bugün

an itibariyle cengiz kurtoğlu ile yardıran dizi.
Melike'nin annesi rolünde yıldız tilbe'nin gençliğinin oynadığı dizi.
Bayaga bayık bir dizi. Kötü de olsa espri yok.
Espri ile komedi iyi yapıldığı zaman güzel olur tabi ki ama bu ekip -Leyla ile mecnun dizisinde de böyleydi- olay ve durum komedisini tercih ediyor. Ve bu işi iyi de yapıyor. illa espri dinlemek isteyen varsa da Youtube a adamın biri esprileri yazsın.
umarım kanal d'nin piç ettiği dizilerden olmaz dediğim yapım.
özellikle hakkı karakteriyle yaran, duygusal sahneleriyle ise gözleri dolduran kaliteli dizi.
leyla ile mecnun hatirina izledigim dizi. notum 10 uzerinden 5. boyle giderse uzun omurlu olmaz.
ilk bölüm güldüren 2.bölümde biraz düş kırıklığına sebep olan dizi.
Serkan keskinin oyunculuğu ve onur ünlünün yönetmenliği var daha ne olsun.
Başlık olarak beş kardeş ile ayırmak açısından daha açık olduğu için buraya yazıyorum.

ikinci bölümü ile daha iyiye gitse de melisa Sözen ile ismail abi olmadı bence. Nasıl mecnun ile melis Birkan olmamıştı öyle olmadı.

Kast seçimi çok önemli. Nihal yalçın tamam ama esas kız olacaksa melisa Sözen ile zor bu iş.
Izlemek istedigim bir dizidir ama dizi ya da film izlerken cok sıkılirim sevdigim birinin onermesi lazimki katlanayim ama komediyse baska.
Hoş bir dizidir. birçok gereksiz komedi dizisindeki gibi 1 bölüm süren hayaller yoktur. ama konu olsun diye kadroyu geniş tutmalarını sevmedim. 5 kardeşten en küçüğü askere gitse, imam olanın Muş'a tayini olsa iyi olur.
ikinci bölüm ile birlikte aldığım notları paylaşmak istediğim, heyecanla takip ettiğim dizidir.

dizinin hem yazarı hem yönetmeni onur ünlü'nün, “ben bu sefer klasik bi' şey yapacağım. sıkıldık biz artık absürd olmaktanda absürt görmekten de. elbette ki farklı şeyler olacak ama bu sefer her şey kadar klasik olacak.” açıklamaları ışığında ele aldığımızda dizi harika bir seyir izlemektedir.

karakterlerinin derinliği, olay örgüsünün sıradanlığı, örgünün yavaş ilerleyişi ile klasik bir türk dizisi halini gösteren beş kardeş, ters köşeleriyle, bilindik mizah ve hüzün tatlarının birleştiriciliğiyle, usta oyunculuklarıyla da klasik bir “onur ünlü işi” olmuşa benziyor. tam o değil de ona benziyor.

“biz buyuz bu da bizim huyumuz” şiarından hareketle, kendi öykülerini kendi hissettikleri biçimde anlatan bu insanları bir arada gördükçe bu adamlar olmuş lan diyorum kendi kendime. çaktıkları selamları da –sadece politik değil, eski projelere ve popüler kültüre- dikkate aldığımızda bize bi’ şey izlettirme derdinde olduklarını görüyor ve hepsini selamlıyorum.

üçüncü bölümden sonra tekrar görüşmek üzere. hangimiz sevmedik çılgınlar gibi?
o hayat benim, alın yazım, deniz yıldızı gibi dizilerden daha fazla boka sarmış dizi, hem de daha ikinci bölümüyle.
sait karakterinin üstüne fazla yığılmış dizi.

sanki hepsinin hayatı sait hariç bu diziyle başlamış. imam kardeş turgut nasıl imam olmuş, bir kalp kırıklığı var mı? ayrıca imamlar cemaatte her türlü adamı görmekte oldukları için şevval nedir ne değildir dakikasında anlar.
ikinci bölümde melisa sözen'in ismail abiye "ne çok konuştun, virvirvir-virvirvir" demesi ve ismail abinin "aaa öyle bir şey vardı di mi" diye leyla ile mecnun'a selam çakması gayet hoştu.

komedi dizilerinin ilk bölümleri genelde sıkıcı olur, herkesin muhteşem dizi diye yorum yapmaması normal, ama bana göre gayet güzel iki bölüm çıkarmıştır şimdilik. zaten onur ünlü varsa biz de varız.
kara para mı daha iğrenci ak para mı?
ekibin hatırına 2 bölüm hiç ses çıkarmadan izledim. ama olmamış. bir temel hikaye sorunu var dizide, her şey çok havada. karakterler arasındaki bağlar bir tuhaf. arkadan ver arabeski, önden ver şiiri ile yürümez bu gemi.

zaten reytingleri de pek iç açıcı değil, 4 ya da 5. bölümde gidici gibi.
herkes gibi ekip hatrına acaba deyip az önce 2. bölümünü devirdiğim dizi.

