bugün

turgut uyar şiiri.

özenle soyduğum şu elma söyle şimdi kimindir
özenle ne yapıyorsam bilirsin artık senindir

suya giden adam meselâ omuzunu eğri tutsa
güneş su ve adamın omzundaki eğrilik senindir

ayağa kalkarsın,adına uygunsun ve haklısın
kararan dünya bildiğin gibi sık sık senindir

kararan dünya,yeni bir güle bir ateş parçasıdır
bir ateş parçasından arta kalan soylu karanlık senindir

bir deneyli geçmişi aldın geldin yeniyi güzel boyadın
ben bilirim sen de bil ilk aydınlık senindir

çünkü bir silah gibi tutarsın tuttuğun her şeyi
her yeri bir uyarma diye tutan ıslık senindir

senindir ey sonsuz veren ne varsa hayat gibi
tutma soluğunu,genişle,öz ve kabuk senindir

ey en güzel görüntüsü çiçeklere dökülen bir çavlanın
aşkım,sonsuzum,bu dünyada ne var ne yok senindir
birisine aşığızdır, hani pat diye sorar da "peki beni ne kadar seviyorsun, ifade edebilir misin?", cevap verene kadar uzun bir kem küm olur, işte bu şiir, bu sorunun şiiridir. daha ne desin ki şiirin beyefendi abisi:

"özenle soyduğum şu elma söyle şimdi kimindir
özenle ne yapıyorsam bilirsin artık senindir"
devamında emrahın filmlerini aratmayacak şekilde yokluk benimdir dedirten ve hayatındaki acının öyküsünün ilk paragrafında yer alacak bir duruma getirtecek cümle.zaten cümle öznesiz.geriye kalan acıda o gizli özne bile nesne oluveriyor.