bugün

"...özgürlük konusunda terbiyesizlik ediyorsun, kücük adam. ama özgürlüğü küstahlikla karistirmak köleliğin özgün özelliklerindendir.."

sözüyle çok şey anlatan ve içerisinde onlarca motto barınddıran şaheser kitap.
(bkz: ben mi bana mı diyosun)
''...nietzsche'nin üstün insana yükselme ile hitler'in alt insanına alçalma arasında seçenegin vardı. yaya-ya, diye bagırıp alt insanı seçtin.

lenin'in gerçek demokratik anayasasıyla stalin'in diktatörlügü arasında seçenegin vardı. sen stalin'in diktatörlügünü seçtin.

freud'un, senin ruh hastalıgının özünü aydınlatmasıyla, yine onun kültür uyumu kuramı arasında seçenegin vardı. bacaklarının altından akıp giden kültüre uyumu seçtin ve seksüel kuramı unuttun.

isa'nun muhteşem kolaylıgı ile havari paulus'un senin rahiplerine koydugu evlenme yasagı ve senin için yaşam boyu zoraki evlilik arasında seçenegin vardı. sen, evlenme yasagını ve zoraki evliligi seçtin ve isa çocugu salt sevgisiyle doguran isa'nın sade anasını unuttun.

marx'ın, bütün mal degerlerini tek başına yaratan, senin emek gücünün verimi kavrayışı ile devlet düşüncesi arasında seçenegin vardı. sen, emegindeki dirimi unuttun ve devlet düşüncesini seçtin.

fransız devrimi'nde acımasız robespierre ile büyük danton arasında seçenegin vardı. acımasızlıgı seçip, büyüklük ve iyiligi giyotine gönderdin.

almanya'da göring, himmler ile liebknecht, landau, mühsam arasında seçenegin vardı. himmler'i polis şefi yaptın ve büyük dostlarını katlettin. lodge ile wilson arasında arasında seçenegin vardı. sen wilson'ı katlettin. *

acımasız engizisyon ile galile'nin hakikatı arasında seçenegin vardı. ölümüne alçaltarak yaşamının sonunda, bugün onun buluşlarından çıkar sagladıgın büyük galile'ye acı çektirdin ve engizisyon yöntemlerini yirminci yüzyılda yeniden yürülüge koydun.

ruh hastalıklarını anlamk ile elektrik şoku tedavisi arasında seçenegin vardı. sen, şoku seçtin, kendi sefilliginin dev çapını algılamak zorunda kalmamak, yalnızca açık, aydınlık gözlerin kurtarabilecegi yerde, kör kalmaya devam etmek için.

kısa bir süre once ölümcül atom enerjisi ile yararlı orgon (kozmik) enerjisi arasında seçenegin vardı. sen darkafalılıgınla tutarlı olarak atom enerjisini seçtin.

