aramadın aramadın da o gün aradın ya hani sanki çok da umurundaymış gibi... ee ne yapacaksın be canım? Arayacaksın tabii. Merak merak...
oysa ki el yazımla en güzel şiirleri alın yazına yazmak isterdim.
hani demiş ya şair seni içimden terk ediyorum diye.
işte sen aynı o şiirdeki gibi benim yandığımdın , yanılgımdın ve yangındın.
doğum günün kutlu olsun.
http://www.youtube.com/watch?v=dx06eYLT3IA
özgürlük nasıldı beğendin mi? tadını çıkart bol bol bundan sonra ayrılmaz ikilisiniz.
(bkz: sen kim köpeksin) de sana yazı yazıcam?
Bak canım öyle entel dantel işlerle uğraşacağım derken kişiliğini kaybediyorsun. Twitter dır, facebook tur böyle halka açık yerlerde bambaşka bir insan olarak çıkıyorsun insan içine. Hoş buna insan içine çıkmak denmez ama senin gibi asosyale bu bile fazla. Neyse demem o ki kendin ol canımı ye.
http://www.youtube.com/watch?v=guTdag9kYpY

yazdım ama sanırım daha önce yazılmış.
ulan be! ben sana doyamadım ki. lanet olsun.

http://www.youtube.com/watch?v=wwm3Y-XetmE
seninle bir ekim ayında, bir dergi sayesinde tanıştık. 3 yılı geçmiş sanırım, sayamadım zamanları. arkadaş olduk, çok yakın arkadaş olduk, sevgili olduk, hiçbir şey olmadık bazen, ama hep hayatımın bir yerinde oldun. aklımın bir yerinde oldun. ne kadar kızsam da sana, hep affettim. sen de büyüklük ettin hep, biliyorsun sen beni, çok biliyorsun hem de. ama bu yaptığına anlam veremedim gerçekten. çok düşündüm, her düşünüşümde daha fazla kırıldım sana. ve anladım ki, kırgınlık kızgınlık gibi değilmiş. sana vursam, bağırsam, saydırsam küfretsem geçer kızgınlığım. ama kızgın değilim ki kırgınım. ve bu sefer geçmeyecek. seninle güzel bir gün geçirdik. ders çalışacaktık sözde ama çalışamadık. ama o gün mutlu olmuştum işte. aradan kaç ay geçti saysana? tek kelime konuşmadın benimle. bekledim bir şey yaz, bir şey de diye demedin. hep hayatımın bir yerinde oldun demiştim ya, artık seni hayatımın bir yerine koymak istemiyorum. sana çok kırgınım, kızamıyorum bile o kadar kırgınım ki... sanırım bu sefer gerçekten bitti. bittik birbirimiz için. üniversiteye gidince rahat rahat seni görebileceğim günleri hayal ederdim bazen. ama yok artık. bu sefer hayatından gerçekten çıkıyorum. buraya kadarmışız biz de. çıkıyorum. çıktım.
bugün itibarı ile tek bir kıza bile el sürmeden 4.ayımızı kutluyoruz, seni o kadar seviyorum işte.
çıkar şu yavşaklığını; ne dediğin anlaşılmıyor.
gel ne olursan ol gel .
hayatta mutlu olmamı engelleyen her şeyi birer birer yok ettim...ve onların içinde sende varsın! ve sen de!
haydi inat etme bana olmaz deme seviyorum de sarıl bana. ayy ay.
istediğin yerde misin, dersin?
Söylemeye cesaret ya da fırsat bulamayız bazen.bugün ayrılığımizin üstünden ne kadar geçti sayamaz hale geldim.senden umudum yokken bekledim seni.hep haberini aldım oysa.her haftaya yeni biriyle beraber olup hepsine hayatımin aşkı dediğin sevgili. Bugün bir cesaret yeni bir ilişkiye başladım. Sen belki bir gün dönersin diye erteleyip durdugum hayatıma devam etmeye adım attım. Ve seni gördüm. Sadece iki metre ileride arkadaşlarimla neşeli şekilde konuşuyordun. Masada oturan evlenme hayali kurduğun ben değilmişim gibi. Senin aldatmaktan ve bunu aylarca gizlemekten utanmadigin, kandırdığın ben büyük hayaller kurmasına izin vermediğim, senin bıraktığın berbat ruh halini her gün yeni bir şey yaparak duzene koymaya çalışan, karşımda oturan adamin yüzüne bakmaya utandım.neden mi? Canını yakanı canından çıkarana kadar bekleyecegim diyen adamin yüzüne bakamadim. Sen değil ama senin gibi biriyle hayatımi zindan ettiğim, o adama sana verdiğim değeri veremeyecegimi anladığım için utandım.
ben seni cok sevdim dile kolay tabii 3 yil oldu hayatima girdin gireli. Sana olan askim buyuktu ama artik yok sana karsi hic birsey hissetmiyorum ozur dilerim bitti -_-
Seni hergün görüyorum, gözüne gözüne hergün bakıyorum sende bakıyosun ama bari bi işaret ver be. gelip göt olmaktan korkuyorum.
benim bu yazıları yazmaya pek vakitlerim yok ama sensizliğin anasını sikerim.
sana bakmak sensiz kalacağım zamanların renklerini belirlemekti...
benim sana yazdığım çok sevgili,aday ve uzaktaki...

