bugün

meslek lisesinin ilk günlerinde türkçe öğretmeni ayağa kalk bir cümle söyle demişti bende ali okula gitti demiştim herkes gülmüştü.

-ülkenin eğitim sistemi.
Bir dersanenin deneme sınavına gitmiştik. Hocalardan biri çok genç yaşta ama keldi. Sürekli adamla uğraştık ve süre dolmadan benim ve bir arkadaşımın kağıtlarını alarak bizi sınavdan attı.

işin ilginç tarafı o sınavda en yüksek alan 3. kişi olmuştum.
lisede okul gezisinde karadenize gitmiştik. ayder yaylasında yer ıslaktı, ayağım kayıp düşmüş baya bir kaymıştım orda bulunan ve bu durumu gören herkes bana gülmüştü. hatta arkadaşın birisi şansa diğer arkadaşları telefonla çekiyordu benim de o ara görüntümü almıştı sonrasında da benimle çok dalga geçtiler ama işin ilginci hiçbir zaman utanmamıştım.
edit: lisede diğer bir sınıftan platonik olarak hoşlandığım kızın o gezide olmasına rağmen utanmadım.
Meslek lisesinde okudum. Türlü türlü eğlencelere şahit oldum, türlü türlü eğlencelerin içerisinde bulundum. Aslında her lisede olduğunu düşündüğüm şeyler bunlar fakat yine de yazı olarak kaydedemem. Okulun önünde zarar verme potansiyeli bulunan bir şey buldum, hayır bıçak değildi. Attım cebe öğlen arasında, öğlen arası bitince de sınıfa girdim. Amacım arkadaşlara gösterip eğlenmekti. Çok sıkıcı geçiyordu o günler. istisnasız her hafta en az bir kere sınıfımıza uğramadan duramayan müdürümüz ve yardımcıları sınıfımızı yine ziyaret etmek istemişler ve telefon aramaya karar vermişler. Sabah telefonunu kutuya koymayıp yanında taşıyanları yakalayacaklardı akılları sıra. Sonucunda yakalayamıyorlardı tabi, çünkü sınıfın herkesi ayakta uyutabilme potansiyeli vardı. Yanlış anlaşılmasın, övmüyorum fakat o zamanlar bu tür boş şeyler için sarf edilen çabayı düşününce bir gülme geliyor ister istemez.

Ben de o gün bot giymiştim ve arama öncesi rutin olarak çıkan "olm telefon araması varmış len asdasdasda" tarzı söylentiler çıkmamıştı. 7. dersin ortasında sayın müdürümüz ve iki yardımcısı sınıfa girdi, bizi gafil avlamışlardı. Çantalar, sıraların altı üstü her yer aranıyordu. Adeta büyük zayiatlar veriyorduk. Sınıfımızın telefon kapasitesinin yarısından fazlasını kaybetmiştik. Biz tahtada beklerken müdür tek başına arama yapıyordu, bunlar sınıfa ilk girdiğinde ben bu aleti botumla bileğim arasına sıkıştırmıştım. (Meslek derslerinin olmadığı günlerde takım çantası götürmek yasaktı.) Yani yere atsam dert dışarı atsam birinin kafasına falan gelecek bir sürü dert derken mal gibi kalmıştım bu gelmişti aklıma bir tek. ilk aramadan başarıyla geçmiştim ve bileğimden düşmek üzere olan bu aleti düşürmemek için bir şey yapmam gerekiyordu. Arkadaşların arasında eğilmiştim ve bağcıkları çözmüştüm. Yeniden bağlarken cebime atmayı planlıyordum. Bu müdür bey beni fark etmiş olacak ki "gel hele bakim şuraya" dedi. "Hocam ben arandım zaten!?wtf" kafasındayken detaylı arayası tuttu.

