bugün

kesinlikle bir yerden bulunup* unrated & uncut versiyonunun (da) izlenilmesi gereken film. bir de tabii her tarantino filmi gibi gönderme dolu -kendi filmleri dahil-, o göndermeleri anlamayinca pek bir seye benzemiyor. ayrica janri korku degil kesinlikle.

müzikleri özellikle güzel ve 70'lerin havasini filme veren en büyük etken kanimca, arabalardan sonra. kamera teknikleri filan klasik tarantino. her filmini ayri bir theme'e ceken yönetmenin bu filmdeki theme'i dublörler ve 70'ler iste.

--spoiler--
zoe, lee, abernathy ve kim'in kafede oturduklari sahnede dikkatle bakilirsa stuntman mike barda oturup kizlari keserken görülebilir.

filmin en basinda jungle julia'nin evinin duvarinda soldier blue posteri var kafam kadar.

yönetmen, herkesin artik bildigi üzere iflah olmaz bir ayak fetisisti.

vanishing point icin "gelmis gecmis en iyi filmlerden biri" diye bahsediyor zoe. o filmin baskarakterinin arabasi da filmdeki '70 model beyaz dodge challenger, 440 inc3lik motor.
--spoiler--
bağımsızlıkda sınır zorlaması yaşatan bir baş yapıt,tarantinovari diyaloglu sahnelerle dolu, kanlı sahnelerle kombine edilmiş ve kendi özünde başarıyı yakalamış bağımsız yönetmenin bağımsız filmi.
(bkz: severek izliyoruz)
böyle oluyor işte. tek atımlık barutu olup voliyi vurduktan sonra izleyicinin üzerine attıran bir film daha. tarantino kill bill voyume 2'den daha berbat film çekebileceğini kanıtlamış oldu.

(bkz: film sıçmak)
kill bill 1 gibi saheser yaratabilmis bi insandan beklenmeyecek derecede kötü, konusuz, muhabbetleri kusturan, bitse de isimize gücümüze baksak dedirten film.
bağımsızlık had safhada, efektler müthiş, hele trafik kazaları bu zamana kadar canlandırılanın en iyisi. am filme bence damgasını vuran en önemli sahne hatun kişinin kucak dansı yapmasıdır. kült bir sinema sahnesi olarak ruhadam belleğinde yer almıştır.
klasik tema "kötü kızlar cehenneme gider"le biteceğini tahmin ettiren ama hiçbir mesaj kaygısı taşımayan, seri cinayetler bekleten ama birbiriyle çok da alakalı olmayan yalnızca 2 olayı içeren, bol ama boş diyaloglarla doldurulmuş, seyirciyi olayların psikolojik, nevrotik, irrasyonel, sofistike geçmişinin filmin bir yerinde çıkacağına inandıran ama Türk arabesk film aksiyonlarının ötesine geçmeyen, işte böyle bol "ama"lı bir film. sonunda da "oh, kızlar ne güzel dövüyorlar Dublör Mike'ı, bir tane de benim için vur!" dedirtiyor seyredenlere, giriş gelişme olmasa da sonucu rahatlatıcı olan bir kompozisyon sunuyor sanki.
Hayatımda izlemeyi yarıda kestiğim birkaç sinema filminden biri (ilki; Henry ve June idi 90lı yılların başında, üstelik en genç haliyle Uma Thurman'lı) Tarantino'nun Kill Bill'de neredeyse zerafetle kullandığı şiddet, gene ortalığı beceriksiz kasabın elinden fırlayan mezbaha artıklarıyla dolduracak şekilde dönüşmüş. Kurt Russell'ın varlığı bile bu işkenceyi çekmeme yardımcı olamadı. Hiçbir şekilde önermiyorum.
en son moda tarantino filmi.hayranı olduğu austin,texas ta cekmiş;basrolunde de kill bill de uma thurman ın dubloru olan hanımkızı oynatmıstır.
guzeldir tarantino yapar da kotu mu olur dedirtir fakat 2.bolumde ozellikle gereksiz ve uzun diyaloglar seyirciyi sıkar ardından gelen araba sahneleriyle durumu kurtarmaya calıstıysa da biraz hayal kırıklığı yaratmaya engel olamamıştır.
içerisinde chick habit isimli harika bir soundtrack barındıran tarantino filmi.
ne vaadediyorsa onu veren bir film.

analizi yapilamayacak kadar sig karakterlerin yer aldigi kanli, mantiksiz ama eglenceli hikayeler anlatan b tipi filmlerden ilham almis bir quentin tarantino filmi teklif ediliyor. aynen onu izliyorsunuz.

