dağdaki çobanla benim oyum eşit olamaz

kendini büyük görme ve gösterme çabasıdır. içindeki ezikliğin dışa vuruş biçimidir.
üstelik ortalıkta onca diplomalı eşek varken komik düşen bir görüş.

Kendini bir bok zanneden egoist bencil galesiz bir şahıs.

dogru olabilecek bir cumledir örnegin;yasadığı köyden dışarı cıkmamış cahil bir anadolu çomarıyla,2 universite bitirmis avrupada yüksek lisans yapmış bir adamın oyunun aynı olması ilgincdir.

dağdaki çoban bir insandır.

peki sen nesin? derler adama.

doğrudur, demokrasi iyi eğitim görmüş orta tabaka ister. işte o çobanlar akp' yi başa getirdi.

okumak sadece birşeyler öğrenmek için değildir. insanların okutulup, bilgilendirilmelerinin nedeni, zeki olanları ayıklayarak, insan oğluna faydalı olabilecek üretimler yapabilecek kişilerin farkedilebilmesi içindir. üniversite okuyup devlet memuru olan bir insanın diğer insanlardan hiçbir farkı yoktur, çünkü insanlığı geliştirecek hiçbir faaliyette bulunamamıştır. tıpkı dağdaki bir çoban gibi.

demokrasi iyi değildir.

bi'zamanlar çok eleştirilmiş, ama yavaş yavaş hak verilmiş söylem. demek ki sandığımız kadar desteksiz bir cümle değilmiş.

yanlış bilinenin aksine, sözün ilk sahibi malum manken değil, necip fazıl kısakürek'tir.

Ukala insan söylemi. insanları küçümsemek bu kadar kolay olmamalı.

aysun kayacı denen güzelliğinden başka meziyeti olmayan birinin birinin zamanında söylediği cümle.

doğru bir sözdür, demokrasinin ön koşulu eğitimli bir halktır, o yoksa gerisi boştur.

ilk duydugumda bi gidim hak vermedigim ama bugunlerde tamamen hakli oldugunu dusundugum sozdur.

''dağdaki çobanla benim oyum eşit olamaz'' zihniyetine sahip insanların dağda ki davarla meclisteki vekil eşittir deme hakkına sahibim.

sözlükte ve ülkede ne kadar salak olduğunu göstermiş başlıktır.

neymiş ben üniversite bitirdim, kitap okuyrum.

okuduğun kitaptan bi sikim anlamamışsın ki daha demokrasi ve mutlak halk egemenliği kavramlarını anlayamamışsın.

desen ki demokrasi bana uymuyor , he o zaman da diğer yönetim şekillerinde bu görüşü belirtecek kadar özgür olamazsın ahmak.

bu sefer de üniversite okuyamaz, okusanda beli ideoloji baskısına maruz kalırsın salak.

demokrasi hür düşünen beyinler yaratmayı da sağlar salak.

demokrasi sadece oy kullanmak değildir salak.

çoban olmazsa çiftçi olmazsa ne bok yiyeceksin salak

ülkede herkezin üniversite okumasını mı bekliyorsun ahmak.

herkez eşit koşullarda mı büyüyor ve yetişiyor salak.

çoban, çiftçi neden senin kriterlerine göre oy versin ahmak.

sen, starbucksta içtiğin kahve fiyatına veya ulaşım fiyatına göre oy verirsin.

çobansa buğday ın mazot un fiyatına göre oy verir ahmak.

ulan ne gerizekalı admalarsınız yaa..

çoban siksin hepinizi emi.

bal gibi de eşit olur.
Üniversite okumuş da falan fıstık. okudun da ne oldu. seçim zamanı herkesten cok müthiş analizler yapıp kararlar mı aliyorsun. gidiyorsun yine ailenin partisine basiyorsun.
cahil de olsa okumuş da olsa herkesin bir oy verme gerekcesi var herkes kendi içinde muhasebe ediyor. kimisi kendini ifade edemeyebilir gerekçeleri kelimelere dokemeyebilir. kendini ifade edebilmek güzeldir. ama edememek ayıp değildir.
2002 yılında en okumuş aydın çağdaş kent denilen izmir Çanakkale Edirne yuzde 17 - 18 oy oranıyla döner ekmek dağıtan genç Parti yi seçtiler. cahil çomar dediğin Doğu ve iç Anadolu'da yuzde 1-2 çıktı hatirlatirim. Eğer cahillik ölçütü oy verilen partiyse önce aynaya bakmakta fayda var.

Bencede eşit olmamali, binlerce koyunu güdüp doganin calismanin zorluğunu gören hayata birşeyler katan kendi çapında, bir cobanla cihangir de eli cebinde kafe bar gezen hiçbirşey uretmeyip medya maymunu olan Kendini bile gudemeyen söz de sanatçı tayfayla, halka ancak plazalarindan bakip ahkam kesen aristokrat zümrenin asla oyu eşit olmamali.

