bugün

ahlakın rasyonel temellendirilmesi sadece Allah'ın varlığıyla mümkün olabilir. bazıları, felsefi yetersizlikleri sebebiyle bu iddianın doğruluğunu anlamada ve kavramada güçlük çekiyorlar. aslında kendisi de bizzat ateist olan sartre bu durumun farkındadır. konuyu bir türlü anlamak istemeyen ateistlere, ''adamın gol diyor'' demek istiyorum: https://pbs.twimg.com/med...C6yYOQaWoAACyQc.jpg:large

işte ahlak delilini/argümanını anlatan güzel bir animasyon:
http://www.youtube.com/watch?v=g5ght-siz_s

edit: ahlak delilini nihayet anlayabilen bir ateiste sorulması gereken asıl soru ise şudur:

''doğa neden sadece Allah varsa temellenebilecek bir ahlak kavramı üretmiştir?''
(bkz: ahlak delili)
evet benim varlığıma delildir.

görsel
ahlak toplumun ürünüdür ve uhrevi safsatalarla değil bizzat toplumun pragmatist algısıyla açıklanır. ayrıca ahlak da görecedir ve toplumlara göre şekillenir bu yüzden de dinamiktir. o yüzden sürekli olarak ahlak da tartışılıp ilerletilmelidir. sonuçta eski çağlarda çocuk evlilikleri gayet olağanken bunu kaldıran seküler ahlaktır. eğer biz ahlakı genel alsaydık ve değişmez olduğuna inansaydık bugün çocuk evliliklerini normal görüyor olurduk.
evrensel bir ahlâktan bahsetmek ve bunu semavi ya da herhangi din kapsamında şekillendirerek açıklamak önce prehistorya yoksayımı sonra aslında mahalli olan etik kuralların yoksayımıdır. görgü üzerine evrimleşen insanoğlunun nazik ama fiziki değişiminin de gözardı edilmesi gözden kaçmamalıdır. dört ayaklı insanın "gereç ihtiyacı" doğrultusunda beynin gelişmişliği sayesinde ön ayakların zarifleşmesi sonrası alet yapımı, tarım dolayısıyla yerleşim ve mülki korku ve dokunulmayan yılan mantığı örneği gibi düşünsel, psikolojik temelli toplumsal dolayısıyla da siyasal anlamda ahlak yargılarının oturması uzun bir süreçte meydana gelmiştir. bu, dört semavi dinin benzer bulgular vermesinin "bunlar aynı kaynaktan yeaa" şeklinde açıklanmaya çalışılması gibidir.
neden ahlaklı davranıyorsun sorusuna ; toplumla bir arada yaşamanın gerekliliği olduğu için cevabını verebilir bir ateist. elbette ateistin çıkıp da teistler gibi iyi ve kötü gibi kavramları doğa üstü bir temele oturtması beklenemez, ancak toplumsal yaşamın bir zorunluluğu olarak iyilik yaptığını söyleyebilir. yahut iyilik yaptığında "kendisini iyi ve mutlu hissettiği için" ahlaklı bir bireyim cevabını verebilir.

edit: ayrıca evet ateistlerin ahlak delilini anlamadıkları gerçektir. bazı ateistlerin diyelim en azından.
felsefi yetersizliklerinden ötürü birçok ateistin hakaret olarak algıladığı delildir. bu konu ne zaman açılsa ''benim iyi bir insan olmam için dine ihtiyacım yok'' cümlesiyle gardını alan ateistlerin, sakinleşip düşünmeleri gerekir. videoyu hazırlayan ekip de ateistlerin bu ortak tepkisiyle çok defa karşılaşmış olacak ki, videoya bu uyarıyı yaparak başlamış.

arkadaşlar, ateistler de elbette iyilik yapabilirler. buradaki soru şu: neden? bir ateist neden iyilik yapar? burada önemli bir ayrıntı var. ''neden?'' ve ''nasıl?'' farklı iki sorudur. genelde ateistler bu soruya yanlış cevap veriyorlar. yani ''neden ahlaklı davranıyorsun?'' sorusuna, nasıl ahlaklı davrandığını açıklayarak cevap vermeye çalışıyorlar. elbette, bazı hormonlar, kültürel etkenler bireyi ahlaklı davranmaya itiyor. fakat, bu ''nasıl ahlaklı davranıyorsun?'' sorusunun cevabı; ''neden ahlaklı davranıyorsun?'' sorusunun cevabı değil.

ahlakın rasyonel temellendirmesi sadece allah'ın varlığıyla mümkündür. burada sorulması gereken asıl kilit soru ise şudur: eğer her şey tesadüf eseri oluştuysa, o zaman doğa neden sadece allah'ın varlığıyla temellenebilecek bir ahlak kavramı üretmiştir?
''ulan bilim evrenin tesadüfen mi oluştuğunu iddia ediyor?'' demiş time to revenge is near nickli yazar ve efe aydal denen geri zekalı adamın geri zekalıca videolarını da referans göstermiş.

