Gizli kapıyı bilen bu adam, yanındakilere orasını göstererek Çince bir şeyler söyledikten sonra Yamtar’a baktı. Tanımıştı. Büyük bir öfke ile yayına ok sürerek Yamtar’a fırlattı. Ok, koca yüzbaşıyı karnı ile göğsünün birleştiği yerden deldi. Yamtar bir sarsıldı. Sonra yavaş yavaş dizleri üstüne çöktü. Sağ eli hâlâ yemliğin tahtasını tutuyordu. Saray başbuğu, Çin kağanına ihanet etmiş olan bu haini kendi eliyle öldürmek şerefini kazanmış olmak için yayına bir ok daha yerleştirdi. Bu sefer
ki Yamtar’ın sağ ciğerini bulmuştu. Gözleri kapanıyor, yemliği tutan eli gevşiyordu. Gözleri yerde, demin elinden düşen et parçasına ilişti. Şunu yiyemediği için yağılar sevinecekti. Onları sevindirmek istemedi. Son bir kımıldanışla başını kaldırdı. Saray başbuğuna, hâlâ unutmamış olduğu Çince “Karnım tok” kelimelerini söyledi. Sonra asırlık bir ağaç gibi devrilerek serilip kaldı.
Karabuka ölmüş, ölmeden önce parmağını kanına batırarak duvarın temiz ve ak yerine şunları yazmıştı:

"Buyruğu yerine getirdim. Ötüken'e selam..."
"Biz Ötüken'in sahipleri açlıktan ölürken tutsak Çinliler bolluk içinde yaşasınlar... Bu olur mu?"
görsel
kutadgu bilig kitabı

(bkz: mizah)
Okumak istedigim ancak kitlesi yuzunden ister istemez onyargi ile yaklastigim bir eser.
görsel
En sonra ölüm kızı onun eline bir sağrak sundu. Kür Şad bu acı sağrağı gözünü kırpmadan içti. Atının yelesine kapandı. Başını dayadı. Sağ elinde kılıç hâlâ sımsıkı duruyor, sol eli sarkıyordu.

Kür Şad ölmüş, fakat attan düşmemişti.

Ölmüş, fakat yenilmemişti…
Nihal Atsız'ın yazdığı Kürşad ve 40 çerisini anlatan (bkz: Bozkurtların ölümü) ve Kürşad'ın oğlu urunguyu anlatan (bkz: Bozkurtlar diriliyor) eserlerinin birleşimi olan kitaptır.

Göktürklerin bozkır yaşamını çok iyi bir şekilde anlatmıştır Atsız. Kitabı okuduktan sonra içinizden kitap keşke bitmeseydi dersiniz.

Atsızla tanışmam bu kitap sayesinde oldu (biraz geç olsa da). Tarihini bilmek isteyen Her Türk gencinin okuması gerekir.
(bkz: Tolstoy un savaş ve barış kitabı)
(bkz: Dostoyevski nin suç ve ceza kitabı)

(bkz: Salak yemin ediyorum geri zekalı bu çocuk)

(bkz: Bozkurtlar)
var olsun....
okuyan insanı pişman eden kitaptır. çünkü hiç bitmemesi gerekir. o kadar akıcı o kadar güzel bir kitap ki insanı alıp geçmişe ötükenin o serin bozkırlarına götürüyor. insanı her satırında farklı bir ruh haline sokarken hem güldürüp hem ağlatabiliyor.
Her Türk'ün alması gereken eser. Almak yetmez okumak lazım. Vaktiyle bir Atsız varmış...
(bkz: aferin)
Tanım: aslında 2 ayrı kitabın Ötüken neşriyat tarafından birleştirilmesi ile oluşan eser.