kusura bakmayın ama olmamış diyeceğim. ilk bölümde böyle yorum yapmamıştım ama olmamış. karakterlerin kişiliği mi oturmamış desem, işlenişi mi kötü desem bilemedim.

bişey eksik abi dizide. karakterleri şu an kafandan geçiriyorum hiçbirini bi yere koyamıyorum.
mesela o çakma nazım hikmet çok gereksiz aptal bir karakter. olmamış.
aziz denen karakter 3-5 sahnede vardı ki ne bok yiyor belli değil.

ya tamam bunlar başrol değil ama dizinin adı 5 kardeş arkadaş.

bu dizi neden akasya durağı gibi gidiyor? hep birilerinin başına olay geliyor karakola gidiyorlar falan.
başka dizilerle tutunmaya çalışılacağına gerekli fedakarlıkları yapıp leyla ile mecnun a devam edilmelidir.

ya bir insan mükemmel olan bir eserini neden yıkar ki ?
ilk iki bölümde sait'in sürekli kardeşlerinin olaylarıyla uğraştığını gördüğümüz dizi fakat dizinin içinde şöyle bir konuşma yapar sait abi: " bugüne kadar tıpkı soyadımız gibi başımı eğdirmediniz" demiştir ama ne hikmetse iki bölümde leyla ile mecnun tabiri ile "olaylar olaylar" olmuştur.

onur ünlü'nün absürd değil klasik yapacağız sözünü hatırlarsak "klasik" olduğu için her bölümde karakola düşmeleri normal herhalde.

ve dizide anlam vermediğim nokta ise fahriye ile sait birbirine aşık ama sait askerdeyken kudret ile fahriye zorla evlendiriliyor ve sait askerden kaçıp fahriyeyi kaçırıyor ve bir süre sonra da sait'i terk edip sırra kadem basıyor. buraya kadar her şey tamam ama fahriye mahalleye geldikten sonra kudret'i görünce o haller neydi? insan kime aşık olduğundan şüphe ediyor ve böyle bir karakterin iki kişiye birden gönül vermiş olma olasılığı şahsen dizi hakkında olumsuz düşündüren bir durum.

turgut karakterinin ise şevval'in taverna şarkıcısı olduğunu anlamayacak kadar saf bir imam motifinde olması ise eksi bir nokta olmuş.

nazım'ın ise kafayı kırmış bir gazeteci rolü her ne kadar eğlenceli olsa da birazcık çıtayı düşürmüştür.

orhan karakteri de herhalde beş kardeş arasına zorla girmiş bi karakter pek bir nanesi yok gibi.

aziz'se sacit'e posta koyduğu sahnede bize behzat ç.'deki harun'u hatırlatmış ve özlediğimizi göstermiştir ayrıca bu adama bu roller yakışıyor amk yazın işte bu rolleri.

sait abi dışında dört kardeşi ele alırsak: hepsine çakal olmayan, dürüst, düzgün bir yan eklemişler ama bunlar aşırı saf olmuş.

sait abi ise bunların bu saf yanlarının onlara açtığı problemleri çözmeye çalışan abi yada nazım'ın deyimiyle "baba" karakteridir fakat tüm diziyi serkan keskin üzerinden çevirmek biraz ağır gibi geldi. her ne kadar ismail abimiz olsa bile o da insan amk bu kadar odak merkezi olmayı kaldıramayabilir.

şu ana kadar ise dizide en çok beğendiğim şey küçük kızımız melike ve sait abi'nin çırağıdır. gerçekten orjinal karakterler olmuş.

dizi olumsuzlukları olsa bile güldürebilen ve eğlendiren bir dizidir umarız olumsuzluklar çok fazla önüne geçmez ve devam edebilirler.
görsel
Bana yürümeyecek gibi gelen dizi.

Bizim millete;

aşklı,ihtiraslı,dedikodulu,yapmacık,saçma diziler lazım. Onlar izlemezler böyle dizi.

Bu ülkede kaliteli veya düzgün projeler ne ara tuttu ki? Elbet kaldırılıp,reytinglerde taklaya geldiler.
pek tutmayacağını düşündüğüm dizidir. çünkü leyla ile mecnundan dolayı beklenti yüksektir. tek güzel yanı müslüm babanın hangimiz sevmedik şarkısı.
bu sefer olmamış be abi dediğim dizi. ya biz leyla ile mecnun ile beklentisi yüksetilmiş insanlarız, hep yabancı dizilerle avuturken kendimizi bi anda kendi kültürümüz kendi espilerimiz kendi meselelerimiz ile bizi güldüren bir dizi bulduk çok sevdik, hep sevdik sen şimdi onun oyuncu kadrosundan bi kaç kişiyi bi ara getirirsen olmuyor işte. bi leyla ile mecnun değil. karakterler oturmamış, mizahı da çok eksik kalmış. absürt mizah isterük.