kanser hücresini anlamamak ile benim milyonlarca insan yaşamını kurtarabilecek ve de kurtaracak olan kanserin sırrını çözmem arasında seçenegin vardı. sen, yıllardan beri bütün gazetelerde aptallıkları tekrarlıyorsun ve çocugunu, karını ve ananı kurtarabilecek olan kazanılmış bilgiyi unutturuyorsun...''
''insanlığa giriş'' kitabı. aslında insan olmanın özeti.
bir kişiyi yahudi olduğu için küçümseyen kişilere ayar verdiği gibi, kendini üstün ırk gören yahudilere de iyi bir ayar veren objektif kitaptır..
william reich ' in adeta ironi şov yaptığı yüzyılın kitabı.
bir kitap okuyunca insanın hayatı değişebilir, her şeyi tekrar tekrar düşünmeye başlar ya hani, işte öyle bir kitap bu. başucu kitabım, defalarca okuyup es geçtiğim noktaları yakalayabiliğim her seferinde. insan gibi yaşamayı anlatıp, her çeşit insana giydirmelerini yapan ve insana kendini tekrar sorgulattırmayı başaran nadir kitaplardan.
"...kendini şimdiki konumundan farklı hissedebileceğini düşünmeye cesaret bile edemiyorsun: boynu bükük olmak yerine özgür; plancı olmak yerine ise açık; bir hırsız gibi gece değil de, gündüz de sevebilen. sen aslında kendini aşağılıyorsun, küçük adam. 'ben kimim ki bir fikrim olsun, hayatımı belirleyeyim ve dünyayı sahipleneyim!' gerçek büyük adamdan tek bir farkın var: büyük adam da bir zamanlar küçük adamdı, fakat sadece tek bir özelliğini geliştirdi; nerede küçük ve kısıtlı düşünmesi ve davranması gerektiğini biliyordu. herhangi bir görevin baskısı altında, zamanla küçüklüğünün ve önemsizliğinin nasıl mutluluğunu tehdit ettiğini hissetmeyi öğrendi. demek ki büyük adam, nerede ve ne zaman küçük adam olacağını bilir. küçük adam ise küçük olduğunun farkında değildir ve bunun farkına varmaktan da korkar."

"...sen hicbir sey degilsin, kucuk adam, hem de hicbir sey. bu uygarligi kuran sen degilsin. akli basinda efendilerden yalnizca birkaci kurdu bu uygarligi. bir kurma isinin icine girdiginde, neyi kurmakta oldugun konusunda hicbir fikrin yoktur. ayrica, ozgur de degilsin, kucuk adam. ozgurlugun ne oldugu konusunda hicbir fikrin yok. ozgurluk icinde yasamasini bilmezsin bile. (...) ozgurluk konusunda terbiyesizlik ediyorsun, kucuk adam. ama ozgurlugu kustahlikla karistirmak koleligin ozgun ozelliklerindendir."
gerçekleri insanın yüzüne şap şap vuran wilhelm reich çalışması. Belirli olgunluğa erişmiş kişilere olgunluk ilave edebilir. Hitap ettiği gerçek küçük adamlara maalesef bir katkısı olamayacak eser.
wilhelm reich ın kitabı. kitabın orjinal adı, rede an den kleinen mann.
dinle küçük adam, bilimsel bir belge değil, konusu insan olan bir çalışmadır. 1946 yılı yazında, yayımlanma amacı güdülmeden, acunsal yaşam enerjisi kurumu belgelikleri için yazılmıştır. (kitabın ön söz bilgileri) okunması gereken bir kitap.
(bkz: beni bu tokat gibi hatırla evlat)
sana şunu söyleyeyim küçük adam; içindeki en iyi şeylerin anlamını yitirdin. onu boğdun başkalarında, çocuklarında, karında, kocanda, babanda, annende, nerede gördüysen orada onu öldürdün. sen küçüksün ve küçük kalmak istiyorsun küçük adam.
bendeki kendini, ve kendindeki beni keşfedebilir, sonra da korkup benim içimdeki kendini öldürebilirdin. bu nedenle senin, herhangi biri ya da herkesin kölesi olma özgürlüğün uğruna ölme gönüllülüğünden vazgeçtim.
". . .

dinle küçük adam! sana 'küçük adam', 'sıradan insan' diyorlar; yeni bir çağ, 'sıradan insan çağı' başladı diyorlar. bunu söyleyen 'sen' değilsin küçük adam. onlar söylüyor bunu, büyük ulusların başbakanları, koltuklanmış işçi liderleri, kentsoylu ailelerin tövbekâr evlatları, devlet adamları söylüyor, filozoflar söylüyor sana bunu. geleceğini eline veriyor, geçmişinden hiç sual etmiyorlar.

