bugün

şimdi bir takıma getireceği başarılar, alacağı şampiyonluklar nedeniyle bağlıysanız, zengin diye elin öküzü ile takılan hatundan, babası zengin diye iç güveysi giden damattan, ay çok cool bu çocuk yeaa diyen tikilerden bir farkın kalmaz.
sevgi ve aşk beklenti ile yaşanırsa koyayım öyle aşka sevgiye ben.
çünkü sevilmek için sevmezsin canım kardeşim, seversin, aşık olursun, ama nedenini bilmezsin çoğu zaman, görünce çarpar seni.
mesela ben küçükken evdeki galatasaraylı babam cimbomu, fenerli dayım fenerli olmam için çeşitli rüşvetler verir ve bana her gün takım değiştirirdiler. o dönem nasıl olduysa üç büyükler üstüste ankara'ya maça geldi, ikisi ankaragücü biri gençlerleydi sanırsam, belki aralarda bir hafta daha olabilir, babam üçüne de götürdü beni, ben 7 yaşındayken beşiktaş tribünlerini gördükten sonra bir Allahın kulu bana başka takımlı olduğumu söyletemedi, hem de o maçı 1-0 kaybetmemize rağmen, görünce aşık oldum bende çünkü.
eğer hayata bu gözle bakıyorsan gerçekten kaybetmişsin kardeş, yazık.
benim. şimdi uzun uzun yazacak çok şey var ama kısa yoldan mecnun abimiz cevabı veriyor ;

(bkz: kaybetmekten korksak beşiktaş ı tutmayız!)
kendini bir halt sanan reklamcı ibinelerin yapacağı iş.