bugün

insanın tuvalete gitmeye üşenmesine sebep olan bağımlılık çeşidi.
bu hususta championship managerin eline kimse su dökemez.
(bkz: internet bağımlılığı)
oyun ve internet bağımlılığı olarak iki farklı kategoride değerlendirilebilitesi olan, kişiye doğru kullanım durumunda birşeyler de kazandırması muhtemel bağımlılıktır. gerçi en zararlı bağımlılıktan nasıl fayda sağlanır, bilemem.
çağımızın getirisidir. * bilgisayarı ve interneti olup da bağımlı olmayan görülmemiştir. ama bağımlılık dereceleri farklıdır. bazıları oyunla, internetle günün on saatini geçirir, bazıları her gün elektronik postalarına bakar, sözlüğe yazar ve çıkar. ikisi de bilgisayarsız yapamaz. bazıları da kafelerde çay içerken bile internete girebilmek için dizüstü bilgisayar alır. kısa sürelide olsa tek tedavi yöntemi için:
(bkz: elektrik kesintisi)
- belirtileri;

+ günde 6 saatten fazla bilgisayar başında oturmak

- yan etkileri;

+ gözlerde yanma hissi

+ gittikçe artan bir yorgunluk

+ sağ bilekte nasır oluşması

+ normalde iştahlı olmanıza rağmen büyük bir iştahsızlık

+ 1-2 ay devamlılık durumunda nurtopu gibi bir kıl dönmesi

tanım: bilgisayar başında oturma süresinin kişinin iradesinden çıkması; istenmediği halde saatlerce bilgisayar başında kalmak.
sözlük yazarları. belirtileri, gece geç vakitlere kadar sözlülükte entry girmek sabah kalkar kalkmaz tekrar sözlüğe girip karma puanına bakmak, artı alan entrylerini kontrol etmek, eksi aldıklarına bakmak. acilen bir kahvaltı yaptıktan sonra tekrar entry okumak ve yazmaya devam etmek. *
sözlük yazarıdır o sözlük yazarı.
internet çağının hastalığıdır. bir kez müptela olan bir daha kolay kolay bırakamaz. hatta zamanla klavyesiyle ve faresiyle kendini bir bütün bile hissedebilir.
kişinin günlük yaşantısıyla ilgili olarak bulaştığı beladır. psikolog yerine, yapılacak daha farklı bir iş bulunması; bilgisayar bağımlılığından kurtulmak için çok daha faydalı olacaktır. efendim annesinin karnından bilgisayarla çıkmış bir bibidik olarak söyleyebilirim ki,

* ders çalışmak, işe gitmek gibi öncelikli görevleriniz varsa bunları en iyi şekilde yerine getirmeye çalışın. normal bir insan, bu tip şeyleri yapması gerektiğini bilirse bilgisayara karşı koyabilir; yapamıyorsanız psikoloğu siktir edin, gidip kliniğe yatın. derslerinizin rahat olduğu ya da yüksek not almanın size bir şey kazandırmayacağı dönemler olabilir, bu zamanlarda asılabildiğiniz kadar asılın. fakat sınav haftası, vize/final haftası, tez pipisi, karı memesi gibi dönemlerde bilgisayarla ilişkinize ara verin. "ben vermem" derseniz de bilgisayarda geçirdiğiniz süreyi en aza indirgemeye çalışın. iş sahibiyseniz, adam olun. evliyseniz; sıçtınız. değilseniz, akşam gidin evinize sabaha kadar oturun. kime neymiş?

* bilgisayar bağımlılığı tehlikeli bir şey değildir, korkmayın. çok uzun sürede oluşur, çok kısa sürede kaybolur. ilk maddede belirtildiği gibi, kendinize bir uğraş bulabilirseniz bilgisayar bağımlılığına birkaç günde son verebilirsiniz. asla ve asla bilgisayardan tamamen kopmayı düşünmeyin. herhangi bir iş için elbet bu aleti kullanacaksınız. nasıl kullanmanız gerektiğini bilin ve fazla uğraştığınızı düşünüyorsanız yapacak başka şeyler arayın. bulamıyorsanız da zorlamayın, bir şekilde karşınıza çıkacaktır. domino taşlarıyla uğraşmanızı tavsiye ederim ben şahsen. bilgisayar kadar stres yapıyor, beyni sikip atıyor; biraz daha eğlenceli. bunun haricinde bir enstrümana ya da spora yönelebilir, internetten bu enstrüman/sporla ilgili araştırma yapıp bilgi alarak kullandığınız aletin hakkını da verebilirsiniz.

* bilgisayarı çok fazla kullanıyorsanız, aynı ölçüde okumaya önem gösterin. gerçekten asosyalleşirseniz konuşmanızda bozulmalar olabilir. okumak zihninizi açacak, daha düzgün cümleler kurmanızı sağlayacaktır; günde 12 saat bilgisayarda oturup 2 saat kitap okursanız, günlük yaşantınızda muhatap olduğunuz çoğu insandan daha düzgün konuşursunuz. "euheuh konuşma unutulur mu olm, düzgün konuşma ne bi kere?" diye düşünmeyin. size nasıl olduğunuzu soran bir insana "ehihi iyi" diyorsanız, iletişim probleminiz vardır. "iyiyim teşekkür ederim sen nasılsın?" cümlesi size fazla uzun ve dengesizce geliyorsa, kitap okumaya ihtiyacınız var.