(bkz: sevgiliye sevgi yazıları armağanı) niyetine çok yazılmıştır.
ben bu yazıyı ona yazdım. ya da bunu ben yazsaydım.
musa'nın asasını mı? söyle. süleyman'ın mührünü mü? semiramis'in bahçelerini mi? iskender'in aynasını mı? cem'in camını mı? kayser'in nam ü şanını mı? karun'un hazinelerini mi? söyle, söyle! -istemem bana, cananı verin! canan ki musa'nın asasından daha mucizelidir. süleyman'ın mühründen daha hükümlüdür; canan ki semiramis'in bahçelerinden daha ferahlıdır, sinesi iskender'in aynasından daha cilalıdır, ağzı cem'in camından daha baş döndürücüdür; saçları ve rengi kayser'in namından, karun'un hazinelerinden daha değerlidir. istemem bana cananı verin... onsuz musa'nın asasını neyleyim; mademki yar gecmeyecek denizlerde yollar açmışım neye yarar? süleyman'ın mührünü neyleyim? havada uçan kuştan, yerde sürünen zahifeye kadar emre ram olan bütün malukat içinde yalnız o asidir. mademki dinlemeyecek, mührümü hangi fermanımın altına basacağım? mademki onsuz her yer bana zindandır, semiramis'in bahçeleri olmuş, ninova'nın sarayları olmuş, bu avare gönül hangi gülde karar kılar? bu yanan baş hangi mermerde serinlik bulur? hiçbirini onun bir parmağına değişmem, iskender'in aynasından onun kaş çatışını ve dudak büküşünü görmeyeceksem; cem'in camında onun kokusundan bir şemme duymayacaksam ah neyleyim... hepsi sizin olsun! bana cananı verin... onu görmeyenler, onu bilmeyenler dünyaya neye geldiler? ne yapmak için? ve ne bekliyorlar? ey yar! seni görmeyenleri ben görmüyorum; seni bilmeyenleri ben bilmiyorum, henüz doğan çocuktan, ölüm döşeğine uzanmış ihtiyara kadar bütün insanların gözünde hep senin aksini arıyorum. hilkatın sırrı sen değil misin? yüz bin seneden beri her gün şarktan garba giden bu yıldızlar hep senin yoluna revan değil midirler? yüzlerce milyon seneden beri ay hep senin için, güneş hep senin için çıkmıyor mu?...
ucur beni buradan..herseyden kacabilecegim bir yere..
kanepeye düşürdüğün sigara külünü temizlemeye çalışırken daha beter sıçarsın ya. öyleydi onunla beni kurtarmaya çalışma çabam.