bugün

seni hala seviyorum, ne kalbimden, ne aklımdan söküp atamadım. birgün öleceğim ve o mezar iki kişilik olacak haberin olsun.
6 sene önce kesişen yollarımız keskin bir "v" şeklinde ikiye ayrıldı. Kısa zamanda tekrar birleşmesini umdum ama manzara korkunç. Gittikçe uzaklaşıyor yollarımız. Uzun vadedeyse hiç ümidim yok. Kesişmeyecek sanırım tekrar. Oysa ben ne çok isterdim bir tek yolun iki hayatı birden içinde barındırmasını...
sen yasaksın kadın,
uzak dur diyorsun zalimce hiç hakkın olmadan. beni yakacakmışsın. sorarım sana hiç yanan bir daha yanar mı?
ya da ölen bir daha ölür mü? bu soruların cevabını sen de çok iyi biliyorsun ben de. meselenin ne olduğunu tam çözememek insanın en
çok canını acıtan belki de. şimdi öyle bir yerdeyim ki her zaman olmayan fakat daha önce gördüğüm yer gibi. araftayım. hiç bu kadar arada kalmamıştım. gitsem gönlüm burada kalsam aklım ben de değil. ne yapacağım böyle? en iyisi hiçbir şey yapmamak. hiçbir şey yapamıyorum zaten. dediğin gibi herkesin bir sınavı vardır benim sınavımda sensin galiba. bir sorun var kadın ben sınava girmeden çaktım. bari bir sınava girseydim. neyse olur da bir gün sınava alırsan ben kapıdayım. bıraktığın yerde... evet.
uzun zamandır bu kadar iyi duymamıştım sesini.
uzun zamandır böylesine içten güldüğünü görmemiştim.
sevindim.
"yürüyorum hasretin acının üstüne
sığmıyorum dünyaya dar geliyor
geceler mi uzadı bu karanlık ne
gönlümün bayramları, şenliği söndü
seni kimler aldı kimler öpüyor seni
dudağında, dilinde ellerin izi var
deli gözlerin gelir aklıma
gülüşün, öpüşün, iç çekişin gelir
seni kimler aldı kimler öpüyor seni
dudağında, dilinde ellerin izi var"
çünkü sen bu yazdıklarımı göremeyeceksin. görsende benim yazdığımı bilemeyeceksin. söylemeyeceğim sana. çünkü birazdan söyleyeceklerim seni üzebilir. çünkü gerçekten sen tanıdığım en orospu kadınsın. bir anın bir anını tutmuyor. bana seni seviyorum yazarken alttan omegle den 31 cilerle yazışıyorsun. ben seni tatile himalayalara götüreyim derken sen dünyanın farklı farklı yerlerindeki kucaklara gidiyorsun. gerçekten kusura bakma. çok üzgün ve kızgınım. sonra döndüm dedim ki gerçekten bir siktir git artık.
sen gittin öbür tarafa.. Ben hala seni yaşatmak için ismini verdim küçük kızıma.
"Minik sevgilim, sanki yıllardır buradaymış gibi, işte doğuyor güneş." Ayrı güneşlerimiz olsa da, bak doğuyorlar yine de. Ayrı dünya klişesine takılsak da; here comes the sun, dıt dırırı..
gel artık be.

çok hoşlandım senden.yürüşün falan, giyimin, bakışın.