korkunç bir geçmişin mirasçısısın sen küçük adam. mirasın, avucunun içinde alev alev yanan bir elmastır. bunu sana söyleyen, benim; beni dinle.her doktor, her ayakkabıcı, teknisyen ya da eğitimci, işini doğru dürüst yapmak ve yaşamını kazanmak için, eksikliklerini bilmek zorundadır. birkaç on yıldır, şu yeryüzünde yönetici rolü oynamaya başlamış bulunuyorsun. insanlığın geleceği, senin düşüncelerine ve senin yapacağın şeylere bağlıdır. ama öğretmenlerin ve efendilerin, aslında nasıl düşündüğünü ve gerçekte ne olduğunu söylemiyorlar sana; seni kendi geleceğine egemen olma yetisi verebilecek yönde eleştiren ve bu eleştiriyi dile getirme yürekliliğini gösteren tek kişi yok. yalnız bir anlamda 'özgürlüğüne sahip'sin sen; kendi yaşamını yönetmeyi öğrenmeme ve kendini eleştirmeme özgürlüğüne sahipsin.

şöyle bir yakınmayı hiç duymadım senin ağzından: 'gelecekte kendimin ve dünyamın efendisi olmak yolunda yürütüyorsunuz beni, peki ama, insanın nasıl kendi kendisinin efendisi olacağını anlatmıyorsunuz hiç, düşünce ve davranışlarımdaki yanlışları bana söylemiyorsunuz.'

yönetimi elinde tutan kişilerin, 'küçük adam'ı yönetmelerine izin veriyorsun. ama sen, hiç sesini çıkarmıyorsun. yönetimi elinde tutan güçlülere, ya da kötü niyetli güçsüz adamlara seni temsil etme yetkisini veriyorsun. her seferinde aldatıldığını anlıyorsun, ancak bunu anladığında, iş işten geçmiş oluyor.
. .

yaptığın her şey eğreti, küçük adam: evini bir kum tepeciğinin üzerine kurmuşsun, yaşamın, kültürün ve uygarlığın, bilimin ve tekniğin, sevgin ve çocuklarına verdiğin eğitim, hep eğreti. bunu bilmiyorsun, bilmek de istemiyorsun; sana bunu söyleyen büyük adamı da öldürüyorsun.

büyük bir bunalım içinde, gelip gelip aynı soruları soruyorsun:

'çocuğum çok inatçı, her şeyi kırıp döküyor, geceleri karabasanlarla uyanıyor, aklını derslerine veremiyor, kabızlık çekiyor, benzi soluk, yüreği katı. ne yapmalıyım? bana yardım et!'

ya da:

'karım bana karşı cinsel istek duymuyor, beni hiç sevmiyor. bana işkence ediyor, sinir nöbetlerine tutuluyor, bir yığın erkekle geziyor. ne yapmalıyım? söyle!'

ya da:

'yeni ve çok daha öldürgen, korkunç bir savaş patladı; oysa biz tüm savaşları önlemek için yapmıştık son savaşı. şimdi ne yapacağız?'

ya da:

'varlığıyla övündüğüm uygarlık, enflasyon nedeniyle çöküyor. milyonlarca insan yiyecekten yoksun, ölüm açlığı içindeler, birbirlerini öldürüyor, çalıp çırpıyor, insanlıktan çıkıyorlar. umutlarını yitirdiler. ne yapmalıyız?'

'ne yapmalıyım?', 'ne yapabilirim?'... sonsuz geçmişten beri, yüzyıllardır aynı soruyu soruyorsun.

'hakikati güvenliğe yeğ tutan bir yaşam biçimi içinde elde edilen büyük başarı ve bulgunun yazgısı şudur: senin tarafından büyük bir açgözlülükle yalanıp yutulmak ve sonra gene senin tarafından dışkı olarak atılmak.'

büyük, yürekli ve yalnız olan birçok adam, ne yapman gerektiğini çoktan söyledi sana. onların öğretilerini çarpıttın, kırıp döktün ve ortadan kaldırdın. her seferinde onları ters tarafından yakaladın; büyük hakikati değil de küçücük yanlışı yaşamının yol göstericisi olarak gördün; hristiyanlıkta, toplumbilim öğretisinde, halkın egemenliği konusunda, yani kısacası, elini değdirdiğin her konuda büyük doğruyu değil, küçük yanlışı seçtin. bunu neden yaptığını soruyorsun, ha?

