600 küsür sayfalık başucu eseri. Remzi kitabevi'nden basılanı tavsiye olunur.

içeriği:

sokrates'in savunması
gorgias (söylev sanatı üstüne)
menon (erdem üstüne)
kratylos (dil üstüne)
ion (şiir üstüne)
kriton (ödev üstüne)
kharmides (bilgelik üstüne)
lakhes (cesaret üstüne)
lysis (dostluk üstüne)
protagoras (sofistler üstüne)
theaitetos (bilgi üstüne)
sofist (varlık: dil üstüne)
+moon gel artık, ne yapıyorsun saatlerdir aynanın karşısında?
-ah, çirkinliğim karşısında bir an dehşete düştüm de.