bing bang ile birlikte madde ortaya çıktı. patlamanın öncesinde ne olduğuyla ilgili bilimin bir cevabı olamaz. öncesinde hiçlik vardı. hiçlikten kendiliğinden bir evren oluşamayacağına göre, ya yaratıcıyı kabul etmek zorundasın ya da bir geri zekalı gibi gerçeği inkar ederek tesadüflerin ardına saklanmalısın. başka seçenek mi var?
https://pbs.twimg.com/med...C6yYOQaWoAACyQc.jpg:large

alttaki entry'e cevap editi: Jean-Paul Sartre ateisttir birader. ahlak delilini bir türlü anlayamayan ateistlere ''adamın gol diyor'' demeye çalışıyorum. askdjaskd.
(bkz: a priori dedi o halde doğrudur)
bir insan ahaksız, şerefsiz ve namussuz biri ise ama allaha inandığından mütevellit sırf göt korkusu sebebi ile (bkz: cehennem) iyilik yapıyorsa şayet, yani içinde yoksa iyilik o insan en büyük kafir ve en büyük şerefsizdir.

kötülük yapmamayı istemek ile kötülük yapmamak zorunda olmak arasında dağlar kadar şerefsizlik vardır !
(bkz: sana yapılmasını istemediğin şeyi başkasına yapma)

şunun ötesinde bir ahlak anlayışı yoktur. hiç kimse bir tarflarını yırtmasın boşuna.
ateizmin binlerce yıllık ezeli-ebedi evren algısı big bang'in keşfiyle nasıl yıkıldıysa, kötülük problemi yıkılalı da yıllar oldu. ateizm, akıl-bilim-mantık platformunda çökmüştür.

kötülük problemine cevap: http://www.youtube.com/watch?v=k0FM3kp83Qk
(bkz: ateistlerin uğrayamadığı başlıklar)
götünden element uyduran dinbazların delil diye yutturmaya çalıştığı bir araba saçmalıktır. siz önce "kanıt" neye denir onu öğrenin, ondan sonra bilmem ne kanıtı diye ortaya çıkın!..

bu hıyarlara cevap vermeye ya da alt tarafı bir sözlük kenarında ahlakın kökeni konusunda ders vermeye kalkmayacağım tabi. bilin ki ahlakın kökeni konusunda yapılmış sayısız hayvan ve insan deneyleri vardır ve tüm deneyler ahlakın ilahi bir kökeni filan olmadığını açıkça kanıtlamıştır.
bunların ahlaktan kast ettikleri "el ele tutuşan kadın ve erkeğe yüz sopa cezası vermek" olmasa ciddiye alıp cevap vermeye uğraşabilirdim.
ateistlerin hala ve hala inatla anlayamadıkları delildir.
en önemli özelliklerinden birisi bağlayıcılık olan ve insanların şahsi çıkarlarından gerektiğinde fedakârlık yapmalarını gerektiren yasalardan oluşan ahlaki sistemlerin, allah inancı olmadan rasyonel temeli olamaz.
burada “rasyonel temel” ile kastım; ahlaki eylemi gerçekleştirirken bu eylemi gerçekleştirmenin ve gerektiğinde şahsi çıkarından vazgeçmenin akılcı bir temeli olmasıdır. nitekim birçok ünlü ateist felsefeci de bunu tespit etmiştir. örneğin allah olmadığında ahlaki değerlerin doğruluk değeri kalmayacağına, nietzsche ve sartre gibi ünlü ateist filozoflar dikkat çekmiştir.

nietzsche’nin “ondan, temel bir kavramı, allah’a inancı çekip aldığınızda, bütününü mahvedersiniz: artık zorunlu hiçbir şey elinizde kalmaz... onun ancak allah’ın varlığı doğruysa bir doğruluk değeri olabilir; o, allah ile ayakta durur, allahsız çöker” gibi sözleriyle ahlak için sergilediği yaklaşımı da böylesi bir tespiti ortaya koymaktadır.

sartre’ın şu sözlerinde de bu yaklaşımı görmekteyiz:
''tam tersine, varoluşçu için allah’ın var olmadığı fikri oldukça huzursuzluk vericidir, çünkü o’nla beraber rasyonel bir zeminde değerler için zemin bulma olasılığı da yok olmaktadır. bu, bunu düşünecek sonsuz ve mükemmel bir bilinç olmadığı anlamına geldiğinden, baştan kabul edilebilecek bir iyilik de yok demektir. sadece insanların olduğu bir zeminde olduğumuzdan; hiçbir yerde iyiliğin var olduğu, kişinin dürüst olması veya yalan söylememesi gerektiği yazmaz. dostoyevski “allah olmasaydı, her şey serbest olurdu” diye yazmıştır ve bu da varoluşçuluğun başlangıç noktasıdır. gerçekten de allah yoksa her şey serbesttir ve bunun sonucu olarak da insanın bir dayanak noktası yoktur...''