bu sorunun ciddi olduğunu sanmıyorum. sorunu yanıtlarsam, hakikati işittiğinde önüne geleni öldürecek denli öfkeleneceksin:

evini derme-çatma kurdun ve bütün bunları böyle yaptın, çünkü 'içinde yaşamı duyma' yetisinden yoksunsun; çünkü çocuklarındaki sevgiyi daha doğmadan öldürüyorsun; hiçbir canlı ifadeye, hiçbir özgür, doğal davranışa karşı hoşgörülü davranamazsın, doğallığa dayanamazsın çünkü. dayanamadığın için de, korkuyor ve şunu soruyorsun: 'bay jones ne der?', 'yargıç smith ne der acaba?'
. ."

dinle küçük adam (1954) - wilhelm reich - çeviri: şemsa yeğin - payel yayınları - mart 1992 (7.basım)
yıllardan beri süregelmiş bir sürü saçmalığa giydiren kitaptır.
Bir çizgi film karakteri cedric'in muhteşem büyükbabasının meşhur sözü.
okudukca sanki ermislik mertebeside yukselmrni saglayan kitap.okuyun okutun.kendini bisi sanan ama aslinda bisi olmayan egolariyla kendini buyutmeye calisan ve bunun icin kimseyi ezmekten cekinmeyen(karisini cocuklarini)birinin oykusu bu.kucuk ama etkisi cok buyuk bir kitap.okudukca kndinin ne oldugunu bulmaya calismani saglayan seni okudukca ben de bir kucuk adam miyim diye dusunduren kutsal kitap.
hazmederek okunması gereken bir kitaptır yoksa anlamakta zorluk çekebilirsiniz. ne kadar küçük olduğumuzu gözler önüne seren bir kitap.
komşular ne der, dedin yada dürüstlüğün sana kaça patlayacağını..
benim gerçeğime karşı yapacak hiçbir şeyin yok, küçük adam. işte bunun içindir ki, kara gece hırsızı gibi mutluluk çalıyorsun.
insanı düşündüren bir kitap yazar her şeyden sıyrılıp önce kendine sonra bize ayna tutmuş durumda. okunması gerekenlerden.
bölüm hocasını okunmasını zorunlu tuttugu kitaplardan.
insanı tekrar düşünmeye iten bir eser.

Akla uygun olduğu sürece bütün yasalara uyarım, ama katı ya da anlamsız kural ve yasalarla savaşırım. (Savcı koşma hemen Küçük Adam çünkü kendini bilen biriyse o da aynı şeyi yapıyordur.)
wilhelm reich tarafından yazılan kitap ötesi çalışmadır. öylesine büyük ve önemli bir kitaptır ki çok büyük laflar etme savındaki yüzlerce kitabın yazarının yüzlerce sayfada söyleyemediğini 100 sayfada söylemiştir.
kendi kendini ayar manyağı etmek isteyen her insan okumalı. sizi sizin gibi eleştirir bu kitap. okuyan kişiye level atlatır.
nasıl anlatsam ki bu kitabı, böyle ilk cümlesinden başlar sizi deli etmeye. bir süre sonra düşünmemeye başlar, itaat edersiniz.* hatta kısaca budur ;

' ben kızıl değilim, kara değilim, beyaz değilim, sarı değilim. ben hıristiyan da değilim, yahudi de değilim, müslüman da değilim, mormon da değilim, çok karılı da değilim, eşcinsel de değilim, anarşist de değilim, boksör de değilim. bir kadına sevdiğim ve hoşlandığım için sarılırım, yoksa nikah cüzdanım olduğu için ya da cinsel aç dolaşıp durduğum için değil.

çocukları dövmem, balık tutmam, karaca ya da geyik avlamam...