bugün

kahverengi giyinmeyi formasi haline getirmis insan turudur.
personelin yüzde ellisi, aldığı maaş geçim sınırının altında olmasına rağmen verilen parayı hak etmemektedir. buna ben de dahilim.
Çoğu yandaş sendikaya üye olduğundan her toplu görüşme devresinde ayarı yiyen,herşeyi hak eden insanlardır.
Bir yaşıma daha girdim bugün. Bilirsiniz, fatura yatırmak için karşısına dikilme cesareti gösterdiğiniz devlet memurlarının gözünün içinde sizi fark ettiğine dair bir fer yakalama şansınız yoktur normalde. Hele de soğukların aniden bastırmasından mütevellit herkesin elinde peçete, burnunda sümükle dolaştığı şu günlerde. Ancak bugün gittiğim ismi lazım olmayan bir devlet dairisinde çalışan kumral, hafif tombik apla kadife sesiyle öyle güzel konuştu ki; devlet memurlarının hepsinin bir şekilde Somurtkan Şirin ile aynı genleri taşıdığına dair tüm ön yargılarımı paramparça etti...

Karşısındakini insan yerine koyan, istememe rağmen zorla ağzıma çikolatalı gofret tepiştiren memur apla, iyi ki varsın.
iş arkadaşımın bebeği oldu, gittik hastaneye ziyarete falan dedi ki "çocuğun nüfusa kayıt ettireyim sen de benimle gel". "tamam" deyip gittik daireye.
sahne şu;

3 tane memur yan yana oturmuş uzun bir masada, ki birinin göbeği sadece benim kadar, ilk memura ilgili kağıdı doldurup evraklarla birlikte teslim ediyorsun. o bilgisayara bilgileri giriyor ve nüfus kağıdının çıktısını alıyor ve yanındaki yarım dünya memura veriyor. onun elinde sadece kaşe ve kalem var. bakıyor kağıda ve kaşe edip imzalıyor ve yanındakine veriyor. son memur da kaplama makinesine kağıdı veriyor, kaplıyor, soğuk damgayı vurup nüfus kağıdını sana veriyor. yani tek kişinin yapabileceği bir iş için 3 boğaz var ve maaş alıyorlar!
Hani üniversitede sınıfta en az bir yaşlı, kelli felli amca olurdu ya; o adam devlet memuru işte.
Bazilari calisirken okumakta ve part time is verenlerin hakettikleri paralari kendilerine vermeleri icin ellerine bakmamaktadirlar.

(bkz: Selam)
benden fazla para alip benden fazla tatili olup benim ondan fazla saat calismama rağmen, benden fazla ağlayan kesim.
Bu zamanda işlerin alalen rüşvetle döndugu yerdir. Bkz solhaber.
Yeni nesil olarak Kpss den yardıran kişilerdir.
hemen herkesin dediği gibi salla başı al maaşı olanları mevcuttur pek Tabii.
Ama normal şartlarda 8-5 çalışırken sabah erken çağrılıp, gece geç vakte kadar çalışan, yaptıkları iş için tehdit edilenlen, belki de polisten sonra en çok öldürülen, yaralanan ya da intihar eden mensuplarının olduğu memur grubu da vardır.
Her memuru, ve her yaptığı işi ayne kefeye koymayın a dostlar.
memurluk yan gelip yatma yeri değildir.
(bkz: ağır ironi)
bu mesleğe girecek kişilerin bir süre özel sektörde çalışması gerektiğini düşündüğüm meslek grubu.

hala öğrenci olduğum 2010 senesinde kpss'de bir şansımı deneyeyim deyip ilk adımımı attım. puanım da fena değildi; fakat aynı sene (#22607812) sayesinde fena olmayan puanım 2 sene boyunca sancılı bir süreç yaşamama neden oldu.

sancılı süreçten kastım, 2 sene boyunca özel sektörde götümden tam anlamıyla kan almaları. ankara ayazında kız başıma montumun içine sıcak su torbası koyarak sokak sokak bayii bayii gezdim. tek tatilim olan pazar günleri, "ilçelere günü birlik drivea gidiyoruz" dediler mecburiyetten gıkım çıkmadı. ağlaya ağlaya eve geldim bir gecede sinirden iş hukuku okudum, en başta sözleşmeyi anlamadan okuyup imza attığım için hiçbir şey yapamadım. sabahın 5'inde 6'sında "istanbul'dan patronlar gelecek, işe erkenden git" diye uyandırıldım ki; uyandırılınca aslan kesilirim, kedi gibi "piki" diyebildim.

