(bkz: tutunamayanlar)

"beceriksiz ve korkak bir hayvandır. insan boyunda olanları bile vardır. yalnız pençeleri ve özellikle tırnakları çok zayıftır. dik arazide, yokuş yukarı hiç tutunamaz. yokuş aşağı, kayarak iner. (bu arada sık sık düşer.) tüyleri yok denecek kadar azdır. gözleri çok büyük olmakla birlikte, görme duygusu zayıftır. bu nedenle tehlikeyi uzaktan göremez. erkekleri, yalnız bırakıldığı zaman acıklı sesler çıkarırlar. dişilerini de aynı sesle çağırırlar."

(bkz: oğuz atay)
"... dogumdan sonra ana, baba ve yavrulari ayri yerlere giderler. toplu olarak yasamayi da bilmezler ve dis tehlikelere karsi birlestikleri gorulmemistir. belirli beslenme duzenleri de yoktur. baska hayvanlarla birlikte yasarken onlarin getirdikleri yiyeceklerle gecinirler. kendi baslarina kaldiklari zaman genellikle yemek yemegi unuturlar. butun huylari taklit esasina dayandigi icin, baska hayvanlarin yemek yedigini gormezlerse, aciktiklarini anlamazlar. (bu sirada cok zayif dustukleri icin avlanmalari tavsiye edilmez.) icguduleri tam gelismemistir. kendilerini korumayi bilmezler. fakat - gene taklitcilikleri nedeniyle- baska hayvanlarin dovusmesine ozenerek kavgaya girdikleri olur. simdiye kadar hicbir tutunamayanin bir kavgada baska bir hayvani yendigi gorulmemistir. bununla birlikte hafizalari da zayif oldugu icin, sik sik kavga ettikleri, bazi tabiat bilginlerince gozlenmistir. (ayni bilginler, kavgaci tutunamayanlarin sayisinin gittikce azaldigini soylemektedirler.)
din kitaplari, bu hayvanlari yemegi yasaklamissa da , gizli olarak avlanmakta ve etleri kacak olarak satilmaktadir. tutunamayanlari avlamak cok kolaydir. anlayisli bakislarla suzerseniz, hemen yaklasirlar size. ondan sonra tutup oldurmek isten bile degildir. insanlara zararli bazi mikroplar tasidiklari tespit edildiginden, belediye saglik mudurlugu de tutunamayan kesimini yasak etmistir. yemekten sonra insanlarda gorulen durgunluk, hafif sikinti, sebebi bilinmeyen vicdan azabi ve hic yoktan kendini suclama gibi duygulara sebep olduklari, hekimlerce ileri surulmektedir. fakat ayni hekimler, tutunamayanlarin bu mikroplari, kasaplik hayvanlara da bulastirdiklarini ve bu sikintidan kurtulmanin ancak et yemekten vazgecmekle saglanabilecegini soylemektedirler.
hayvan terbiyecileri de tutunamayanlarla uzun sure ugrasmis ve bunlari sirklerde calistirmak istemislerdir. fakat bu hayvanlarin, beceriksizlikleri nedeniyle hicbir huner ogrenemediklerini gorunce vazgecmislerdir. ayrica birkac sirkte halkin karsisina cikartilan tutunamayanlar, onlari guldurmek yerine mahzun etmislerdir. (halk giselere saldirarak parasini geri istemistir.) filden sonra, din duygusu en kuvvetli olan hayvan olarak bilinir. oldukten sonra cennete gidecegi bazi yazarlarca ileri surulmektedir. fakat toplu, ya da tek gittikleri her yerde hadise cikardiklari icin, bunun pek mumkun olmayacagi sanilmaktadir.
baslari daima one egik gezindikleri icin, cesitli engellere takilirlar ve her taraflari yara bere icinde kalir. onlari bu durumda goren bazi yufka yurekli insanlar, tutunamayanlari ev hayvani olarak beslemeyi de denemislerdir. fakat insanlar arasinda barinmalari -ev duzenine uymamalari nedeniyle- cok zor olmaktadir. beklenmedik zamanlarda sahiplerine saldirmakta ve evden kovulunca da bir turlu gitmeyi bilmemektedirler. evin kapisinda gunlerce , acikli sesleriyle bagirarak ev sahibini canindan bezdirmektedirler. (bir keresinde, ev sahibi dayanamayip kacmissa da , tutunamayan, sahibini kovalayarak, gittigi yerde de ona rahat vermemistir.) sehirlere yakin yerlerde yasadiklari icin, onlari sehrin icinde , citle cevrili ve yalniz tutunamayanlara mahsus bir parkta oturarak, sayilarinin azalmasini onlemeyi dusunmenin zamani artik gelmistir."
tutunamayanlar da bir bölüm. oğuz atay ın tutunamayanları keskin bir mizah anlayışıyla tekrar ve tekrardan yorumlayışı...
oguz atay'ın tutunamayanlar adlı romanında ele aldıgı garip yaratıklar ansiklopedisi bölümünde anlattıgı hayvan türü...
tutunamayanın ta kendisi.
(bkz: kaybedenin önde gideni)
zehra cerrahoğlu'nun, 9 eylül sinema bölümünde bitirme tezi için çekdiği kısa filminin adı.

