yeşil uzun kabanlı genç.
(bkz: herkesin bir popisi var)
vatan sevmeyi 6. filo önünde namaz kılmak,6. filo askerleri için genelev boyamak vb. faaliyetler olarak algılayan bünyeler tarafından vatan haini ilan edilen vatansever genç.
edit:bunu yazar yazmaz eksilendim ve hiç şaşırmadım.demek ki vatanseverliği abd nin kıçını yalamak olarak algılayanlar halen var.
kendisi ile aynı dönemde okuyan ve onu gayet iyi tanıyan abilerimin söylediğine göre çapkın zat.

yani adamın devrim, evrim falan gibi derdi yokmuş. karizmatik bir zatmış kendisi ve birilerince kullanılmış ve sonunda da yazık olmuş. onun vataneverliğinden hiç şüphem yok ama keşki kendisini kullandırmasaydı. keşke kardeşlerine kin gütmeseydi. keşke aslında taş attığı insanların kendi insanları olduğunu ve onlarla yaşamak zorunda olduğu bilincinde olsaydı.
yeşil parka giymesi sonradan aleyhine kullanılmış olan cesur devrimci genç. parka giyiyor giye olur olmaz bahanelerle kendisine " vurun abalıya " * yapılmaya başlanmıştır. sanki mücadelesi uğruna hayatını feda etmiş birinden değil de sokak serserisinden, çoluk çocuktan, aklı bir karış havada ergenden bahsediyor havalarına girmek moda oldu nedense sözlükte son günlerde.
(sözde) aptallığı "einstein" ergenlerden menkul devrimcidir. devrimciliğinin gerçekliği-sahteliği hakkında atıp tutmak nereden çıkmıştır o da ayrı konu. zaten sahte devrimci diye astılar, değil mi?
selda bagcanın sevgilisiymiş.
68 kuşağının Türkiye deki en önemli temsilci ve isimlerinden olup "Tam Bağımsız Türkiye" adına biraz hayalperest-romantik bir idealizm ile yola çıkmış bir gencimizdir. 1960 askeri darbesinde adnan menderes ile beraber toplam 3 kişinin idam edilmesinin akabininde 72 yılında demirel hükümetinin 3e 3 söylemiyle idam edilen 3 gençten birisidir.
sessiz sedasız idam edilmişlerdir. vasiyetinin dahi gerçekleşmesine izin verilmemiştir. arkadaşları ile yanyana gömülmek istemişlerdir fakat devlet baba diğer tarafta da birleşmelerinden korkarak her bir mezar arasında bir boşluk bırakarak gömmüştür onları.
güneydoğu da şehit düşen bir askerden daha çok devrimci değildir. zira birisi vatan için ölmüştür, diğeri ise birilerinin ideali uğruna. kendi ideali uğruna bile değil.
"onu oturmak için kullanıyoruz, düşünürken beynini kullansan daha iyi olur" dedirten saptamaların hayretler içinde okunduğu, devrimci bir figür için açılmış başlık.

siyasi yaklaşımı konusunda birden çok konuda eleştiri yapılabilir bir devrimci figür olmasına rağmen, fikirlerindeki samimiyet ve duruşundaki kararlılık sebebiyle saygı duyulmalıdır kanaatindeyim.

evde sıcak odada bilgisayar başında otorite olduğun sanrısıyla ahkam kesebileceğin biri değildir zira deniz gezmiş.mahalle kadını modunda dedikodu tarzı cümleler kurmak yerine sağlıklı bilgiler edinip öyle eleştirmek daha akıllıca olur.
şişirilmiş şahsiyet.

ne yapmış bu adam ülkem için? neymiş devrimciymiş, neyi devirmiş? ne yapmış? amerika yı yuhalamışmış falan? kardeşim ne yapmış bu adam?

tespitler yapılırken mahalle karısı gibi değil mahalle delikanlısı gibi yapılmıştır. bilgi görgü olarak siz sahte solculardan da aşağı değiliz evelallah.