Gel bir de bunu tut diyecektim ki detaylı araması sonucunda alet yere düştü. Eline aldı sallayarak "Bunun ne olduğundan haberin var mı senin!?" "sen ne ayaksın?" "Kimsin ulan sen?" "Ne sanıyorsun kendini, eşkiya mısın lan?" laflarını ardı ardına sıralamıştı. Resmen bağırıyordu kulağımın dibinde. Başım falan dönmüştü utançtan, acayip bir durumdu. Salak olan ben, okulun önünde çıkan büyük kavgayı kast ederek "Hocam kendimi korumam lazım çıkışta vs" gibi şeyler söylemiştim. Hayır yani bu olay sonrasında cidden gerçekleşti ve kendimi korumam gerekti fakat bunu o zamandan ön görmek daha kötü olmuştu. Aslında ben hayatında ciddi bir kavga bile etmemiş insanım. Biraz süt çocuğu tarzında takılırdım, ya da ezik de denilebilir. Bunun faydasını görmüştüm ve yine görecektim. Sonuçta bulduğu şey bir suç aleti değildi ve biz de okula sık sık takım çantasıyla gelip gidiyorduk, çünkü elektrik bölümünde okuyorduk. Sonrasında hiçbir şekilde bahsi açılmadı bu olayın. Fakat ben o gün o sınıfta bir suçlu ve serseri damgası yemiştim, insanlara karşı isteyerek veya istemeyerek verdiğim o Ezik, silik izlenimi resmen hasar görmüştü ve okulda serseri olarak görülüyordum.

Bu durum öğretmenlerime de yansıyordu ve öğretmenlerimin sadece bazılarında dahi olsa beni görünce yüzlerinin düşmesi harbiden kendimi kötü hissettiriyordu. Yahu ben silik ezik gibi görünüyordum da harbiden öyleydim de yani, serseri değildim. O meslek lisesi ortamına katılıp sigara alkol içmekten kaçınmak için tek yapabileceğim şey buydu. Öbür türlü abimin de yaptığı gibi her hafta kavga edip bir gün dayak yiyerek, bir gün dayak atarak eve dönecektim ve bunlarla uğraşmak istemiyordum. Uğraşmadım da gerçi, işe yaramış demek ki. O zamana kadar vermiş olduğum iyi izlenimler, sonradan açıp bakmayacak olsam da derste tahtaya yazılan şeyleri defterlerime yazmam nedeniyle benden bütün hocalar nefret etmiyordu. Köşeyi son anda dönmüştüm. Az daha sınıfta kalıyordum o dönem. Bir insan hiç tam "50" not ortalamasıyla sınıfı geçer mi? hadi ama dostum, tabi ki geçer ve öyle olmuştu.

Meslek lisesinde pırıl pırıl insanlar da vardı. Kimisinin ailesi ayrıydı, kimisinin babası vefat etmişti. Herkes sorunluydu. Benim sorunum da erken ergenliğe girip erkenden aşık olmaktı. (Sorun da sorun hani asdasdasda 8 sene sürmesi harbi anormallikti) Hepimizin problemi aileden kaynaklanıyordu. Bu konu tartışmaya bile kapalıdır benim için. 12 yıllık eğitim hayatımda bir tek ilk öğretim dönemimde sınıf öğretmenim olan ijlal hocamı sever ve sayarım. Sonrasında 4+4+4 sisteminin ortasındaki 4'de bir sınıf öğretmenimiz vardı ki akıllara zarar. 38 kişilik sınıfın sadece (kaba hesap) 15 kişisiyle ilgilenmek de ne demek? "işin ne senin ###!?" denmesi gereken insanlar bunlar. Anasını satayım ya, o kadar insan atama beklerken bunların öğretmen olması ciddi bir eksiklik değil midir?

Vardır illa denk gelecek bir öğretmen. Öğrencilerine sahip çık. işin ne senin? "eeee, efenim şimdi 40 kişilik sınıfın tamamını idare etmek çoğ zor, bilion mu?" diye bir şey yok. Onlar insan, yarın bir gün kurban olacak koyun muamelesi yapma onlara.
ders sırasında izin alıp tuvalete gittim, cebimden bir dal sigara çıkardım… tam ağzıma götürecektim yeni temizlenmiş yere düştü… sigaraya baktım bu yerden alınıp içilmez dediğim gibi vurdum kapısı açık olan tuvaletin deliğine laaak diye girmesiyle tuvalete okul müdürü müfettişlerin girmesi bir oldu.

sigara yere düşmese yakıp içeceğim gerisini varın sizin düşünün.
annem süveteri yıkamış kurumamış sobadaki kurutmalığa astı neyse bu birden pufladı duman kokusu sinmiş annem yok kokmuyor diyor giydim gittim.

arkadaşım şerro sigaraya mı başladın demesin mi ? neyse hocalarda yanlış anlar diye kolonya buldum biraz döküyüm derken kapağı çık üstüme boca.

