bugün

medya arkasında atv deki salak bir programa inanılmaz ayar vermiş, daha doğrusu ayar yağdırmış program. bu haftanın skeçleri inanılmaz olmuş. özellikle sokakta "defansif senkronize hareketler" adlı skeci yardı geçirdi.

an itibariyle fatih ürek in "haydi li li" şarkısı eşliğinde okan bayülgenin oynaması, vücudu artık kastan patlamış bir ablamızın ibo show edasıyla dans ettiği program olmuştur.
hali hazırda 3 tane ilik gibi kızın çılgınlar gibi kıvırdığı program.

en soldaki kızı mini etekli gibi görüyodum ki çorabı varmış. yok ben iyi değilim en iyisi gidip bi çay koyiim.
an itibariyle stüdyodaki seyircilerin oturduğu yerden halay çektiği programdır.
atilla taş'ın şarkısına dikkat:

(bkz: konuşsun ve nefes alsın)
(bkz: gerisi fark etmez)

allah'dan sabah 3'te yayınlanıyor da kimse duymuyor bunları.
bu program için tek bir tanım yeterli olur sanırım.; olduğu zaman olan, olmadığı zaman bir bok'a benzemeyen program.
"türkçe sözlü hafif komik" izledikten sonra, kıvrak bir bilek hareketiyle, kanalı değiştirerek izlemeye başladığım programdır. haftalık televizyon izleme limitini bahsi geçen iki program ve "beyaz show" ile dolduran biri olarak söylüyorum "okan bu işi ve bunun bir iş olduğu gayet iyi biliyor".

izlemeye başladığım anda, duyarlı televizyonculuk adı altında, yapmacık tavırlarla halkı televizyona kitleyen bir programa çemkiriyordu(özellikle isim verip rencide etmek istiyorum, programın ismi "bir şarkısın sen". büyük harfler ile yazılabilse onu da yapardım, o kadar hayvanım). öyle bir çemkirişti ki bu, telefonla bağlanıp prgramı rehin alan, potansiyel sarışın bayanlara çemkirişinden daha fazla keyif verdi bana.

programın ortalarına doğru, daha önce hiç duymadığımız bir konuda bilinçlendirdi bizleri (bkz: gdo) . "ben zaten biliyordum arkadaşım, kendi adına konuş" diyen varsa üzerine düşeni yapmamış, bizleri bu konuda bilgilendirme zahmetine girmemiş demektir. çünkü an itibariyle bu başlıkta beş entry bulunmakta. bu konuyu daha sonra inceleme sözü vererek dikkatimi çeken bir hadiseyi dile getirmek isterim. gdo konusunda bizlere bilgi vermek için programa teşrif etmiş bir akademisyenin, (programa teşrif etmiş ne demek lan, sanki ben sunuyorum da programı, adama yağ çekiyorum) çok uluslu şirketlerin kar amacıyla insan sağlığını hiçe saydığını anlattığı sıralarda, atilla taş komünizmin ölmesinden bahsetti, daha da ilginci okan bayülgen komünizmin daha ölmediğini iddia etti.

disko kralı ilk yayınını yapacağı zaman, nasıl bir stüdyo olacağını çok merak etmiştim. hatta okan'ın gerçek bir diskoda program yapacağına dair rivayetler bile duymuştum. işte bu rivayetler bugünü işaret ediyormuş. daha önce hiç rastlamadığımız bir hareket ve enerji ile 4-5 şarkı söylendi, bu sırada okan dj lik yapıyordu. sanırım seyircinin yerinde duramadığını anlayıp, onları yormaya çalıştı okan. başardı da sanırım, seyircilere ve itüsözlük yazarlarına küçük iltifatlarda bulunduktan sonra programı kapattı.

benim de işim gücüm yoktu, hem programı izledim, hem de oturdum programı özetledim.
onumuzdeki yayin doneminde disco ismini alacak program.
dün geceki yayınıyla tamamen stüdyo seyircisine hitap etmiştir, sadece onları eğlendirebilmiştir.

