bugün

başlık "berkin elvan islamcı bir prostestoya katıldığı esnada polis tarafından öldürülseydi" olacaktı.

1) hakkında solcular tarafından bu kadar methiye dizilmezdi (küçük prens'e benzetildiği karikatürler çizilmezdi).
2) türkiye'nin gündeminde bu kadar yer etmezdi.
3) yer etse bile, bu en çok başbakanın medyası tarafından gündemde tutulurdu.
4) başbakan televizyonlara çıkar hüngür hüngür ağlardı ("cebinde patlayıcı varmış" diyerek ölümünü meşrulaştırmaya çalışmazdı).
5) solcuların aklına onun bir çocuk olduğu gelmezdi.
solcu dedikleriniz de arkasından dua ederdi. küçük bir çocuğun üzerinden siyaset yapmazlardı. ölümü masum göstermeye çalışmaz, bunu yapanları rahat bırakmazlardı.
yanlış. gercek bir solcu burakcanin olumune uzuldugu gibi berkine de uzulurdu. basbakanin rabiaya aglamasina olusan tepki ulkesindeki olulere degil de suriyedekilere aglamasidir.
Yine karşı çıkardık yine çocuk derdik yine üzülürdük yine ağlardık! Tıpkı 13 ünde havan topuyla katledilen ceylanımız gibi tıpkı 12 yaşında 13 kurşun yiyen Uğurumuz gibi tıpkı 20 yıldır katledilen 200 ü aşkın çocuk gibi çünkü hepsinin ortak bir paydası var; Çocuk olmaları...
şehit olurdu.
unutulmaz bir şehit olarak lanse edilirdi. tabi ki unutulmasın...

lakin nerede ölürse ölsün bir çocuk için, hemde ölmüş bir çocuk için hala siyaset yapan, laf atan sözde dindar özde allahsızları gördükten sonra bir çocuğun nerede öldüğünün önemi olduğunun düşünmek...

asıl önemli olan nasıl öldüğü...
(bkz: kemal bakara makara dese akpli yorumları)tanım ortalığı yıkarlardı.
tayyibin ağzından sakız olurdu. vicdanı olan her insan, sağcı, solcu, apolitik bunun için yas tutardı. ama yas tutanlardan çok, "pislik chp zihniyetinin eseri!!!!" şeklinde facebooktan paylaşım yapan mantıksız huur tohumları daha çok olurdu.