bizim evin bugları

herkesin evinde olma olasılığı olan gün içinde defalarca karşılaştığımız, kah ıskaladığımız, kah bodoslama girdiğimiz buglardır. ben birazını yazayım da siz de gerisini getirin, muhabbet olsun...

ucu kapalı banyo terliği: bunun içi genellikle su dolu olur ve özellikle sabahları işe gitmeden evvel çoraplı vaziyette giymeye kalkıştığınızda tüm biriken suyu çoraplarınıza emdirmenizle son bulur, kurur, küfür kıyamet, düşman başına.

gözle görmesi zor oyuncak parçaları: bunlar umarsızca evin sağına soluna dağılmış ışid mayınları gibidirler. terliksiz olduğunuz anı gözetlerler ve hiç ummadık bir zamanda üzerine basarsınız, parçanın canınızı yaktığına mı yanarsınız, iki eşit parçaya böldüğünüzde çocuğunuza vereceğiniz cevabı mı düşünürsünüz, yorar, darlar, acıtır.

sehpa ayak köşesi: gün içinde defalarca göz göze gelirsiniz, pis pis, o ayak serçe parmağından bir yanak alırım hacı der gibi bakar.

kaybolmaya eğimli tv kumandasıdır.

Evde kedi var. Bugları yer debug eder.

camın önünde unutulan sigara paketi: hep bir umut içinde bir dal kalmıştır heyecanıyla avuçlanıp elimize veren boş pakettir, bitti, at kardeşim, umutlandırma.

başıma gelen en tazesini yazıyorum. şimdi masaüstü pc var evde. onu kullanıyorum. masasının altında da ayak koyma yeri gibi bi yer var veya desteklik için konulmuş sadece. neyse ayağımı oraya bi attım. bi ses geldi. döndüm baktım ki. teyzemle, eniştemin düğün fotoğrafı var. hemde camlı, çerçeveli. cam kırılmış tabi ayı gibi yüklenince. sonrası ayak kesildi işte.

evin en büyük alanı salonu yalnızca misafir geldiğinde kullanmamız en büyük bugdır. ufacık oturma odasında 5 kişi oturmak zorunda kalıyoruz içeride salon varken. annem herhalde turnike de koyar salonun girişine çok girmeyelim diye.