8. Sınıfta bu kitabı okumamla bu işin içerisine attım kendimi.
Şu an ülkü ocaklarının fakültemdeki 2. Başkanıyım.
Geçen gün bir kitapçıda gördüm, alayım dedim. "Fiyatı ne kadar?" 15 lira dedi. Allah allah korsan mı acaba diye düşündüm. Zira internette en ucuzu 20 küsur lira oluyordu. Ben bunları düşünürken emmoğlu çoktan kitabı poşete koymuş parayı bekliyordu ki, "hocam bandrolünü görebilir miyim?" dedim. Adam poşet üzerinden gösterdi, evet vardı bandrolü. Orijinal kitabı 15 liraya bulduğumu anlayınca sevindim ve parayı verdim. oradan ayrıldım ve dönüp arkama bakmadım bile.

Eve gelince fark ettim korsan olduğunu. Meğer bandrolüyle kopyalamış pezevenkler.
dirilecekler az kaldı!
Kendi öz yurdumda ben miyim garip?
Beni bir köşeye atan utansın,
Eğilmiyor diye kurdu hor görüp,
iti el üstünde tutan utansın.
(bkz: rus tv kanalının ülkücüler haberi)
zamanında hüseyin nihal atsız kendi gözetimi altında sinemaya uyarlanmmasını istemiş, kaale alınmamış bu isteği.
Bir defadan fazla okunmayı hak eden romanlardan biridir.
Gönül ister ki bu roman, orhun abidelerinin yanı başında kâh at sırtında okunsun, kâh dombıra eşliğinde.
hüseyin nihal atsız'ın ölümsüz eseridir. son sayfayı okuyup kitabın kapağını kapadığınızda kürşad, kara kağan, işbara han, binbaşı pars, yamtar, urungu, taçam, deli ersegün, ay hanım hatta itoğlu şen-king, içing katunun ve daha nice türk kahramanı olan atalarımızın sanki o kitabın içinde biryerde ötükenin sonsuz bozkırlarında hala at uçuruyormuş hissine kapılmamak elde değil. muhteşem bir eser. boşluktayım net.
dünyadaki en asil hayvanlardır. çakallara yaşama şansı vermezler.
şu an okumakta olduğum hüseyin nihal atsız'ın iki eserinin birleştirilerek piyasaya sunulmuş güzel bir kitaptır.

kitap ile alakalı bilgi verirsek ;

türklerin savaşçı kişiliği gerçekten çok güzel anlatılmış. tabi bunu abartı bulanlar olacaktır ama sonuçta bir roman bu. ( rambo ve james bond'un yanında daha gerçekçi olduğu kesindir. )

türklerin törelerine ne kadar uyduğu kağanlarına ne kadar saygı duydukları birbirlerine olan bağlılıklarının mükemmel anlatıldığı bir eserdir.

sayesinde değişen kelimelerin gerçek türkçe yazılışlarını da görebiliyoruz.

sırf ideoloji sebebi ile fazla tutulmayan bir kitaptır.

avrupa hayranlığı yurtdışı hayranlığı yapılsa idi daha çok tutardı. veya nihal atsız ermeni katliamını onaylasaydı belki bu eseri ile nobel ödülü bile alabilirdi.

neyse güzel ve heyecanlı bir kitaptır. şu ana kadar sıkıcı bulmadım. ama bu benim olaya biraz taraflı baktığımdan olabilir.

okunması tavsiye edilir.
hüseyin nihal atsız'ın bozkurtların ölümü ve bozkurtlar diriliyor kitaplarinin birlestirilmis halidir.
tamamen ön yargılar ile bu denli büyük bir edebi eser okunmamaktadır.

kitabı okurken kendinizi ötüken'de bir çadırın içinde o günleri yaşarken bulursunuz. o denli güzel bir anlatımla kendine bağlar.

kitap olanı şöyle dursun, mitolojide Türkler'in ulusal sembolüdür.
hüseyin nihal atsız atanın kürşad ihtilalini ve 2. göktürk devletinin kuruluşunu anlattığı mükemmel romanı. herkesin okuması gereken ve içinde birçok anlam yatan şaheser.