bugün

selam,

bundan kaç sene ya da kaç ay öncesiydi bilmiyorum. aslına bakarsan bilmek de istemiyorum.
çünkü hayatı bile ciddiye almamaya karar vermiş olan ben tarihlerin o kadar da mühim olmadığını düşünüyorum artık.
1 yıl neler değiştirdi, neler aldı götürdü benden. daha da götüreceği çok şey var.

hayatı ciddiye aldıkça tuzun, şekerin bile tadını alamadığımın farkına vardım. günü kurtarmak için gülüyorum artık. benden bir şeyler bekleniyor olması da canımı sıkmıyor. beklesinler, sabır imanın yarısıdır derler.

ben kimim? ya sen? kaçıncı kişiyim, kaç kişiyim? ruhum her kimlik altında başka bir bedene bürünüyor ve ben o oluyorum. sen ise benim kadar yalancı olamadığın için şanslısın. kişilik bölünmesi dedikleri şey var ya, eşeysiz ürüyorum ve en çok da buna üzülüyorum.
birden fazla kişi olmak çok zor.

en çok merak ettiğim şey ses tonun. mimiklerin mesela, kızdığında ağladığında güldüğünde üzüldüğünde, çocuklaştığında ne hal alıyor merak ediyorum. sen de benim kadar sıradan mısın? ne kadar sıradansın?

ölmek üzere olan bir babaya sahip ve sana sürekli yalanlar söyleyen senin iyi oluşunun altında ezilen biriyim ve sen bunu hiçbir zaman öğrenemeyeceksin.

şu anda hiçbir şeyi olmayan, hiçbir şey olan ama yine de var olan, olmaya çalışan günlerin sırasını savan biriyim.
hiçbir şeyim yok. sen de yoksun. bir halüsinasyonsun sen. görmek istediğim, olmasını istediğim kişi.

belki de o kişinin yanından bile geçmiyorsun. ben senin tanrınım. seni ben yarattım. senden sen olmayan birini doğurdum, ben annenim.
hayalen koruyorum seni, benden çekindikleri için gelip selam bile veremiyorlar sana; koruyup kolluyorum seni çünkü ben babanım...
beğendiğin romanlara, eşarplara paran çıkışmıyor eline tutuşturuyorum paraları ve sen bana itiraz edemeyecek kadar yakın görüyorsun bana kendini; ben dostunum, abinim ablanım, erkek kardeşinim, kız kardeşinim.

bir insan kendini iyi betimleyemez, hakan günday'ı çok severim sen bilmezsin. *
bizi en iyi anlatan yine o, şimdi de hakan günday'ım,

--spoiler--
beni sadece fotoğraflardan tanıyorsun. sadece nasıl göründüğümü ve objektife nasıl baktığımı biliyorsun. ama neler düşündüğümü ve neler hissettiğimi bilmene olanak yok. beni anımsaman olanaksız. resimli romanlara benzediğine emin olduğum rüyaların bile beni anımsamana yetmez. çünkü kimsenin anımsamadığı ve dönmediği bir yerdeyim. bu yüzden kendini yorma. nasıl olsa bu satırları okudukça kimin yazdığını unutacaksın. sen mi, ben mi ?ne fark eder?hiçbir şeyin fark etmediğini öğreneceksin. sadece klavye harfleri. hepsi o kadar. ne el yazısı ne imza ne de bir kimlik. suç işlemek için hiçbirine gerek yok. yok olacak bir varlığın varlığı yeterli. gerisi ağaç, apartman, sokak .
--spoiler--

sen ben arasındaki şeyin ne olduğu tam anlamı ile bu.

bu hem itiraf hem de sana hiçbir zaman haberin olmayacak bir yazı.
param yok, sana var dedim. ''bi ihtiyacin varsa cekinme soyle olur mu lutfen'' dedin, ihtiyacım çok bir de çekiniyorum senden.

yalnızlıktan ve ne olacağını nereye varacağını düşünmekten çıldırmak üzereyim, ne yalnızlık gitsin istiyorum ne de sen. ''canin sıkılırsa yaz bana'' demiştin, canım mengene gibi hayatın kıskaçlarında ezilip büzülüyor ama yine çekiniyorum.

sen iyi biri oldukça çocuklaşıyorum ve seni gördükçe kaçmak geliyor içimden. sen selam verdikten sonra senden kurtulmanın çarelerini arıyorum, çaresizim.
kimseye bağlanmak istemiyorum ama sen orada dur istiyorum. seni istiyor muyum bilmiyorum.