artık sahte kahramlanlarınızın sonu geldi. bittiniz ey solcular bittiniz.
aklıma hep çok gezen mi bilir çok okuyan mı sorusunu getirir. buna mütakiben çok gezen ayak bok getirir lafı gelir. demek ki neymiş çok okuyan bilir. yazar burada örnek üzerinden mesaj verdi.
madem o kadar boş , öylesine bir sokak serseri de neden bu ülkede hala deniz gezmiş denildiğinde duraksanıyor. neden birşeylerin hesabı hala verilmiyor. neden iftiralarla ört-bas ediliyor. neden hala bu ülkede deniz gezmiş ve arkadaşları tartışılıyor da kestirip atılmıyor. neden bu adamlar bu kadar kaile alınıyor. çünkü bu adamlar davalarının sonuna kadar gittiler. söyledikleriyle yaptıkları hep tuttu. ve en çok beni benden alan da şudur ; akp geçtiğimiz referandumun evet'lenmesi için biz hak getiriyoruz , eşitlik getiriyoruz herkese , gaziye imkanlar , engelliye normal insanlar gibi yaşama özgürlüğü var dedi. tıpkı deniz gezmiş gibi. ironik bir terslik var burda. biri asıldı diğerine kurtarıcı gözüyle bakılıyor. iyi uykular canım ülkem.
verdiği mücadele takdir edilmesi gereken bir mücadele olmasına rağmen, keşke savunduğu ideolojiyi silah yerine kalemle dile getirseydi diyebildiğim.
devrim ve darbe arasındaki ayrımı anlamak gerekir dedirten yaklaşımlar olmaya başladı, dedirtiyor.

askeri darbe, yani daha basit anlamıyla, askerlerin ülke yönetimini ele geçirmesi ülkeyi 30 yıl geriye götürür(50 de olabilir).

devrim bambaşka bir şeydir.basit düzey bir yaklaşıma;

eskiyi yıkıp yerine yenisini getirirsin.yeni getirdiğin sistem eğer eskiyle kıyaslandığında daha olumsuz bir yapı oluşmasına sebep olmuşsa adına "irtica", yok eğer eskiyle kıyaslandığında daha ileri ve olumlu bir yapı oluşturmuşsa "devrim" denir.
Deniz Gezmiş ölürken bile Tam Bağımsız Türkiye diye bağırırken,
Apo mahkemede ölmemek için yalvarıyor.
Şimdi devrimciyim diye geçinen pkk lılara sormak gerekir;
Devrimcilik inandığın değerleri savunmak için midir?
Egolarını tatmin edip yumurta göte geldiğinde ağlamak mıdır?

bir devrimci asla yalan söylemez,ama bir yalancı,devrimci olduğunu söyleyebilir
50 yaşına kadar yaşamış olma ihtimali bu ülkede en fazla kişiyi korkutan devrimci genç.
(bkz: deniz gezmiş in marksist lüteratüre kattıkları)
bi althusser değil.
bir kaç boktan çıkar uğruna kıç yalayan korkaklardan olmadı hiç.
bugün yaşasaydı eğer, aynı mücadelenin içinde bugün yer alsaydı, aba altından sopa gösteren(mi ?), yok yok ali kıran baş kesen iktidar sahiplerinin yanında asla yer almazdı.

tam bağımsız, çağdaş, demokratik ve laik bir türkiye halkının çıkarları uğruna canından oldu. hayali tam bağımsızlığı savunan çağdaş insanlarla dolu bir türkiye idi, ne yazık ki beyinsiz gençlerle dolu bir türkiye yaratıldı baskılar ve beyin yıkamalarla.
genç yaşta uçuk fikirleri nedeniyle öldürülen kişi. öldürülmeseydi kimse farkına varmayacaktı ama öldürülünce büyük bir dava adamı oldu.
Ankara Barosu'nun kurduğu komisyon, Cumhuriyet tarihine iz bırakan davaları yeniden inceleyecekmiş. ilk aşamada belirlenen altı dosya varmış. ve bu dosyaların içinde deniz gezmiş'in dosyası da varmış.

