bugün

vize haftasında 2 günde bitirdiğim alman yapımı netflix dizisidir. gerçek anlamda kafa karıştırdığı doğrudur. üzerinden 3 4 gün geçmesine rağmen hala durup durup senaryonun üzerinden geçip "vay be, ne yazmışlar" diyorum. görüntü kalitesi, müzikleri, cast seçimi, her şeyiyle çok beğendim. karakterlerin çocuklukları, gençlikleri ve orta yaşlılık dönemlerindeki oyuncular birbirine o kadar benziyor ki, tebrik ettim gerçekten.

--- spoiler ---

günlerdir düşündüğüm şey ise şu, daha doğrusu düşünüp düşünüp kötü hissettiğim şey, mikkel 1986'ya gidiyor, orada yaşamaya devam ediyor, iyi güzel hoş ama büyüdüğünde kendi doğumunu görüyor, kendisiyle bir arada yaşıyor. hal böyleyken bu mikkel/michael neler hissediyor? muhtemelen bu yüzden intihar etti ama yine de düşünmesi bile bir kalp kırıklığı ve bir kişi aynı anda 2 farklı şekilde nasıl yaşıyor? zamanda yolculuk yapıldığı sırada biri giderken yerine ölü çocukların belirmesi de iki zaman arasında eşitsizlik oluşturmamak için mi, bir başka dizide (bkz: fringe) bu iki taraf içinde giren çıkan enerjisinin eşit olması ile alakalıydı, sanırım burada da böyle. aynı anda hem ulrich hem de helge zaman değiştirdiği için iki çocuk birden belirdi 1953 nükleer santralinde.
büyük jonas, şimdiki jonas ile konuşurken şöyle bir diyalog geçiyor:
-babamı tanır mıydın?
+çok önceden tanışmıştık. hayatımı kurtarmıştı ama ben bunu çok sonradan anladım.
yani michael, mikkel'in geçmişe gitmesini engelleseydi ortada ne jonas olurdu ne de hayatları şimdiki gibi olurdu. ama okuldaki resimlerde 1987'de içinde mikkel'in de olduğu bir fotoğraf var, bunu da mı fark etmiyorlar? oysaki charlotte, 1953 yılındaki kaçırma haberinde ulrich'i görüp kalakalmıştı.
geçmiş mi geleceği etkiliyor, gelecek mi geçmişi, onu kavramaya çalışıyorum şu an. çünkü mikkel'in geçmişe gidip 1986'da yaşamaya devam edebilmesi için 2019'da kaybolması gerekiyor.
--- spoiler ---

ayrıca mads mikkelsen'e da bir gönderme var gibi geldi. ulrich aşırı şekilde benziyor mads'e ve kardeşinin adı mads, oğlunun adı mikkel ha bu da yetmezmiş gibi soyadları nielsen, hadi hayırlısı.

yönetmene de, senariste de helal olsun, söyleyebilecek tek kötü bir şey bile bulamıyorum. izlemeyi düşünenler düşünmesinler, hemen başlasınlar.
muhteşem bir dizidir.
KOZMiK EVREN -DÖNGÜ-ZAMANDA YOLCULUK-GEÇMiŞ ŞiMDiKi ZAMAN GELECEK-iZLERKEN RESMEN BEYNiM SiKiLiDi.

KiM KiMDiR NEDEN NiÇiN..
Sakin kafayla izlenmesi gereken dizidir.
2017de ilk sezonu yayınlanırken ilk bölümlerini izleyip sıkıcı buldugum dizi. Son dönemlerde cok goy goyu döndüğü icin sans verdim. Bir fringe asla olamaz ama. Yani tamam merak uyandırıyor ama tek duygu bu.
birden fazla evren var. sakin kafayla izlersek anlıyorum. telefona mesaj gelince bitiyor dizi.
Bir tane mağara var otoban gibi giren çıkan belli değil ama polis önünde cinayeti araştırırken yaw şu mağaraya da bi göz atalım demiyor nedense amk.
ilk 4 bölüm nasıl geçti bilmiyorum ama sonrası çerez gibiydi. net tavsiyedir.
Konusunu hala çozemeyenler var. Komik.

Kasabanın yanindaki ormana gitmişler. Ormanda mağara var. Mağaraya girdin mi kasabanın geçmişine ve geleceğine yolculuk yapıyorsun.

Kasabanın gelmişine geçmişine sokim.

Kalem kağıt almayin ezikler. Saksıyı çalıştırın..

Swh..
daha iyisi yapılana kadar en iyisi bu. ancak daha iyisinin yapılacağını hiç sanmıyorum.
güzel diziydi ama çok karıştırdılar. hafiften karıştırırsın tamam da, açtık ikinci sezona başladık bu kimdi demekten midem bulandı. sonuç olarak izlemeyi bıraktım. işim gücüm yok sizin gereksiz karmaşanıza kafa mı yoralım allasen.
Gerçekten beynimin bütün çalışmayan bölgelerine sinaps yaptıran tek dizidir.
7. Bölümdeyim şu âna kadar müzik seçimlerini çok beğendim.
(bkz: Enter one)
(bkz: Keepthestreets emty)