bugün

çocukluğum, canım benim;
akşamı da çok sevdim ben: çıkıp dolaşmak saati.
fistanların taç yapraklarına girdi beslemelerimiz...
ve pancurlara yapışmışcasına, donmuş saç örgülerimiz altında gördük
o çıplak, o pırıl pırıl kızların,
şöyle bir el ucuyla
kaldırmalarını yumuşacık halkasını fistanın.

annelerimiz aşağı inecek şimdi
türlü ot kokuları sürünmüş...
güzel boyunları var onların.
git karşıla ve söyle:
en güzelleri benim annem.
aha duyuyorum
odalarda, artlarından hafif bir gök gürültüsü
sürükleyen kolalanmış bezleri...
ya ev! ev mi?... çıkıyorlar baksanıza!

bir yaşlının bile içi geçerdi, bendeki o bir çift kaynana zırıltısına
ve ellerimden sesler çıkartmama
süs fasulyeleri, sarmaşıklar ve brezilya nohutları örneği.

bizim oralarda yaşlılar, çekip bir iskemle avluya, punç içerler irin renginde.

saint john perse
dünyada en önemli iki şeyin uçurtma ve elma şekeri oldugu güzel günler.