bugün

garip bir histir. bu durumla alakalı bir karikatür vardı mesela. yıllar önce denk gelmiştim, kimin karikatürü olduğunu hatırlamıyorum şimdi. ama karikatür şuna yakın bir şeydi;

--spoiler--

küçük bir çocuk bir kaç karede sürekli mutlu. mesela annesi bağırıyor; "oğlum çabuk koş kapıyı aç, amcanlar geldi.."
çocuk koşup kapıyı açıyor "heyoo" diye. ve amcaları geliyor..

sonra babası çocuğa bisiklet alıyor. sonra çocuğun en sevdiği çizgi film başlıyor ve çocuğun ailesi başka bir program izlemiyor. çocuk da o çizgi filmi izliyor falan.

karikatürümüz bittiğinde ise, son karede çocuğumuz sırt üstü uzanmış yatağına. yorganı boğazına kadar çekmiş. başının üzerinde bir düşünce baloncuğu.. içinde şu tarz bir yazı;

"her şey çok iyi gidiyor.. allah'ım aklıma mukayet ol.."

--spoiler--

işte bizlere çoğu kez bu huzur ve iyi gidiş anı batıyor. kendimizi karmaşaya o kadar çok kaptırmışız ki, mutlu olunabileceği ihtimali bile zihinlerimizden silikleşmiş. bir şeyler yoluna girdiğinde ise işte bu tedirginlik başlıyor doğal olarak. yani huzurun huzursuzluğu..
çok mutlu olmaktan korkmaktan kaynaklanır.
mutsuzluğa alışmışken birdenbire üst üste iyi şeylerin olması ''ya biterse'' korkusuyla paranoyaklığa sürükler.
(img:#605178)
elbet başa kötü bir şey gelecek tedirginliğidir. denedim %100 çalışıyor.
en nadide vakitleri dahi sevimsiz bir iç burukluğuyla geçirmeye sebeptir. hatta öyle ki, hayatını genel olarak yüksek dozda hüzünle sürdüren insan için böylesi güzel anların daha tesirli bir can sıkıcılığı olur şüphesiz. zira, vakit gelecek ve yine anahtarı muazzam soğukluğuyla yalnızlığa çevirecek olmanın vazgeçilmez arzusu asla bırakmaz peşini. aklın hep o yalnızlıktadır.
hepimizdeki ortak korkudur aslında. çok güldüm başıma birşey mi gelecek zihniyetiyle büyüdük biz. herşey yolundaysa acısı çok kötü çıkacak diye korkarız, çok gülemeyiz, çok kendimizi kaptıramayız. bazende o tedirginlik başımıza gelir nedense.
kişinin kendisinde ya da karşısındakinde mevcut olan güvensizlik, tutarsızlık, belirsizlik sebebiyle sihirin bozulacağı korkusudur.
en mutlu anlarında insanın içini ürperten duygudur. bana genelde arkadaşlarımın doğum gününde olur. herkes gülüşür espriler havada uçuşur filan. o an kimse keyfimi bozamaz modundayken durduk yere bunlar da geçici psikolojisine giriyorum. kimsenin keyfini bozmamak için dışarı çıkıp bir sigara içerim o sıra. sonra tekrar içeri girer zor da olsa ortama uymaya çalışırım.
manga'nın, bitti rüya parçasında "mutluluk bile acı veriyor çünkü sonu var biliyorum" sözleriyle açıkladığı durum.
Psikolojik anlamda normal olmadığınızı gösterir.
çok güldük başımıza bir şey gelecek inanışının etkisinden kaynaklanır. insanlar çok neşeli, mutlu olduğunda, "oo herşey ne kadar süfer lan" dediğinde başına birşey gelmesinden korkar.

Şaka la şaka şöyle açıklayayım;

bir şeyler çok kötü gittiğinde sonrasında gelen gelişme büyük oranda olumludur, mutlu eder, sevindirir. yani dibi gördükten sonra daha kötü ne olabilir ki? attığın her adım yükseltir seni. çünkü dip noktadasın. * eki eki, kıs kıs.

tam tersi; tepe noktasına geldiğinde artık zirvedesin ve bunu korumak zordur. zemin seni çağırıyordur. eyyorlamam bu kadar. hadi hayırlı işler.
Acaba yakinda nanayi mi yiyocem hissi.