nietzsche ve sartre, allah’ın yokluğunda ahlaki değerlerin rasyonel temeli olamayacağını anlamışlardır. fakat sözlük ateistlerinin zeka seviyeleri, felsefe bilgileri magmaya indiğinden olayı hala kavrayamıyorlar. çağımızın en ünlü ateisti richard dawkins ise başkalarına merhamet duymamızın “darwinci hatalar: mutluluk veren, değerli hatalar” olduğunu ifade etmiştir. ateist bir dünya görüşünün içerisinde sahip olduğumuz doğuştan ahlaki özelliklerin illüzyon olarak anlaşılması gerektiğini ünlü natüralist-ateistler michael ruse ve edward wilson’ın şu sözlerinden de anlayabiliriz:

''cambridge’li felsefeci g. e. moore tarafından bu yüzyılda popülerleştirilen bir ifadeyi kullanmak gerekirse, evrimsel etikte var olandan olması gerekene geçiş yapıldığından “natüralist yanılgı” (the naturalistic fallacy) suçu işlenmektedir. ahlak bize ortak hareket etmemiz için genlerimiz tarafından yutturulan bir illüzyondur. hiçbir dış temeli yoktur. ahlak, evrim tarafından oluşturulmuştur, fakat onun tarafından temellenmemektedir. aynı machbeth’in hançeri gibi gerçekte var olmadan önemli bir amaca hizmet etmektedir. illüzyondan bahsederken, ahlakın hiçbir şey olmadığını ve tamamen bir hayal ürünü gibi düşünülmesi gerektiğini savunmuyoruz. machbeth’in hançerinin tersine ahlak insan türü tarafından paylaşılan bir illüzyondur… ahlakın objektif bir temeli yoktur, fakat biyolojik yapımız bizi öyleymiş gibi düşünmeye sevk etmektedir.''

yukarıdaki kesitler Caner taslaman ahlak, felsefe ve allah kitabından alıntıdır. ki okumanızı şiddetle tavsiye ederim.

adamların yukarıdaki son cümlelerini iyi okuyun iyi... yani burada ahlak delilini ispatlamak için ''adamınız gol diyor'' tarzında gözünüze ünlü ateistlerden tespitler mi sunalım? azıcık eğitin kendinizi, eğitimsiz cahiller!
ahlak burada iki kelimeyle değerlendirilebilecek bir olgu değildir. ahlakı tanrıya ya da dinlere dayandırmak yanlıştır. ahlakın göreceli bir kavram olduğu, kişiden kişiye toplumdan topluma değiştiğini biliyoruz. yani dünya üzerinde belli bir ahlak kuralı yoktur. çok derin bir konu ve burada değerlendirilebilecek bir konu değildir. bu konu hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak için ahlak felsefesini incelemenizi öneririm.
dinbazların yırtınarak yutturmaya çalıştığı yalandır.

yok felsefeciler -ki bir çoğunun dediğini açıkça ya anlamamışlar, ya kasten saptırıyorlar- yok bilmem ne...

hepsi bir araba kuru gürültü o kadar...

bak tekraren ne diyorum: siz önce "kanıt" nedir onu öğrenin, sonra ahlak konusunda yapılan deneyleri inceleyin öyle gelin. bakalım saplantılı kafanızla ne kadarını anlayacaksınız...
zaten ben de ahlakın yalnızca tanrı varsa rasyonel bir temeli olabileceğini söylüyorum. bu sözlükte ahlak delilini bu formda sunmak zorundayım çünkü eğer girdileri okuduysanız ateistlerin ahlak delilini bir türlü anlayamadıklarını görürsünüz. ahlakın nasıl işlediğine dair bilimsel bilgileri, evrimsel psikolojiyi, kültürü, genetiği falan ahlakın rasyonel temeli sanıyorlar. bu kafada adamların ufkunu biraz açabilmek için ateist yazarlardan bazı kesitler sunmak zorunda kalıyorum mecburen.

''burada ahlak'ın var olduğu ön kabulüne dokunmadım bile.'' demişsin, zaten bu argüman nesnel bir ahlakın varlığını kabul edenler içindir. ateistler kastedileni anlayabilselerdi bu konuları da konuşurduk elbet. ama begginner seviyesindeki ateistlere özel eğitim uyguluyoruz, nabalım?
beynindeki bir atom boyutunda bir parçayı bile felsefeye ayırmamış ve kendilerini "iyi" sanan ateistlerin bir türlü anlayamadıkları gerçek. sol framede belirmiştir.
Yani allahcık sizden istemese iyilik yapmayacaksınız?
delil olabilmesi için gözlemlenebilen bir doğa yasası olmalı ki kanıtlayabilin. yoksa bir tanrıyı kanıtlarsın ama kendi dinini? bunu kanıtla kolaysa.
aptalcadır ki dindarların tek yaptığı ortadaki bir boşluğu hiç bir şey kanıtlamadan sahiplenmektir. işte allah yaptı deyip geçerler. kuranın nasıl bir zırvalık olduğunu bile umursamadan kendini ben zaten haklıyım diye avutur. ki kuranın ahlakı da yavandır, saçmadır.
Allah'ın varlığının yıllardır tartışılıyor olması bile onun dehasıdır.
Ama Allah ateist beyini daha samimi bulur, çünkü kıvılcımın çakması için diğer kutupta lazımdır, daha özgür düşünür.