bugün

altıncı nesil çaylak.
altıncı nesil yazar.

hoşgelmiş.
hoşsohbet, kibar ve sabah sabah aklıma gelmeyen bir çok iyi sıfatı daha bünyesinde barındıran yazar. güne iyi başlama sebebi.
#5869146
#5869852
#5871561
#5868708
#5789706*
#5868101
#5865237
#5864361
#5864279
#5862529
#5860331
#5780964*
#5854149
#5853251
#5840298
#5839061
#5838812
#5803941
#5793815*
Bakmaya üşenenler olabilir.

Buyrun özet.

Futboldan anlıyor, edebiyatçı, liseyi istanbul'da okumuş, kalemi sağlam, tiyatroyla uğraşmış, esprili, samimiyete önem veren bir adet yazar.

biriniz çıkıp çirkin diyebilirsiniz, garip kaçmaz, gayet de denebilir yani.

(bkz: hoş gelmiş)

bir kısım not : sayın 6. nesil kalabalığı, sen de böyle yaz seni de sevelim. al sana örnek, ideal sözlük yazarı.
tespit yeteneğini oldukça geliştirmiş 6. nesil yazardır kendileri.
kaliteli yazar.
#5906474 kim eksi oyladı lan beni diye düşünüyorsa, düşünmesin yazarı. *
nickinden bir fincan çay dışında her şeyi anladığım yazar. 6. nesil seviyesinden yukarlarda yazılar yazmakta olan bu şişe çevirmece mağduru arkadaşımıza, kalbi kadar temiz bir nick altında yazmama izin verdiği için teşekkür ediyor, geç mi erken mi olduğunu bilmeden de hoşgeldin diyorum.
takip edilesi yazar. okunasıdır. hoş gelmiştir. *
sözlüğe girişiyle birlikte direkman dikkatleri üzerine çekmiş yazar. dikkatle de takip ediliyormuş. herkesin gözü üstündeymiş bak ona göre, sakın ha yamuk yapma!
sen bu gidişle gammaz, hatta ve hatta mod bilene olursun.
gördünüz mü ne gelişi var. tam moderatör olacak yazar.
(bkz: devlet gibi kadın)
ısrarla nickaltına yazmamı isteyen yazar arkadaşım *, hafiften cümleleri fesata çekme özelliği de yok değil. vel hasıl sağlam yazıyor güzel yazıyor, ellerine sağlık.
(bkz: sana kırmızı çok yakışıyor)
#5943131

entrysini kendisine gammazladığım yazar;

şimdi arkadaş uzun uzun yazmış, sırf bu yüzden bile artı verilebilir bence bi yazara, karşısındakileri ve sözlüğü ciddiye alıp, emek harcayıp elinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştığı için.

ama son cümlesi olayı resmen batırmış. yani birilerine cevap vermişsin, onu anladık zaten ama bi de öyle herkesin gözüne soka soka bak benden önceki bazı entryleri refere ediyorum, polemik de yaratıyorum demenin ne gereği var di mi?

gerçi bunu direk kendisine de söyleyebilirdim ama be bileyim nick altı yazasım geldi, bu sefer böyle olsun.
şahsımı eleştirirken entry'lerimin onda dokuzunda eksi oya edit ile dert yandığımı uydurmuş yazar.. hani sadece "anlaşılmamış entryleri" diye belirtse problem olmayacak ama tüm entryleri bu kefeye koyması boş beleş, sırf eleştiri olsun da çamurdan olsun mantığını taşıdığını gösterebilir.. neyse böyle boş işleri dert etmesi üzücü o editlerin 5-10 tane olmasının geyik amacı taşıdığını uzun uza anlatmak gereksiz zira önyargısını yıkmakla uğraşmayacağım..

ayrıca kendisinden, karması düştüğü için ya da çok eksi alıp "dünün kötü entryleri"ne girmemek için "anlaşılmamış entryleri"ni silen zevatlar -ki bunların içinde böyle yardıra yardıra entry'lerini okuduklarınız da var- ve gece yarısı 00:00 bekleyip uzun uza entry girenleri nasıl görmediğini bunları nasıl tespit edemediğini merak ettim.. varsa böyle bir tespiti şöyle umursanmayan bu yerde uzun uza anlatmasını isteriz..

ama bilmesi gerekir ki beğenilenler listesine bir entry girmek için gece yarısı değil sözlüğün prime time zamanı olan 20:00 - 23:00 arasını seçilir.. bu saatler arası girilenleri görünce bunu anlaması mümkün..

moderatörlük konusunda da kişilerin bir türlü anlamadığım hazımsızlığı var.. bu olay sadece bu yazara özgü değil bu sadece komedinin son perdesi.. bir kere bile ciddi anlamda "moderatör olmak istiyorum" dememişken "moderatör olsa da kurtulsak" tavrı nedendir çözebilmiş değilim..