zil çaldı sınıfa girdim hocanın hemen önündeki 2. sırada oturuyorum. felsefe hocası demesin mi alkol kokuyor kim içti çabuk çıksın disipline vereceğim hayda kolonya desem inanmayacak neyse teneffüs zili çaldı derse giremem kaçacam güvenlik var.

arkadaşa dedim güvenliği oyala ben kaçacam planı kurduk okuldan firar ettim. aminim durduk yere adım serseri öğrenciye çıkmıştı derdimide anlatamamıştım.

hani kader mahkumuyum derler ya o hesaptı. bu sözün anlamını o zaman anlamıştım.
Tuvalette tek dal sigarayı 7 kişi dönerdik, kapıda erketeye yatan en son gelir altın vuruşu yapardı.

Torna tesviye atölyesi olan biz bireyler için sevgili yönetim tel örgü çeker, malzeme odasından aldığımız yan keski ile çitleri keser yolumuzu bulurduk..

Nerede şimdi o meslek liseleri...
Lisede boş derste uzun eşek oynuyorduk. Benimde o zamanlar sınıfta aşırı hoşlandığım ama bana yüz vermeyen bir kız vardı. Atlama sırası bendeyken ben buna bakarak koşuyordum, bütün sınıf oooo diye tezahürat yapıyordu. Kapının dibinde sıramı beklerken kapı açıldı ve içeri müdür yardımcısı girdi. Bana soldan bir tokat vurdu el izi yüzümde kaldı. Kızla olmuyorduk sonra imkansız olduk zaten. Buda böyle saçma sapan bir anımdır.
liseye başladığımda yıl 2002 idi bu başlı başına bir anı zaten...
lisede erkek bi hocamla surekli bakisiyoduk. Okula yakisikli hoca denildiginde ilk 3te hep ismi vardir. Iri yapili, hafif elmacik kemigi vardi. En onemlisi benim icin kumral ve renkli gozluydu. ben ona platonik asiktim ve onun bakislarinda beni suzme beni uzaktan izleme gibi seyleri vardi. goz goze geldigimizde aramizda elektiriklenme oldugunu soyleyebilirdim. bi gun dersimiz bos ve bu hoca geldi yoklama aliyor ben kendi kendime tribe girdim ve kendimi ona gostermemek icin elimden gelen cabayi sarf ettim diyebilirim. ama hoca ders sonuna kadar bizim sinifla sohbet etti ve ozellikle mi yapti bilmem dersten gitmeyecegi tuttu. ders bittikten sonra ondeki kiz arkadasim arkasina donup ayy adam butun ders gozu bendeydi bana mi asik ne felan diye triplere girince o anda mutlu oldum. bana bakmaya calisirken salak arkadasim kendisine bakmaya calistigi icin.
11. sınıfız. ders ingilizce dersi. kadın hoca ders anlatıyor. ama çok kötü anlatıyor. çok sıkıcıydı. baymıştı artık. en sonunda dayanamadım parmak kaldırdım. evet stephen dedi. hocam zevk vermiyorsunuz dedim. hoca da nasıl fesatsa bunu yanlış anladı. sınıfta sessizlik oluştu. çık dışarı dedi bana. bende çıktım. sonra sınavlardan 95 falan almıştım. kanki olmuştuk kadınla.
lise 1' de iken sömestir tatiline 1 hafta kala okuldaydık. Ders boştu. Bizimkiler uzun eşek oynayalım dediler. Ben oynamadım, 1,75 boy var ve 80 kiloya yakınım. işte bizimkiler oynamaya başladı ben de hoca gelir mi diye gözcülük yapıyordum. işte bunlar oynadı. Sonra dersin bitimine 3 - 4 dk kala hoca geldi. Sınıf bir ter kokuyor anlatamam. Hoca elinde bir sürü kitap. işte hoca içeri girdi.
- samanınız mı eksik gençler? hoşaf da getireyim mi? Dedi. Ardından
- eşek hoşaftan ne anlar? dedi.
Sonra hoca sınıftan çıktı bizimkiler de sınıfı havalandırmak için camı açtı.
Ilk aşk önemlidir mutlaka kalıcı izler bırakır.
ilk aşkım ile tanıştım ve hayatım onunla hep çok güzel oldu kötü zamanlar da oldu mutlaka ama iyi günler kötü günleri hep sildi...
Kızları okuldan kaçırıp kahveye götürmüştüm okey oynamaya.
Bahçede rutin olarak oynadığımız bir basket maçı sırasında, izleyen kızlardan biri bana hitaben "pas ver pas ver" diye bağırıyordu. Ben de topu kıza doğru attım ama tutamadığından kafasında patladı. Aslında bunu yapmak istememiştim ama o kadar çok "pas ver" dedi ki, sanırım bilinçdışı olarak ona pas vermeliyim gibi hissettim. Kızın anlı şişti, revire götürdüler.