filmin ikinci yarisinda ekrandan kaybolan cizikler ve seyircinin gozune sokulan devamlilik hatalari, bir an once kotarilmaya calisilan ucuz filmleri hatirlatsa da gerek bir arabanin camindan uzatilan kadin ayaklari gerekse 90'li yillarin ortasindan itibaren alistirildigimiz diyaloglar bunun kimin fantezisi oldugunu hatirlatir.

bir pulp fiction degildir. ama zaten hic bir film degildir. kill bill'in uzak dogu kavga filmlerine ve leone* tarzi intikam hikayelerine oykunmesi, jackie brown'in bir blaxploitation klasigi olmasi gibi death proof da yonetmenin b filmler hakkindaki yorumudur.

en onemlisi, filmi geri donup izledikce yeni detaylar gorecek olmaniz garantidir. diyaloglar da zamanla daha bir komik gelir. kuru fasulye gibidir tarantino filmleri, bekledikce guzellesir.
kurt russell in oynadığı film. hatunlar bel altı muhabbeti yapıyor, kurt russell parmaklarıyla yemek yiyor, bir de "kucak dansı" var... güzel film, tam bir tarantino filmi; diyaloglar çok uzun ve gereksiz, çünkü bu bir tarantino filmi.

pulp fiction da da bu böyleydi, rezervoir dogs da da, jackie brown da da.

tarantino yu bu kadar meşhur yapan zaten bu diyaloglar, tek açı kamera ile olay anlatımı; hiç bir filminin de "ana tema" sı yoktur esasında, sadece izler ve keyif alırsın. keyif almıyorsan da filmin sonunu beklemene gerek yok, yarı da bırak gitsin filmi; hiç birşey kaçırmazsın.
tarantino'nun eski filmlerine bolca göndermelerde bulunduğu, 70'li yılların istismar filmleriyle mükemmel bir şekilde dalga GEÇTiĞi FiLM.
Tarantino'nun ara ara gözüküp diyaloglarıyla yardığı film.
quentin tarantino nun felsefesini bilmeyenler ve anlamayanlar için alelade bir filmdir.

fakat tarantino çoğu filmlerinde olduğu gibi 70'ler havasıyla, kopan bacaklarla, kanlarla, bilimum geyik diyaloglarıyla* * izleyenleri bir kez daha büyülemiştir.
kendisi güzel olmasa da soundtrackleri müthiş olan film.

(bkz: baby it s you)
(bkz: down in mexico)
tarantino nun müzik ve kadınlar konusunda olan müthiş zevkini bir kez daha kanıtladığı film.artık bir tarantino klasiği haline gelen ana konu dışında ki ara muhabbetler oldukça eğlenceli.
çarpışma sahnesi süper olan film.
hakkında ilk akla gelen şey muhtemelen kucak dansı ve soundtrackleridir.

filmi hiçbir yönüyle beğenmeyen birine, uzun ya da kısa vadede katlanamayacağımı düşündürtecek kadar orijinalliklerle dolu; dolu dolu, boş boş bir 2 saattir.
tarantino sevmeyen birinin ''bu ne mna koym!'' diyeceği filmdir. sonu da epey bi gariptir. ama iyidir, hoştur.
planet teror un yanında sönük kalan ama fena da olmayan movie.
tarantinonun iyi filmlerinden birisidir. piskopat bi herifin (bkz: kurt russel) kızları öldürme ve öldürmeye teşebbüs etme durumları üzerine kurulmuştur. izlenmesi zor sahneleri olsada, sonunda oh be! diyeceğiniz kesindir.
sadece tarantino hayranlarının izlemesi gereken film.
tarantino abimizi tanıyıp da bu filme burun kıvıranlara anlamak mümkün değil çünkü uzun uzadıya giden diyaloglarıyla, ayak fetişizmiyle, başka tür sapıklıklarıyla ve içerdiği vahşetiyle beraber en tipik tarantino filmi denebilir.
büyük bir tarantino hayranı olarak inanılmaz eğlenerek izlediğim filmdir. bu güne kadar izlediğim en iyi trafik kazası sahnesini ben bu filmde gördüm.
tarantino'yu çok seven ama bu filmi tarantino'nun çektiğini bilmeden izleyen bi bünye olarak, filmin ilerleyen dakikalarında durdurup, "kim lan bunun yönetmeni" diye baktığım ve tarantino ismini görünce çok şasırmadığım film olmuştur.

(bkz: tar demeden tarantino yu anlamak)