yapmayın, değerinizi nick altıma gelip asılsız, boş beleş eleştirilerle düşürmeyin..

edit: bak eklemeyi unuttum sen şimdi buna cevaben bir şeyler yazacaksın ve ben ona cevap vermeyeceğim haberin ola.. öptüm.. bye.. *
sözlük ortamında üslubu ve bakış açısıyla çok çabuk dikkat çeken bir yazar olduğunu kimse inkar edemez. Tespit yeteneği de bence tamamen kendi ince fikirliliği ile alakalı olan bir durum. Beri yandan hem ılımlı hem de soğukkanlığı olduğu o denli bariz ki insanda yanaklarının sıkılması için arzu uyandırıyor...

Bu satırları da ne yalakalık yapmak ne yaranmak ne de jestine jestle karşılık vermek maksadıyla yazmış bulunuyorum. Bilinedir ki yazarımızı hakkında bir hayli bilgi edinebilecek kadar iyi okudum. bu da nitekim benim naçizane tespitimdir bilmem ne denli yeterlidir...

(şafak 427)
rap müzik dinleyenlerin zeka seviyesi diye başlık açmış sonra da yüksektir cart curt demiş. çk çk çk ayıp.

(#6035206)

edit: yok lan o açmamış.
en az cevriye kadar dişi.
en az rapair kadar erkek.
komiktir de. yiğiti öldür, hakkını alnının teri kurumadan avucuna ver.
yalnız bir "quality" mevzusu var ki altından kalkamadığımız, bir piknik organizasyonunda açığa kavuşturmak dileğiyle...
bana alanen "yavrum" şeklinde hitap etmiş yazardır. *
şimdi ben de bu güzel nick altı iltifatına "makas almak öpmek yalamak istediğim yazardır" şeklinde cevap versem ne olur ?

adımız çıkar nolcak. pm at bidahakine. yavrum.
"ben" butonuna tıklayıp, oraya nickini yazıp (her seferinde değil aslında. bi kere yazdıktan sonra otomatik tamamla olayı devreye giriyor bi dahaki seferlere. sağolsun otomatik tamamlama) "ara" ya tıklayarak yazdıklarını takip ettiğim birkaç yazardan (takriben 10-15 yazar var böyle takip ettiğim) birisi.

iyi yazar yani. iyi iyi.
ayar verdiği vakit insanı saatlerce ağlatan, utancından sokağa çıkartmayan yazar.

(bkz: beitar jerusalem/#6085470)

öncelikle bana bu sitede ayar verdiğini sanan pek çok insan oldu, nick altıma da sürekli ayarlar verildi, sonra sildiler ya da silindi bilmiyorum. ama kaybolup gitti. esasında söylediklerinde sonuna kadar haklıdır ama ne yazık ki beni anlayamamıştır. ya da anlamak istememiştir.

hiç tanımadığı birine kültür dersi vermeye kalkmak gibi de bir yanlışı yaparak üzmüştür ayrıca. ayara cevap değildir bu, ben bana ayar vermeye çalışan insanlara bu güne kadar bu sitede ya da özel mesajta cevap vermedim. sadece bir yanlış anlaşılma olduğunu düşünüyorum.

benim burada parmak basmaya çalıştığım, yara olduğunu düşündüğüm, sitede bu cem garipoğlu başlığına yazan pek çok yazarın, türkiye'de sokakta gezen pek çok insanın düşündüklerine ilişkin idi. bu bir genelleme değildir yanlış anlaşılmasın.

bakınız sayın yazar;

girilen entrylerde ve eleştirdiğim insan tiplerinde şöyle bir durum söz konusu; çocuk bir cinayet işlemiş, vahşicedir, canicedir, katliamdır veya değildir buna dair hepimizin bir düşüncesi olabilir ve doğal olarak son sözü bağımsız yargı söyler. ama sen, devletin bulamadığı zengin piçi şeklinde entry girersen, kusura bakmayınız ben de bunda bir art niyet ararım ve önyargı sezinlerim.

gel gelelim; ben bu cinayetin haberlerinin gündemi meşgul etmesinden de, bu kızın ailesinin çeşitli programlarda paraya kurban edilmesinden de sıkıldım. sen hayatında türkiye'de kafa kesme cinayetinin hiç olmadığını düşünebilirsin. sana emniyetin sitesini öneriyorum, orada sahipsiz cesetlerin fotoğraflarına bakabilirsin, ne kadar vahşice ve ucuz sebeplerden öldürüldüğünü görebilirsin insanların. peki hangisi haberlere çıktı bunların? ya da soruyorum, bu kızı bu şekilde öldüren garipoğlu holding'in olası veliahtı değil de veli dayı olsaydı bu kadar haberlere çıkacak mıydı sence?

bir an için, toplumumuzun süper sosyal bilinç içerisinde, sürekli birlikte hareket ettiğini düşünelim. yani diyelim ki her faili meçhul cinayette ya da haksızlığın yapıldığını gördüğümüz her hangi bir konuda birleşelim, harekete geçelim ve sorunu çözelim. e o zaman soruyorum, sosyal güvenlik yasa tasarısı meclisten geçtiğinde neredeydik?