hayal kuruyorum, aynı yerdeyiz ikimizin maaş toplamı ortalama 6.000 tl. anadolu'da olduğumuz için en baba evin kirası 500 tl. kaldı 5.500. sizin evin kirasını da yolluyoruz annenlere. babam ölmüş o aralar, annem tek. onu da aldırıyoruz yanımıza ve sen bundan hiç rahatsız olmuyorsun. orta karar bir araba almışız, mutluyuz; ikimizin de matematiği kuvvetli ne de olsa, tahminen 5 yıl sonra en güzel evi satın alabiliyoruz.

sen sinan yağmur denen o tipitipin kitaplarını okuyorsun ben ise hakan günday'ın en son çıkan romanını. annemin maaşını harcamıyoruz, kardeşlerime gönderiyorum çünkü onların hakkı. ne annemi parasız bırakıyorum, ne annenleri ne de biz parasız kalıyoruz.

para mühimdir, ihtiyacın olduğu kadarı hayati önem taşır. asgari yaşıyoruz, azami düzeyde mutluyuz.

ne güzel değil mi? ne güzel hayat be! ama bunlar sadece hayal.
ne zaman olacağı konusunda bir tahminim yok sen ise kadercisin ben ise reelci.
elbette bir gün alakamızı keseceğiz. biliyorum ki çoğunlukla yaptığın gibi hayır dualarla bitireceksin son konuşmanı. buna mecbursun.
üzüleceğim, aradan 6 ay geçecek ve sen yoksun...

şimdi sen kimsin, ben kimim?

dilimin döndüğü kadarı hayır dualar edip sadece iyiliğini isteyen biriyim. şartlar olgunlaştığında ise aptalca duruyor olsa da seni.
bilmiyorum belki de ilk bir hafta içinde soğuyacağım senden. bu sevimsiz yabancılaşmak bir bedel bile olsa duymak isterdim sesini.
objektife nasıl baktığını biliyorum ama gözlerime nasıl bakacağını ne zaman öleceğimi merak ettiğim kadar merak ediyorum.
sen kadercisin ben değilim. sen burçlara inanırsın ben ise onların düzmece olduğunun okulunu okudum.

kim bilir, belki de...

bu yazıyı da ölmez de sağ kalırsam, ileri de bir gün dur la neler yazmışım demek için yazıyorum. bu akşam seninle konuştuğum için not ediyorum bir kenara. bu akşamı buraya kazımak istiyorum. sıradan bir akşam hem de değersiz. ama sen varsın.

yıllar sonra umrumda olursan ve aklıma gelirse bu yazı, bunları okuduğumda dilerim şu an oturduğum sandalyede olmam, bu şehirde olmam bu oda da olmam. başka bir yerde ya seninle ya da senden tamamen habersiz, senden habersiz olduğumdan da habersiz bir vaziyette olmayı diliyorum.

ama her durumda iyi olmanı istiyorum, bunu gerçekten istiyorum. ne allah rızası için ne de bir başka şey için, sadece senin için istiyorum bunu. sadece senin için...

kestik! * güzel sahneydi, neyse dursun bir kenarda. ya yaşarız ya hayal ederiz ya da aldanırız. ihtimaller kısıtlı hayat fazlaca uzun.
bana şans dile hayat!
içimdekilerin hepsi boşluk ta ki gökyüzünden, yıldızlardan o okyanusun dibindeki kuma kadar her şey ne hissediyorum, ne düşünüyorum hepsi sonsuz boşluk, kara bir boşluk.
sen hiçbir şey söylemeden seni anlamak istiyorum ben
seninle hiç bilmediğim yerlere gitmek
tatillere çıkmak
uzun yolculuklar yapmak istiyorum
sabahlara kadar içmek, konuşmak
susmak
sahillerde sabahlamak
sevmediğim yemekleri yemek istiyorum
bana bilmediğim şeyleri anlat uzun uzun
bağıra bağıra şarkılar söyleyelim kimselere aldırmadan
sevişelim gecelerce
yaşadığın yeri anlat
sevdiğin insanlarla tanıştır
ben sana köyü göstereyim
gözlerimin içine bak
hakkındaki her şeyi bilmek istiyorum. *
Cesaretini hayranlıkla izliyorum sen bu devranı değiştireceğe benziyorsun.
Kazanamamak kaybetmek midir? Kaybetmek için önceden kazanmış olmak gerekmez mi? Hiç benim olamamışken kaybeden sensin deme bana...
yeter bu vuslat.
Bu gece beraber uyuyacağız. 2 yıl önce. Haberin olsun.
geleceğim diye gittin, gelmedin ya bende bittim.
ocağıma incir diktin, gelmezsen gelme.
gelmezsen gelme, gelmezsen gelmeeeeee.
uykum var sevgilim göğsünde uyut, kalbin sayıklasın beni.
nasılsın len?
dün sana çok sövdüm. hakkını helal et, öpüyorum.
Bu arada seni affetmedim aslada güvenmedim zaten.
Bu kadar köpek, hırçın, insanlara kötü davranan biri olmamın sebebi sensin puşt. Aşk, sevgi denilen güzel duygular seninle kirlendi. Kimin iyi kimin kötü olduğuna karar veremez oldum. Daha önce tanımadığın, sana hiçbir kötülüğü olmayan birinin hayatına girip sonra sıçıp batırarak çıkmandaki garezin neydi? Bilirsin ben sevince güzel severim, köpekler gibi severim, ne kadar kızsam da dayanamam sevdiğim kişilere. Ama seni tanıdığım güne lanet olsun, bana yaşattıklarına lanet olsun, şu zamana kadarki en büyük pişmanlığım olmana da lanet olsun. Ben sana kirlenmemiş sevgi verdim kodumun evladı. Hakkıma düşen de aldatılmak olmuş. Dün aylar sonra sosyal ağlardan birinden senin profiline baktım. Yanında şimdiki sevgilin, yani ikinci kadın vardı fotoğraflarda..o kadar hissizleşmişim ki o fotoğrafa bile tepkisiz kaldım... Mutlu olmak ya da mutlu olduğunu sanmak denen bir şey var, oysa biz daha hesaplaşmadık.. Ahımı ödemeden öleyim deme.
nişanlanmışsın geçen ay.. az önce gördüm. oysa ne kadar güzel yıllarımız zamanlarımız geçmişti.. ben seni hala hep düşünüyorum hep düşündüm hem sevdim.

