bugün

(bkz: ben bu çukuru sana kazdım)

tepelerim, gebertirim allah'ıma kitabıma...
Sevdim seni be. Herkes bilir matematigimin iyi olduğunu. sırf sen anlat diye anlamamış gibi yapıyorum.

Bil istedim.
Ayrıl can çekiştiğin bütün cenderelerden..
içindeki uyuyan güzelliği uyandır..
Ilık bir nefes çekmek için yaralı pencerelerden..
Öyle bir gülümse ki güneşleri utandır..

Bak şu sana yaptığım çiçek çerçevelerden
Öyle kıs ki gözlerini, kirpiklerini puslandır
Konuş deme bana ne olur, korkarım hecelerden
Bazan en çok konuşan , hiç durmadan susandır

Kanatlarını aç artık , kurtul hengamelerden..
Üzerinden geçtiğin gölgelerimi şahlandır..
Bende sıkılmışken etrafımda pervanelerden..
Tutun kurak tarlama, üstüme yağmur yağdır..

Sür ellerime kokunu , okun minarelerden..
ezan-ı aşk çınlasın, beni cennetinle nurlandır..
Demleneyim yüreğindeki gümüş semaverlerden..
Karanfili sevgimin senin mis kokundandır..

Resmini çizdim hüznünün, mürekkep bedenlerden..
O güzel gülüşünle beni heyecanlandır..
Sana soru sormak yok , ni'çin ve nedenlerden..
Su ver yaralarıma da aşk tohumunu canlandır..

En yalın halinle gel , sudan sebeplerden..
Özledim desen yeter , sarılman soğuktandır..
izin ver de toparlayayım gururumu yerlerden..
Yaş dediğin değil gözden, gönülden akandır..

Aşk dediğin değil sözden, kalpten okunandır..
Aşık dediğin değil gözlen, kalpten okuyandır..

editto: https://facebook.com/erdemlicumleler
"ellerin beyaz tekrar beyaz tekrar beyaz."

http://www.youtube.com/watch?v=n14rklJm6Ww
gece boyu seni yastığının altında bir inci kolyeyle uyuttuğumun farkında değildim sabah gördüğüm an şoklar içinde yere fırlattım attım muhtemelen bazanın altına girdi hatta. aklımdan çıkmış, eminim daha sonra "nerde bu kolye yea" diye ortalıkta dolanır dururdum. akşam odaya girip de duzenlenmiş yatağın üstünde kolyeyi gördüğüm an doldu gözlerim. mucizeydin sen. o an bir kez daha sevdim seni. iyi ki varsın.
aslında şaşkınım. yıllar olmuş, attığın kurşunun bıraktığı, şuurumun sakatlığından.
Bu günün bir de yarını var boşuna dememişler , işte o yarınlardayız şimdi.
sen zayıflayınca gör beni...
okumayacağını bile bile. sana desem ne olacak ki? sevecek misin beni? yok. kalbini açacak mısın? yok. yapmayacaksın biliyorum, sen sevemezsin. kilitlemişsin kalbini. kötü tarafı da bir türlü vazgeçemiyorum senden. ne kadar çırpınırsam çırpınayım kurtulamıyorum. ama suç bende. sen bana umut vermemiştin. üstüme alındım. belki de sevilmek istediğim içindir. belki de sadece sende takılıp kalmışımdır. ama bu takıntıysa neden seninle her konuştuğumda gülümsemem geçmiyor? belki de cevap basittir. aşk olabilir. eğer aşksa, aşk insana resmen çarpıyor. hem en güzel hem de en boktan şey. her neyse seni özledim çok. sarılmana ihtiyacım var, kokuna..
sen biliyorsun sana yazdıklarımı da yazacaklarımı da, önemli olan senin bana ne yazdığın.
gel konuşalım sadece yahu, sesini duymak bile yeter bana. yanıma oturmasan da olur, uzakta dur, korkmaya devam et benden. ama konuş sadece, o güzel sesinle sana olan özlemimi gider bari. seni geçtim, kokun bile artık yeter bana. bir kaç tane kazak göndersem, onları giysen bir kaç gün, hiç olmazsa geceleri mutlu uyurum. hadi artık, nerdeysen gel. tamam insanız hepimiz, hepimiz yanlış yaptık, benim neler yaptığımı bilmiyorsun tabi, bilmemen ikimiz için de daha iyi. ama sadece konuşsan yeter bana, yanıma oturmasan da olur.
digiturk ve d smart, bu yazıyı size yazıyorum, ya defolun gidin hayatımızdanda evimizde normal kanallardan maç izleyelim.
her neredeysen bazen sana seslenmeye calisiyorum umarim duyuyorsundur.
kırmızı kazağın ve biz ebruyla olan whatsapp konuşmalarında karşıma çıkman hiç hoş olmadı.
yelkovanın elinde dizginler. dört nala geçen zaman. nal sesi, kemik sesi, kesik kesik yar sesi. falan fıstık. hatta fıstıkçı şahap..

kara kalem çizilmişti gözlerin. portren duvara nakşedilmiş. bu endam, bu naz sana bahşedilmiş. ellerim saçlarına hapsedilmiş... miş miş miş.