doğal olarak tutunamayanlardan esinlenilmiştir.
sesini duyurmaya çalışıp başarılı olamayan kişi.
tutunamayangiller familyasının bilimsel tanımıdır..
yeni bir altıncı nesil yazar. *
uzun zaman önce ''çok güzel araklar bunlar'' ekibinin biraz deformasyona ugratarak bize sundugu, şakşaklanması sonucu yuttuğumuzu sandığı, oğuz atay'ın tutunamayanlar isimli kitabındaki bölüm.*
http://demirgibiyiz.blogspot.com/
yazan gerçek bir demirsporludur.
beceriksiz ve korkak bir hayvandir. insan boyunda olanlari bile vardir. yalniz penceleri ve ozellikle tirnaklari cok zayiftir. dik arazide, yokus yukari hic tutunamaz. yokus asagi, kayarak iner. (bu arada sik sik duser.) tuyleri yok denecek kadar azdir. gozleri cok buyuk olmakla birlikte, gorme duygusu zayiftir. bu nedenle tehlikeyi uzaktan goremez. erkekleri, yalniz biralildigi zaman acikli sesler cikarirlar. disilerini de ayni sesle cagirirlar. genellikle baska hayvanlarin yuvalarinda (onlar dayanabildikleri surece) barinirlar. ya da terkedilmis yuvalarda yasarlar. belirli bir aile duzenleri yoktur. dogumdan sonra ana, baba ve yavrulari ayri yerlere giderler. toplu olarak yasamayi da bilmezler ve dis tehlikelere karsi birlestikleri gorulmemistir. belirli beslenme duzenleri de yoktur. baska hayvanlarla birlikte yasarken onlarin getirdikleri yiyeceklerle gecinirler. kendi baslarina kaldiklari zaman genellikle yemek yemegi unuturlar. butun huylari taklit esasina dayandigi icin, baska hayvanlarin yemek yedigini gormezlerse, aciktiklarini anlamazlar. (bu sirada cok zayif dustukleri icin avlanmalari tavsiye edilmez.) icguduleri tam gelismemistir. kendilerini korumayi bilmezler. fakat - gene taklitcilikleri nedeniyle- baska hayvanlarin dovusmesine ozenerek kavgaya girdikleri olur. simdiye kadar hicbir tutunamayanin bir kavgada baska bir hayvani yendigi gorulmemistir. bunula birlikte hafizalari da zayif oldugu icin, sik sik kavga ettikleri, bazi tabiat bilginlerince gozlenmistir. (ayni bilginler, kavgaci tutunamayanlarin sayisinin gittikce azaldigini soylemektedirler.) din kitaplari, bu hayvanlari yemegi yasaklamissa da , gizli olarak avlanmakta ve etleri kacak olarak satilmaktadir. tutunamayanlari avlamak cok kolaydir. anlayisli bakislarla suzerseniz, hemen yaklasirlar size. ondan sonra tutup oldurmek isten bile degildir. insanlara zararli bazi mikroplar tasidiklari tespit edildiginden, belediye saglik mudurlugu de tutunamayan kesimini yasak etmistir. yemekten sonra insanlarda gorulen durgunluk, hafif sikinti, sebebi bilinmeyen vicdan azabi ve hic yoktan kendini suclama gibi duygulara sebep olduklari, hekimlerce ileri surulmektedir. fakat ayni hekimler, tutunamayanlarin bu mikroplari, kasaplik hayvanlara da bulastirdiklarini ve bu sikintidan kurtulmanin ancak et yemekten vazgecmekle saglanabilecegini soylemektedirler. hayvan terbiyecileri de tutunamayanlarla uzun sure ugrasmis ve bunlari sirklerde calistirmak istemislerdir. fakat bu hayvanlarin, beceriksizlikleri nedeniyle hicbir huner ogrenemediklerini gorunce vazgecmislerdir. ayrica birkac sirkte halkin karsisina cikartilan tutunamayanlar, onlari guldurmek yerine mahzun etmislerdir. (halk giselere saldirarak parasini geri istemistir.) filden sonra, din duygusu en kuvvetli olan hayvan olarak bilinir. oldukten sonra cennete gidecegi bazi yazarlarca ileri surulmektedir. fakat toplu, ya da tek gittikleri her yerde hadise cikardiklari icin, bunun pek mumkun olmayacagi sanilmaktadir. baslari daima one egik gezindikleri icin, cesitli engellere takilirlar ve her taraflari yara bere icinde kalir. onlari bu durumda goren bazi yufka yurekli insanlar, tutunamayanlari ev hayvani olarak beslemeyi de denemislerdir. fakat insanlar arasinda barinmalari -ev duzenine uymamalari nedeniyle- cok zor olmaktadir. beklenmedik zamanlarda sahiplerine saldirmakta ve evden kovulunca da bir turlu gitmeyi bilmemektedirler. evin kapisinda gunlerce , acikli sesleriyle bagirarak ev sahibini canindan bezdirmektedirler. (bir keresinde, ev sahibi dayanamayip kacmissa da , tutunamayan, sahibini kovalayarak, gittigi yerde de ona rahat vermemistir.) sehirlere yakin yerlerde yasadiklari icin, onlari sehrin icinde , citle cevrili ve yalniz tutunamayanlara mahsus bir parkta oturarak, sayilarinin azalmasini onlemeyi dusunmenin zamani artik gelmistir.
tutunamayandır. bir tanesini istanbulda bulabilirsiniz. derhal yakalayıp tutunamayanlara mahsus olan parka götürünüz. evet benim.