hala da seveceğim.. sende beni sevdiğin gibi hiç kimseyi heyecanla ve aşkla sevmeyeceksin biliyorum. ailen benim ailemi sevmediği için problem çıkarttı istemediler...

Bizi bu hale düşürenler Allahtan bulsunlar.

senin için de tek dileğim; Cenab ı Allah mutlu bir yuva kurması için sana yardımcı olmasını dilerim. yıllardır ağlamamıştım.

sözlük kalbim kötü be

yarım saattir bunu dinliyorum

http://www.youtube.com/watch?v=I3ga2YcRW8I

ben kötüyüm giderim bak demedi deme.

not: moral verin lan allahsızlar uzun süredir böyle ağlamıyorum. hatta hiç ağlamamıştım uzun yıllardır. kalbim kötü.

http://www.youtube.com/watch?v=I3ga2YcRW8I
yarın bu saatlerde koynumdasın.
kokunu çok özlemişim.
ben bu yazıyı "ulan acaba bana mı yazmış" diyerek merakla başlığa tıklayan yazara yazdım.
evet ulan tam olarak sana.
kimse sana yazmıyor, bunu kabullen artık.
hadi git şimdi.
ama üzülme lan hayat çok güzel.
öptüm seni.
Okuyor musun bilmiyorum ama, özlüyorum seni be! Hala çıkmıyorsun aklımdan ama yeni insanlar soktum hayatıma zor da olmadı biliyor musun. Fakat bir yanım sende kaldı sanki. Yolla onu bana kargoyla falan. O değil de Allah iyi etsin seni. o sarışın öğrencinde merdivenden kayar inşallah, öptüm.
neden aklıma geldin? üzüldüm şu an. internet kabloları ardında yaşadığını biliyorum, ve sadece bir hayaldin. acaba şu an nasılsın? hala öyle gülüyor musun? aslında adını hatırlamıyorum şu an, ama yazım stili hatırlıyorum. benim savsak yazımın aksine noktalı ve virgüllü. her zamanki insanları uzaklaştırma taktiği vardı ben de, bilmiyordun ama öğrendin. uzasaydı konuşmalar ne olacaktı sanki? rüyanın kısası güzeldir. good-bye.
üçüncü sene oldu ve ben hala sensizim. niye unutamıyorum seni ? hayatıma giren onca insana rağmen yine neden sen ? bak yine biri var hayatımda ama yine seni istiyorum yanıbaşımda. neden her an seni düşünmek zorundayım ? Neden her duamda sen varsın ? hayalim olarak kalacaksın sanırım.
buralar soğuk, siyah, çirkin karanlık yani gelme.
Önce kızmıştım ama artık anliyorum seni biraz düşününce hak verip vermemem ayrı konu tabii ama artık anlıyorum ve artık acıyorum sana.
başlıkta başlık tanımlanmaz, doğrudur. ama bi geçmişe baktığımda harbiden kendimizi dökmüşüz buraya. yalan yok.

bu seferki başka kardeş. bu seferki denizlispor fenerbahçe maçı.
Oysa ben akşam olmuşum, yapraklarım dökülüyor usul usul. Adım sonbahar.

Son yaprağımı, bugün yani doğum günümde döktüm. Artık, yeşerme vakti.
Bana vermediğin sevgini götüne sokarsin artik.
çükibik mi, fikibok mu?
(bkz: yürüyüşe gidek mi)