Git kime veriyosan ver oyunu sen kimsinde insan ayrimi yapiyorsun hayatta hic bir sorumluluğu olmayipta ideolojik saplantisini kutsayarak yasayan bir zümre hayata sadece kendi penceresinden bakip ahkam kesiyor, çoban bile görmemiştir hayatında, bir koy bir kasaba görmemiştir ama herkesten fazla ahkam keser neden se bu tipler.
Kusura bakma da senin aristokrat deden parise kaçarken bu çobanlar kurtardi bu vatani, canini verdi vatani milleti için , sen şuan bu ülkede özgürce sallayip baskalarini kucumsuyorsan ülkesini seven çobanlar sayesindedir bu.

zamaninda kizmistik bu sozu soylediginde fakat suan olaya objektif baktigimizda kadin ne kadarda dogru soylemis demekten alikoyamiyorum kendimi. koyunlara selam olsun.

bin kere yazdım, bir kere daha yazacağım: bu sözün ilk sahibi necip fazıl kısakürek'tir.

kendisinden etkilenen akıl hastası öğrencisi salih mirzabeyoğlu, "baş yücelik devleti" adlı bir kitap yazmıştır. düşündüğü ütopik devlette dağdaki çobanın oy hakkı yoktur...

hadi dağdaki çobanı geçtim de, şu cb ye saksoya yatan dayı ve hamza hamzaoğlu kendinin oğlu diyen çomarla bir ya oyum, ona yanıyorum.

Eşitlik ilkesine ters olan düşünce. Hani nerde eşitliği savunanlar.

aysun kayacı tarafından zamanında şu şekilde:
https://www.youtube.com/watch?v=fl4dqhCXxqA
ifade edilmiş söz.

biraz dinleyin gözünüzü seveyim. bu lafın arkasında nasıl bir argümanın yattığını görün. bir de burada, ekşide bik bik ötüyorlar doğruluğu ispatlanmışmış da, yok zamanında haksız yere kadına yüklenmişmişiz de bilmem neymiş.

"ben elektriğimi öderken, bunlar gecekondu dikip tapusunu alıyorlar. elektriğini suyunu ödemiyorlar, benim oyumla onlarınki bir mi?" evet sevgili aysuncuğum yaa... çok haklıymışsın. biz senin kadrini kıymetini bilememişiz. sen büyük feylezofmuşsun. haberimiz yokmuş. iki göt gösterip, iki dudak büzüp bir apartman parası kazanan senle, açlık sınırının altında yaşamaya çalışıp elektriğini de, suyunu da inatla ödemeyen ve muhtemelen aylık 28 lira 35 kuruşu bulan faturalarını senin üzerine yükleyen insanlar hiç bir olabilir mi? cidden soruyorum, olabilirler mi?

işte türkiyenin neden hiç bir sik olamayacağının bir göstergesi de budur. biz maalesef hep iktidar ortaklarının ahmaklıklarını görebildiğimiz için sürekli onlara giydiriyoruz. muhaliflerin içerisinde de ne kadar zır cahil, yobaz, goygoycu, ne dediğini bilmeyen insanlar olduğunu unutuyoruz. iş lafa geldiğinde sosyal demokrat takılan insanlar, çıkıp ciddi ciddi "off, bunlarla bizim oylarımız nasıl eşit olur? pis pis kokarlar, köyden gelip gecekondu kurarlar. sonra bir de tapusunu alırlar belediyeden yüzsüz yüzsüz. bunlara oy hakkı verilmemeli" diyebilecek kadar gözü dönmüş bir kapitalist olabilirler.

bunu diyenlerin var ya, kesinlikle şu anki chpye oy verme hakları yok. mhpye oy verme hakları yok. ulan sizin ldpye bile oy verme hakkınız yok! siz gidin, kendinize kendiniz gibi "elitler" bulun. mesela ülker tarhan. tam sizin adayınız. verin oyunuzu da görelim sizin gibiler yüzde kaçmış bu memlekette. eğer siz de yüzde onu geçerseniz, hakikaten bu memleketten siktir olup gitme zamanı gelmiş demektir.

elbette cühelayı savunmuyorum. cahil cesaretini de her fırsatta eleştiriyorum. buna aysun kayacı gibiler de dahil.

Yakında suriyelilerle benim oyum eşit olamaz şeklinde evrileceği öngörülen söz.

oy vermek teknik bir karar değildir, aksine rasyonel süreçlerden çok duygusal saiklerle güdülenen bir süreçtir. çobanın sizinki gibi kararmamış olan temiz kalbi daha sağlam bir karar vermeye muktedirdir. elitist zındıklar sizi.

Aysun Kayacı tarafından söylenen bir sözdür. O zamanlar çok elestirilmis, yanlış anlaşılmıştı.bende eleştiren kesim içindeydim. Şimdi düşününce ne demek istediğini anlıyorum.