bugün

"ananskim geliyor lan, atkıyı çek yüzüne. karbonatlı suyum çantamın neresindeydi lan benim"
ya ameliyatlı yerime gelirse ? diye düşündürür.
''tutup ta polislerin üzerine atabilir miyim acaba?'' sorusunu kendi kendine sordurtur.
biber gazını yedim.. nefesim kesildi gözlerim yandı usul usul yürüdüm gözlerimi sile sile oturdum bir direğin dibine cebimden bir sigara çıkarım gözümden yaşlar aka aka içiyorum sigarayı, sigarayı attım... bir biber gazı daha attılar kaçmadım ne olacaksa olsun dedim başım öne eğip oturdum, kızın biri geldi çenemden tuttu yüzümü yukarı kaldırdı sütü yüzümden aşağı boşalttı talimatlarda veriyor "gözünü aç kapa aç kapa " işe de yarıyor... sonra kalabalık içinde kayboldu kız.
ozan ünsal'ın şarkısı gelir aklıma; "Nasılda vurdu bizi, yurdumuzun polisi..."
başı ellerin arasına alıp alabildiğine koşmak.
ilk seferinde insanın aklından sayısı belirlenemeyecek kadar çok "hasiktir" geçiyor.
ikincisinde "mehh, bayatladı bu numara" diyorsun.
sonrasında zaten insan arıyor, boşluğunu hissediyor. eksikliğini apaçık hissediyor.

"biber gazı bizde kafa yapıyor!"
O an hiç bir düşünemiyorsun. Yapman gerekeni yapıyorsun sonrası öksürük, ağlamak, tıkanmak, mide bulantısı vs. işte o zaman böyle bir an bittiğini düşünüyorsun. Biber gazı yiyenler olarak kendimizi çok güzel ifşa ediyoruz.