tamam seviyoruz, izliyoruz ama gecenin 3'ünde 4'ünde fatih ürek, altay, atilla taş, empeüç ve bi nebze de olsa ışın karaca, bunlar art arda gitmiyor. tamam reklama girdi devamında en azından sohbete falan devam eder diye son bir ümit bekliyorum, "haydiii nur-aan sull-taaan" denildi, "haydi ali yatma saattin geldi, bunların hepsi aslında bi rüya"
Komünizmin ölüp-ölmediği sorusu tamamen havada kalmıştır. Biz şimdi nerden öğreneceğiz komünizmin ölüp-ölmediğini? *

http://www.dailymotion.co...zm-olmedi-daha_shortfilms
ezginin günlüğü konuk(lar) olarak anılsa hem şarkıları dinlenip hem de kendileri ile sohbet edilse dediğim programdır. bu haftaki nispeten ışın karaca haricindeki dandik seslerin üstüne ilaç gibi geleceğini düşünmekteyim. biraz radyodan istek yapar gibi oldu ama yalnız olmadığımı düşünüyorum.
kemik izleyicinin bağlılığıyla ite kaka süren program. gecenin konuklarını sıralarken eğlendiğine de eminim. topa tutulduğunun ayan beyan farkında adam; salimmim durdur disko kralı bu haftada salim, fatiih ürrek yine mi demeyin fatih. *
son bir aydır sürekli telefonla "bir kez daha gelsenize" diye taciz eden proğram..
cumartesileri değişiklik olsun diye izlenebilcek bi program. abartılcak bişeyi yok okan bayülgenin diğer programlarıyla paralellik gösteren bi konsept.
şu anda yeni başlayan ve gren nin canlı performans sergileyeceği program.
bu geceki bölümünde sadece göksel'in tanıdık olduğu program.
efes kızlarının en sonunda mezdeke'ye bağladıkları porgram.
an itibariyle ekşi ve itü sözlük yazarlarının seyirci olarak katıldığı program.
yapimcisi ayip etmistir.
ituyu, eksiyi cagir ama uluyu cagirma.
aferin.
okan bayulgen uzun bir aradan sonra olağanüstü performans sergilemekte.
konuyu, sözlüklerden açınca bir an için beni heyecanlandıran ama ulu nun adının bile geçmemesinden dolayı aynı heyecanın yerini hüzne bırakmasına sebebiyet veren program. ulan sözlükten bahsediyosun, insan bir ulu ya da değinir di mi? hatta "brkaltnsy hakkında neler düşünüyosunuz, nasıl yazardır kendisi" filan der. o kadar ümitlenmiştim ya! daha da izlemem disko kralı filan.
artık bokunu çıkarıp "veleybol" topu getirtip, iq ları 70 in üzerinde olmayan embesil konuklarına top oynatan tadı kaçmış program.

her hafta bir hevesle koşarım programın başına. şu medya arkasında biraz koparız birazda okan çemkirdikçe hoşumuza gider, sesimize ses olduğu için sonra o kızdığı reyting canavarlarına dönüverir geri. anlamam içten içe. kızarım sonra okana.

popüler kültür bu kadar mı ağır bastı?

edit: bacak görme hastası arkadaşlarımız alınmışlar, kusura bakmasınlar.
bay okan gen, üniversiteden götümüzü yırtarak aldığımız diplomalarının dürülüp bükülerek bize verilmesini şahane özetlemiştir.
-bu diplomaların bükülerek verilmesinde kötü bir niyet mi var... alın diplomayı hayatta...
program formatı, evlilik programlarına kaymaktadır.

kaymak : giydirmek, geçirmek.

eski disko kralı bölümlerindeki eğlenceyi * bi nebze olsun yakalamıştır.
artık kalitesiz konuklar çağıran, 10 dkda bir şarkı veya vtr girip bize uyumamızı söyleyen program. malumatfuruş köşesi dışında pek ilgi çekici bir tarafı yok. eski skeçlerin olmaması zaten büyük bir kayıptı ama bu hale gelmesi daha da kötü oldu. hala o gürgen öz'ün "okan beeey" diyerek stüdyoya girmesini bekliyorum... maalesef özgür seyirciyi tam olarak tatmin edememekte**. kısacası son demlerini yaşayan program.
grenin dudak ucuklatacak cinsten iyi derecede performans sergiledigi program. * *