Sonraki günlerde arkadaş olduk ve birkaç hafta süresince elimden geldiğince iyi davranmaya çalışıp kendimi affettirdim.

Halen aklıma geldikçe gülerim. *

(bkz: seyirciye pas vermek)
bi gün biyoloji dersindeyiz yaşlı bir hocada var emekliliği yaklaşmış. dedi ki yediğimiz içtiğimiz gıdalardan günde ortalama kaç kalori alırız. bende hemen hızlıca bi hesap yaptım dedim ki, yaklaşık 5000 civarı hocam. hoca demesin mi, ne 5000 i 4000 ile 6000 arası. tabi sınıf pert
ders geometri,

arkada yine kaynatıyoruz, o arada da hoca üçgen ile ilgili birşeyler anlatıyor ama oralı değiliz tabi.

hoca; kozalak oğlum ne kaynatıyosunuz?
kozalak; hocam x'in babasına at çarpmış da onu konusuyoruz

bütün sınıf hunharca gülüsmeye baslarken hoca bozuldu tabi..

hoca; seni ağırlık noktandan tavana asarımkozalak deyince serde gençlik var tabi;

kozalak: kavrayabilirseniz asarsınız hocam...

bi iki dakika sessizlik oldu.. sonra mı?

geometri : 1..
ders geometri,

arkada yine kaynatıyoruz, o arada da hoca üçgen ile ilgili birşeyler anlatıyor ama oralı değiliz tabi.

hoca; kozalak oğlum ne kaynatıyosunuz?
kozalak; hocam x'in babasına at çarpmış da onu konusuyoruz

bütün sınıf hunharca gülüsmeye baslarken hoca bozuldu tabi..

hoca; seni ağırlık noktandan tavana asarım kozalak deyince serde gençlik var tabi;

kozalak: kavrayabilirseniz asarsınız hocam...

bi iki dakika sessizlik oldu.. sonra mı?

geometri : 1..
Yılbaşına birkaç gün kala bizim sınıftakiler çekiliş yapıyordu, işte bizimkiler kağıtları çekiyorlar (unutmadan söyleyeyim ders edebiyat) bizim arkadaşa düşen kişi tahmin etmediği kişi çıkınca ananı si__yim diye bir bağırdı. Hoca bunu duydu "y çık dışarı" dedi. Bizim arkadaş da "özür diliyorum hocam" diyor ama hoca hala çık dışarı diyor sonra işte hoca daha sonra bir şey demedi.
Laboratuvarda asetik asitin içine sırf merak olsun diye amonyum nitrat kayısı attık ders çıkışında. Mola bitip derse döndüğümüzde kristalleşme olduğunu gördük. 5 litre glasiyal asetik asit parası ödedik 4 arkadaş. Liseli halimizde iyi paraydı yani.

En derişik asit karışımı yapma hayali ile çıktığımız yolda perklotik asit bi arkadaşımızı %100 kör ediyordu santimlerle kurtuldu çocuk.

Sonra kimyasallarla şaka yapılmaması gerektiğini anladık.Ha yine uslanmadık o ayrı ama en azından zarar görmedik bari.
tuvalette işeyen arkadaşının götünü çeken arkadaşla aynı sınıfta okudum. çok fazla arkadaş olduğundan inandırıcılığı azaldı ama olayla bir ilgim yoktu, sadece ortam hakkında bir kesit sunmak istedim.
seneye başlayacağım naasipse.
yıllardır bitmeyen bir lisede olduğum için burayı günlük gibi kullanma haklımı saklı tutuyorum.

Bir gün bir sınıfta üç kişinin de aynı gün sol kolu alçıya alınmıştı. Sınıfın diğerleri de keşke onlarınki de alınsa gibi ifadelerde bulundu. Bir kız onun da kolu kırılsın diye var gücüyle kolunu sıraya vurmaya başladı. Film gibiydi. Hala inanamıyorum.
Not: kolunu kırmayı başaramadı.
çok güzel kavgalar olurdu.
Lisa ann'ı sikmiştim.