şimdi diyorsun ki şu spor salonlarına isimlerini vererek yaşattığımız aydınlarımız. ha aydınlarımız değil mi? spor salonlarına isimlerini verdik ve bitti görevimiz. ne ala mualla. artık çok mutluyuz. tüm dertlerimiz bitti ya. inanabiliyor musun? spor salonlarına isimlerini verdik ve artık katillerini bulmak zorunda değiliz. çok üstümüze gelirlerse derin devlet deriz. oley. tanrım şuan çok mutluyum. tam aydınlık, geleceğin türkiye'sine kavuştuk geriye bir tek dünya kupasına katılmak kaldı. içim kıpır kıpır adeta bahar geldi.

ben milletin bir eksiğini gördüğümü dile getiriyorsam, buna gocunmak yerine, gerçekleri görüp üstüne gitmek ve bu sorunları aşmak gerekir. ha ben türkiye'de böyle bir durumda söz söyleyebilecek bir konumda değilim ama eleştiri yapabilmemi de kimse engelleyemez.

yine, yeni ve yeniden söylüyorum. milletimiz önyargılıdır ve sosyal bilinci yeterli değildir. milli tepki oluşturabilecek kararlılığı gerektiği yerde gerektiği zaman gösterememektedir. şarkı, türkü çığırmak, spor salonlarına, sokaklara, caddelere, stadyumlara isimler vermek milli tepki olamaz. saman alevi şeklinde gelişen gösteriler ölçü değildir.

gençliğin önemli bir bölümü gerekli bilinci edinmektense günü kurtarmak üzere çözümler üretmektedir ve sadece konuşuyor olmak için konuşan yüzbinlerce insan bu ülkenin en iyi üniversitelerinde eğitim görebilmektedir. sanat ve kültür anlayışı entrymde bahsettiğim şekildedir ve bunun milli kültür ile hiç bir alakası yoktur. bir insan belirli koşullar el vermediği zaman kültür ve sanat konusunda geri kalabilir. ama insan nerede olduğunu görür ve ona göre davranır. aynı durum siyasi meseleler için de geçerlidir.

zira bilirsin, merdi kıpti şecaat arz ederken sirkatin söyler. ve bu toplumun önemli kısmı için gerçekten yerinde bir sözdür. genelleme yapmadığımın bilincinde olmanızı yeniden hatırlatmak isterim.

ha eğer sizler milli tepkilerimizi, görüşlerimizi ve durumumuzu doğru görmeye devam ederseniz üzülmekten başka bir şey elimden gelmeyecektir çünkü yanlış bir yolda olduğumuzu hepimiz görebiliriz.
sözlük için çalışan yazarlardan.
güzel bir konuya değinmiştir. hepimizin yaptığı bir hatayı adeta gözümüze sokmuştur. teşekkür ediyorum buradan şahsım adına.

benim entry'lerim de genelde çok hata olur. ama elimden geldiğince bunu düzeltmeye çalışıyorum, sağolsun yazarlar da gerek özel mesaj olsun gerek telepati olsun * uyarıyorlar ve ilgili hatayı düzeltiyorum.

elbette kimi yazarlar bu olaya pek sıcak bakmıyorlar nedense.
ilginç bir düşünce gerçekten. hem ''uludağ sözlük'te entry okunmuyor'' diyeceksin, hem de okunduğuna dair bir belirti geldiği zaman buna tepki göstereceksin. ne istediğimizi bilmiyoruz, yahut hatalı olduğumuzun yüzümüze vurulmasını istemiyoruz.

bir tanecik oğlum değil mi sıçsın ağzına olayı maalesef.
kendisine gelen yanıtları kafaya takmamasını salık eder bayramını kutlarım.

ilgili entry; (bkz: #6101807)
beni yıkamış yağlamış utandırmış yazar. nickine kurban olduğuma teşekkürü borç bilirim. gerçi nickini 3 gündür yabancı sanıyordum yeni çözdüm olayı.*
(bkz: imla klavuzu)
5 çayı sohbetleri için ideal yazar. güzel cümle kurup karşısındakini kolayca etkileyebilen yazardır kendileri.
değişik entryleri olan yazar.
sevmediğim bir yazara, "bende 40 tane olsa bir tanesini vermem" demiş, yarmış yazar.