ne bileyim işte, olur gibi.
Sensiz mutluyum.
buraya entry girememek ne acı.hiç kimse yok hayatımda kaç yıldır.aşk,sevgi bana uğramıyor artık sanki.ama bir umut insan bekliyor işte be.ne çok istiyorum bir kıza aşık olmayı.milyonlarca kız arasından gelip beni bulamaz mısın ya da ben seni bulamaz mıyım? sahi müslüm baba demişti ya "ey benim dertli başım, ey benim ekmek aşım, ey benim can yoldaşım Nerelerdesin? "
bütün hepsi yalanmış demek, o ilk günlerdeki mesajlar, o verilen sözler ve o konuşulanlar hepsi yalanmış...
Madem bitirecektin neden geri döndün bana, neden tekrar döndün bana, neden yapamıyorum dedin neden.
1 defa vurdun yetmedi 1 ay ara ile 2. Defa vurmak için mi?
Ne yaptım sana, ne yanlışım oldu?
Yaptığım tek şey seni sevmekti, bu gözümden akan yaşları kabul edemiyorum...
beni o kadar mahvettin ki sağlığım bozuldu, hastaneye düştüm.
Ama allah kahretsin ki gene seviyor insan, allahım yüreğimden al ona karşı olan sevgimi, dayanamıyorum....
senin ağzını yerim ben, bu zamana kadar nerelerdeydin sen? Çok cicisin lan yanaklarını sıka sıka öpesim geliyor, sırf senin için şehrimden erken ayrılıyorum umarım hayal kırıklığına uğramam. Bi de garfield diyorum sana ben arkadaşlara bahsederken, öptüm canım. Edit: eksileyen kardeşim adamın götü büyük saçı sakalı turuncu, o yüzden garfield.
bilincaltimi da al git ulan.
kocaman özlemler biriktirdim sana.sesini,tenini,yüzünü,bakışını çok özledim.şu mesafeler olmasaydı eğer bem her dakika senin yanındaydım.seninle zaman geçirmek çok keyifliydi ve ben uzun zamandır bu kadar çok eğlenmedim kimseyle.güzel zamanlar geçirdik seninle...
okumuyorum yazma boşuna..
Sensizlik bile seninle anlamlı...
sen ve ben. abd ile israil misali; birbirimize çok uzağız, elimizde olsa birleşeceğiz ama birleşemiyoruz. ancak ruhlarımız o kadar aynı ki, ne yaparsak yapalım birbirimizden de ruhen ayrılamıyoruz. eninde sonunda yine baş başa kalıyoruz.
Sessiz kalırım haklı gidişine..
seni seviyor olabilirim...
ilk önce kızdım. her şeyi yerle bir edebilecek kadar çok kızdım. bağırmamak için dişlerimi sıkacak kadar çok kızdım. ellerimi parçalayacak kadar çok kızdım. karşımda olsa sevgime acımayacak kadar çok kızdım. yüreğini kanatacak kadar çok kızdım. sonra bir kaç günler geçti. bunlar yalnız günlerimdi. yüreğim acımaya başladı düşündükçe. ağır ağır acımaya başladı. özledikçe yüreğim biraz biraz daha yandı. sonra anladım ki kızgınlık değil bu. ben ilk defa böyle kırılmışım meğer.
inan bunları sana söylemek isterdim, böyle kimsenin beni tanımadığı bir platformda tanımadığım bir sürü insanın okumasını değil. ama buraya yazacağım, sen de bilmeyeceksin. ben söylemiş olacağım ama sen duymayacaksın. ama bunları boşaltmam lazım, sonra okuyup görmem lazım, içimden çıkması lazım, toparlamam lazım bunları.
Bu sefer biraz farklı, bu sefer ben farklıyım. Artık canım yanmıyor, evet biraz sızlıyor içimde bir yerler ama artık durup durup ağlamaya başlamıyorum, yaşamak istemediğimi düşünmüyorum, saatlerce ergenler gibi intihar senaryoları yazmıyorum artık. daha normalim, daha iyiyim, sağlıklı hissediyorum sağlıklı düşünüyorum. Sinirli değilim, sinirden kendimi kaybetmiyorum, sinirden ellerim bacaklarım titremiyor ve sinirden suratım morarmıyor her zamanli gibi. Sadece içimde bir yerlerde cam kırıklarına benzer bir şeyler var, pek hareket ettirmemem gerekiyor sanırım çünkü bazen batıyorlar. Ama olsun zamanla o kırıkların uçları körelecek artık biliyorum.
Bu sefer biraz farklı, bu sefer ben farklıyım. Artık sana her zamanki gibi, değiş demiyeceğim, düzel demeyeceğim. Çünkü biliyorum sen değişmezsin. Ben senin için çok değiştim, ödün verdim kendimden, katlanamayacağım şeyleri yuttum, göz yumdum. Ama sen yapamıyorsun. Yapma. Yıllardır senin düzelmeni ve seninle mutlu olmayı istedim. Artık sende gelecek hiçbir şeyi istemiyorum. Artık seninle mutlu olmak bile istemiyorum. Artık kokunu istemiyorum. Ellerini bile istemiyorum. O çocuk kokan alnını da istemiyorum. Artık bitti.
Çünkü hep geçmeyeceğine inandırmıştım kendimi, biterse geçmez diyordum canım çok yanar diyordum korkuyordum. Ama önemli olan okyanusa doğru bir adım atmakmış sadece, sonra bir şekilde nefes almayı başarabiliyormuş insan. Ben de sonunda attım o adımı. Yolun ortasında belimden kavrayıp sarıldın ve ben 3 yıldır ilk defa itebildim seni. Üç yıldır ilk defa öpmek istemedim seni. ilk defa bu kadar uzun sustum yanında, ilk defa bitti biliyorum. ilk defa eminim. ilk defa büyümüş hissediyorum, kendim gibi, ben gibi, eskisi gibi... ilk defa bu kadar can acısının içinde renkli bir şey görebiliyorum, düzelece geçecek biliyorum. Ben hakettim, ben hakediyorum. Ben değersiz değilim. Sen bana değersiz olduğumu sevilmeyi haketmediğimi o kadar fazla hissettirdin ki ben kimse beni sevmez zannediyordum. Değilmiş. Elbet bir allahın kulu da çıkar sever beni. işte o zaman ben de mutlu olacağım. Hiç mi çıkmadı? Çıkmasın. Artık mutlu olmak için hiç kimseye ihtiyacım olmadığını biliyorum. Artık içinden çıktım senin. Geride bıraktıklarım umrumda değil, kaybettiklerim de. Ben de kalan yarın da umrumda değil. Olan oldu bitti işte, bunu ilk defa bu kadara çık itiraf ediyorum bitti. Ben gittim, sen hala ciddiyetinde değilsin bak normalde umursardım ama artık ne düşündüğün hissettiğin umrumda değil.
Ne hakediyorsam onu yaşamak istiyorum fazla bir şey değil.
Ve sen de, biraz beddua gibi olacak ama ne hakediyorsan onu yaşa.
Bensizsin artık.
yazmıyorum lan sakladım şimdilik bende kalsın. kızgınım sana zaten.
böyle aşk dolu şeyler yazıyorlar ya bu başlığa, çok kıskanıyorum. aptal mıyım ben?
nefretimi bile hak etmiyormuşsun. keşke hayatımda hiç var olmasaydın.