bugün

tarihsel her olayı kotarmak adına kullanılan ''sıcak denizlere inme isteği'' lafının her derde deva olmasıdır.

tüm imparatorluklar işi gücü bırakmış, lan ne yapsak da sıcak denizlere insek diye düşünüyorlardı sanırım.
Osmanlı'nın yıkılmasına ruslar'ın etki ettiği 2 fikirden birisidir. Diğeri için (bkz: panislavizm) Çünkü ruslar'ın çevresindeki denizler buzla kaplıdır. Bu da denizlerin kullanılmasını zorlaştırmaktadır. Şu an kırımı alması bile bunun etkisidir.
Dünya ticaretinin akdeniz'de süveyş kanalı civarında döndüğü düşünülürse her imparatorluğun isteği olması gayet normaldir.
Rusların çeşme'de osmanlı donanmasını yakmasının sebebi de budur. Adriyatik'ten atlas okyanusu'na oradan cebelitarık boğazı'na ve ardından akdeniz'e gelip donanmayı yakmak ancak büyük bir tutkunun işidir.
Sıcak denizlere inme isteği deniz ticareti yapma isteğinden doğmaktadır. Günümüz dünyasında deniz ticareti uluslararası sözleşmelerle güvence altına alındığı için sıcak denizlere, kanallara ve boğazlara sahip olmanın önemi azalmıştır. Kanallar üzerinde söz sahibi olabilmek için oraya inmekten ziyade, bölgesel alanda güçlü olmak gerekir. Zira wikileaks'in panama kanalı hakkında açıkladığı belgeler bunu doğrular niteliktedir. "Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Teşkilatı (UNCTAD) Raporlarına göre; Dünya ticaret filosu 1 Ocak 2005 tarihi itibariyle 46,222 gemi ve toplam 597,709,000 gross ton (GRT)’dur. Bunun 18 150’si karışık eşya, 11 356’sı tanker, 6 139’u dökme yük, 5 679’u yolcu gemisi ve 3 165’i konteyner gemileri olup diğer gemiler 1 733’dür. UNCTAD raporlarında; 2005 yılında ticari gemilerin global ekonomiye yaklaşık 380 milyar katkı yaptığı bunun da toplam dünya ticaretinin %5’i olduğu belirtilmektedir."(1) Her ne kadar ekonominin önemli bir kısmını deniz ticareti oluştursa da sıcak denizlerde söz sahibi olmanın yolunu uluslararası güç dengeleri belirler.

1. http://www.denizhaber.com...;id=11&yazi_id=100107
klasik tarih lafıdır. ancak doğru da bir laftır.
güncel Önemli Başlıklar