zor da olsa geçti 2 sene, son atamada ucundan yırtıp devlet memuru olmayı başardım.

o 2 yıldan sonra sadece sıcak bir odada çalışmak bile benim için çok büyük mutluluk, işimi çok seviyorum, severek de yapıyorum. annem ilk gün işe gönderirken "sakın asık suratlı memur olma" diye tembih etti. sözünü de dinliyorum.

bu işte; çok fazla bıkmış, çürümüş, masasındaki işi yapmak için evrağa uzanamayan insan var. kadın/adam hayatında zorluk görmemiş, iki dakikalık iş gözünde büyüdükçe büyüyor. sanki bütün gün dövüyorlarmış gibi saat 5 olsa da eve gitsem diyor. çalışası yok, sözüm ona "çocuk okuyor" diye emekli de olmuyor. sürekli "memurum, mağdurum" edebiyatı...

hatta şu an yanımda geçen hafta psikoloji koğuşunda yatıp beynimi yiyen bir tip var.

(bkz: yazarların başucunda bulunan eşyalar)
(bkz: kulaklık)

yani; devlet memuru olacak adamın burnu yerlerde sürüm sürüm sürtmezse, devlet memurları her zaman salla başı al maaşı olarak anılır. sen bugün gidersin yarın gelirsin, ben bugün üşenir yarın yaparım.
torpil yapma-siyasi baskı eyleminin normal karşılandığı kurumlarda çalışan; müsteşardan hizmetliye uzanan ve devlet güvencesi altında çalışanların genel ismi.

siyasetin ne hikmetse bir türü yakasını bırakmayanların, her türlü pisliğe bulaşanların, her türlü başarıya ulaşanlara verilen genel isim.

siyasetçi ve üst düzey bürokratların götlerini yalamak zorunda olanların genel ismi. bu eylemi gerçekleştirmeyenlere haritadan yer beğen denir. cidden hala bu haritadan yer beğen geyiğini yapan master yapmış müdür-yönetici var.

birçoğu dmk na aykırı olarak çalıştırılan konu ile ilgili hukuk yoluyla hakkını arayanlara yapılmadık zulüm kalmaz. ayrıca sadece egm ve orduya has iç hizmet tüzüğü vardır ki bu her insan tarafından okunup bilinmesi ve bu tarz yerlerde tartışılması gereken konulardır.
%90'ının özel sektörde asgari ücrete iş bulamaması garantidir.
halkın gözünde yatarak para kazanmak isteyenlerin yapmak istediği mesleğin genel adıdır.
devlet memuru değilim ancak özelde asgari ücret alamaz devlet memurları denmiş peki neden bunca insan özeldeki maaşlardan şikayet ediyor.
haftada 104 saat mesai yapanları da vardır.
haftada temiz 20 saat mesai yaptığı halde mesai ücreti almaayan kamu çalışanıdır.
doktorlarin da devlet memuru oldugunu unutmayin... memurluk sadece bir isimdir... memuriyetin onca sinifi var.. genel idare hizmetleri, yardimci hizmetler din hizmetleri emniyet hizmetleri egitim ogretim hizmetleri teknik hizmetler saglik hizmetleri avukatlik hizmetleri sinifi gibi... yani

bazilariniz cok ama cok malca konusuyor, kusura da bakilmasin. bilmeyen gitsin ogrensin amk..
Özel sektör çalışanlarının imrendiği kişilerdir.
Şahsımca da imrenilmektedir zat-ı muhteremler.
kamu görevlisi.

hayalim len öyle demeyin. devlete kapağı atalım da.
Boş zamanlarında (-ki çoğu zaman boşturlar) dedikodu eden insan çeşidi.
Candır.
siyaset ile yükselen şahıslar;

http://www.radikal.com.tr...lli_egitim_muduru-1200711

chp logosu koysa idi sürgünlerden sürgün beğenirdi...
güncel Önemli Başlıklar