* asosyalleşmekten korkmayın. normal bir insansanız -ki asosyal olmanız anormal olduğunuz anlamına gelmez- gerekli şeyleri gerektiği şekilde yapabilirsiniz. kitap okuma örneğinde olduğu gibi... hiç değilse bakkala falan gidin. bilgisayarın içine girmek istiyorsanız, sevdiğiniz bir şey almak için dışarı çıkmayı düşünün. biskrem, schweppes alın bakkaldan. bilgisayarda çok fazla oturmak fiziksel dengenizi de bozacaktır. "ben evden çıkmam abi" diye diretecekseniz, evin içinde salak salak dolaşın; bacaklarınıza kollarınıza kan gitsin. asosyal olduğunuzu, hiçbir şey yapmadığınızı söyleyenleri de siktir edin. bir şeylerin eksik olduğunu düşünüyorsanız ve mutsuzsanız, bilgisayar kullanımını ve onun size verdiği zararı azaltıp rahata kavuşabilirsiniz. bu tip insanların lafları sizi bilgisayara daha çok bağlayacak, hepten sıyırmanıza sebep olacaktır. moralinizi bozmayın.

* mc donald's'ta çekilmiş bir fotoğrafınız yoksa üzülmeyin, çoğu insandan daha normalsiniz. bilgisayarı facebook'ta bu tip fotoğraflara bakmak yerine kodlama öğrenmek, oyun oynamak ya da bir şekilde tanışmış olduğunuz kişilerle görüşerek kullanmanız hayrınıza olacaktır. saçmasapan chat sitelerine girmeyin, insanlarla tanışmak için girişimde bulunmayın. girdiğiniz ortamlarda kendiliğinden gelişecektir olaylar, insanlarla böyle tanışırsanız daha faydalı olur. "slmm ben hilmi 1.83 boyundaım atesli bi bayan arıormm tsk" derseniz, allah belanızı verir.

* kıl dönmesi ameliyatına, sonu gelmeyen baş ve karın ağrılarına, iştahsızlık ve doymama (böyle de acayip bir sorun var gerçekten) problemlerine alışmaya çalışın. asla ve asla unutmayın, bilgisayar "hayatınızı yaşadıktan sonra" sizi mutlu edecek bir araçtır. bir kova su boşaltırsanız, kendisiyle tüm iletişiminizi koparabilirsiniz. bunun yerine üzerine bir kova su döküldüğünde bozulmayacak insanlarla, gereçlerle meşgul olmaya bakın. tek aşkınızın bilgisayar olduğunu düşünüyorsanız, 24 saat başından kalkmayacaksanız, ölümünüzü bekleyin; faturaları ödeyecek birini bulmayı da ihmal etmeyin.

*******

internetle tanıştığı 11 yaşından beri günün 8 saatini bu meretle geçiren, gözlük takmayan, kıl dönmesi ameliyatı olmamış zeki, çevik ve ahlaklı bir genç olarak nacizane tavsiyem... beynim durdu lan, yeter bu kadar.
lensleri hoplatır, götte pişik yapar, bilekte carpal tünel sendromu, belde mekanik bel ağrısı.
(bkz: anksiyete bozukluğu)
gününüzün yarıdan fazlasını bilgisayarın başında geçirmek zorundaysanız nefret edilen hayattan soğutan boktan bir durumdur. gözleriniz yanar (zaten gözlükte kullanıyorsunuzdur)
çift görmeye başlarsınız, bir süre sonra en iyi arkadaşınız olur yeri gelir kavga edersiniz bazen canınızı sıkar trip atar bazende dertlerinizi dinler iyi anlaşmaya başlarsınız *
(bkz: abartmak)
açken açlığı unutmaktır, bilgisayardan ayrılmamak için tuvalete gitmemektir. o odada klima yoksa kışın soğuğuna, yazın sıcağına katlanmaktır.
var olmayan bağımlılıktır.

kim demiş bağımlılık yapıyor diye ben her gün 7 / 24 giriyorum hiçbir şey olmuyor.
Bağımlılık yok yani.
Valla.
gunumuzde obeziteden sonra en tehlikeli hastaliktir.
oturulduktan sonra bir an bile kalkılsa patlayacakmış hissi yaşatır.
2000'li jenerasyonun ve jenerasyonla ilgisi olmayan nerd'lerin genellikle sahip olduğu hastalık.
çağımızn vebası.
ne yazik ki günümüzün hastaligidir. dört bes yasindaki cocuklarin ellerinden tableti düşürmemesi üzücü .
benimde müzdarip olduğum bağımlılık çeşididir. rekorum bu bayramda bilgisayar başında hiç kalkmadan 52 saattir. vesselam.
bu da madde bağımlılığıdır..
tedavisi bulunamadı henüz..
Bir kaç gündür serviste olan notebook um sayesinde kendimde olduğunu anladığım bağımlılık türü.

Sıkıntıdan kitap okuyorum ama resmen yoksunluk sendromu yaşıyorum.