şiir boynuma dolanmış ilmik. dar ağacı kafiyesiz. ne söylesem kifayetsiz. çıplak gömün beni, kıyafetsiz. kıymetsiz. canımı çok yaktınız: siz siz siz...

elleri ellerinde şu an bir piç. ne takacam la seni hiiiç. ne mi kaldı bir yudum sevinç. yükselten sonra da salıveren bir vinç. kahpeliğin canlı yayında 87 inç. iç babam iç,iç,iç...

param var. yıkılıncaya kadar içebilecek. yani zenginim. seni içip unutabilecek kadar zengin, evet biraz da -ne yalan söyleyeyim- gergin. çünkü açılmışsındır sen bereketli olsun sergin. memlekete yaramaz senin vergin. sen verme yedi ceddinin vergisi benden. lakin bilmem gereken: oralı seversiniz siz tahsili nereden yapsak nereden. şimdi kapa gözlerini ve aç ağzını geliyor vergin...

neyse yağmaladın yine gecemi. ama sana söyleyeyim bu oğlan acemi. tatmin olamazsan gel, limanda bekliyor gemi. beni unutma, unutma beni emi...
Uyuyorum deyip uyumayan kız. Fuck you.
(bkz: gpgs) o kendini biliyor.
Sen benim için kırk yılda bir gibisin; öyle eksik, öyle hazin, öyle paramparça...
seni seviyorum.
çok özel bir geceydi...
iyi ki varsin.
özür dilerim. geç kaldım ama geldim ben ya.
Biliyor musun? giderek siliniyorsun hafızamdan. fotoğrafların yetmiyor. belli belirsiz bir silüetin kaldı zihnimde. biliyor musun? artık başkalarına bakarken yakalıyorum kendimi. hatta geçen gün birinden etkilenmedim değil. o da gidip konuşmamı istedi, belliydi. korktum ne yalan söyleyeyim. aynı şeyleri yaşamaktan, onda seni aramaktan. gitmedim yanına, utandım. harcamak istemedim bir kertede sana dair hislerimi. hoş harcayacak ne kaldı bilmiyorum. sabah uyandığımda aklıma ilk sen gelmez oldun. öylece bir boşluk var sadece. her defasında zorladım kendimi, seni düşünmek için. diyeceksin ki madem bitiyorum, gecenin bu saatinde niye bunları yazıyorsun, niye uyumadın hala? alışkanlık işte, senden bana yadigar. geceler oldu senden sonra sevdiğim.bitiyorsun biliyor musun? bilmiyorsun. bilme de zaten.
senin içindi bu sarkı senin kulağına fısıldamak isterdim ama olmadı onu sen sandım.http://www.youtube.com/watch?v=R8FWnE9b-mY
O saclar ney lan? O nasıl tatlılık öyle. Hala çok yakışıklısin. Aman tamam be yalan söylemeyeceğim, her gün bir kademe daha çok seviyorum seni. Hani gittin ya ondan. Boşanıyormuşsun. Şaşırmadım, ben demiştim. Keşke ölsen. 47 numara ayaklarını bile özledim. Gelme ama, sen gelme tamam mi?
kalın çerçeveli gözlükler seni seksi yapmıyor şekerim.
ya da
"sana seksi diyorlar, sakın olma!"
rabbimden bir kün bekliyorum. arş-ı aladan tekrar fani dünyaya geri gelmek için.

sen gittiğinden beri birçok kez fısıltıların arasından " kün" lafını işittim sandım. arş-ı ala' dan yere öyle bir çarptım ki anladım yanıldığımı. her şeyi beraber yapmasaydık belki de rabbim derdi tekrar? öyle umut edip durdum. senin dokunduğun yerlerden dnalarının silinmesini bekleyip durdum. hala omzuna başımı koyduğumda hissettiklerimi hatırlayabiliyorum. gitmiyor kahrolasıca. olmuyor.

bekliyorum silinsin. bekliyorum karşıma yeni bir "o " çıksın. ve elbetteki beklemeye deviyorum rabbim " kün " desin.
serefsiz çok seytan diyo işle yuru git okulu bırak.