ben bitiyorum böyle haberlere yahu. iptal oluyorum. mavi ekran diyorum. yok artık ali sami diyorum. daha birçok şey diyorum. sen taraflardan biri olan, hayattaki failleri değil; kalk merhumları yargıla. bu nasıl bir adelet. aklım almıyor.
..........
kağıt bir gemidir devrim
bütün gemiler
hurdaya çıksa da sonunda
taşıdığı özgürlük şiiriyle
batmadan yüzer nicedir
dünya sularında

kim bilir kaç yunus görmüş
kaç deniz gezmiş...
marksizmle yakından uzaktan alakası olmayan koyu bir ulusalcı. zamanın koşulları gereği diyerek kendisini sosyalist ilan edenler mustafa kemalden bir hümanist çıkarmaya çalışan kemalistlerden farksızdır. bu adamdan sosyalist falan çıkmaz ağbi adam artık değer nedir onu doğru dürüst öğrenemeden faşistlerce asılmış.
Sen yüzünü göremedigin insanları severmisin?
Ben seviyorum çünkü fikirlerini gorüyorum..
O gücü hissediyorum..
öpemiyorum,
dokunamıyorum,
hissedemiyorum belki ama,
fikirlerin sonucunu görüyorum.
Onlar için ölenleri, ölümle dans edenleri görüyorum.
Onlar için yaşarken savaşanları,
ölürken yaşayanları..
Ve onlar için herşeyden vaz geçenleri...

Fikirler..
Sınırları kaldıran,
milyarlarca devrenin ve kabloların arasından yayılan heybetli fikirleri.
Görüyorum..
Fikirlerin gücünü ve tesadüfi olmayan şekillenişini gorüyorum..
Ve inan seni her gördüğümde, bunu somutluyor ve bize daha çok inaniyorum..

Bu benim manifestom
karmaşıklikları birleştirmek
varlığımı oluşturanın isimlerden renklerden ve cinsiyetlerden cok
fikirler oldugunu bilerek
ve görüngülerin,
esas olanın altında ezildiğini bilerek
hergün hiç usanmadan
aynaya bakmak ve görünene kufur etmek..
birgün esmerliğime tavir alirken
sonraki gün sarışınlığımla dalga gecmek
örneğin ırkımı, hergün değiştirmek
işte bu benim felsefem
çünkü fikirler aynada gozükmez..

Gözükenler çoğu zaman yanıltır.
En çok gördüğün şeye bak nekadar gerçek?
ya Fikir,
Gerçek bir temelde örgütlenmiş bir fikir?
tehlikeli ama gerçek
aynaların gücüne karşi gelecek
sınırı aşacak tek bir fikir
Birde ona bak ne kadar gerçek?
Ne kadar yalın ve imgesiz değilmi?
Kaba saba, duygusuz, dokunamayacağın
fakat bir okadarda gerçek değilmi?
işte fikirler öz olarak kabaca, imgesizde anlatilir
onun gücüde "pelerine" ihtiyac duymamasından
ortaya net konulmasından gelir..

işte bu benim manifestom
Fikirlerin gücüne inananların
gerçek bilgiyi arayanların
ve hep suçlu adledilenlerin,
fikirsel manifestosu..
öğrenmeye çalışan,
öğrendiklerini yayan,
ve bir fikri olanların
ve bu sebeple suçlu olarak yaşayanların
yalın hali, kaba bir manifestosu..

Sana gelince,
Fikrimin fikir oldugunu anlamamı
Fikrin, fikirini dogru kavramamı sağlayan
aynılıklarımın insanı
bu manifesto senin için
çünkü ben,
sen olduğum müddetçe bir fikirim
çünkü sen oldukça aynalar anlamsiz
ve zafer kayıtsız..

Yüzünü görmemem önemli değil,
Kendi yüzümüde görmüyorum..

Elini tutmamamda önemli değil,
Zaten yumruklari sıkılı insanlar
el ele tutuşamazlar..
maalesef 6 mayıs doğumluyum. kutlamıyorum denizim ruhun şad olsun.

edit: eksilemek çözüm mü?