bugün

birbirinden hoşlanan fakat arkadaşmışcasına takılan iki insanın aslında ne arkadaş, ne dost, ne başka bir şey olabildikleri o muallak durumda kalındığında ikisinin de içlerinden geçirdikleri muhtemel cümledir.

hepimiz bazı anlar gülmek, mutlu olmak, birazcık eğlenmek, farkedilmek, akşam eve gidip sevişebilmek için güzel kıyafler giyiyoruz, parfümler sıkıyoruz, makyajlar yapıyoruz, saçımıza şekil verip yürüşüyümüzü, konuşmamızı, tavırlarımızı biraz daha dikkat çeker hale getirmeye çalışıyoruz. mağazada beğendiğimiz bizi etkileyen o pahalı saati birileri de görsün beğensin ''a ne güzel saatmiş'' desin diye de alıp takıyoruz.

insanlara birşeyler anlatmak için, tamam bazen içimizdeki şeyleri sadece kusabilmek için, ya da sadece bir karşı cinsi bir saniyeliğine de olsa etkileyebilmek için sanat yapıyoruz.

deli gibi soğuklarda, ellerimiz cepte, birbirinden ciddi anlamsız yüzlere, koşuşturan bacaklara bir ışıltı, bir mutluluk, bir umut bulabilmek için bakıyoruz.

karşımızdan bize güzel gözlerini dikmiş bakarak gelen kızın o güzel gözlerine aynı şekilde cevap niteliğinde bakarak ve bakışlarımızı kaçırmayarak yanyana geçerken aslında birbirimizi bir daha hiç görmesek bile o anda karşılıklı bir şekilde bir kaç güzel cümle söyleyip duymayı ya da sımsıkı sarılıp öpüşmeyi, belki de sevişmeyi istiyoruz.

kendi zevkimize göre dekore ettiğimiz hayalimizdeki şahane evde yalnız olmaktan mutluymuşuz gibi yaparken aslında hayatımızın aşkının da bu güzel evde bizimle birlikte yaşadığını, her şeyden aynı şekilde çok mutlu olduğunu, bizden ve bu güzel zevkimizden çok etkilendiğini hayal ediyoruz.

bazen herşeyi sadece onbeş dakika seks yapabilmek için göze alıyoruz, adam dövüyoruz, dayak yiyoruz, kırıyoruz, kırılıyoruz, savaşıyoruz, ölüyoruz, öldürüyoruz.

birbirimizi kandırmayalım artık arkadaşım.
(bkz: seks seks seks) *
(bkz: hayat denen tiyatro oyunu)
(bkz: #4395189)
günlerdir kız arkadaşıma söylemek isteyip söyleyemediğim cümle. ardından da ayrılmalıyız artık demek var kafamda. ama dur bakalım.
güncel Önemli Başlıklar