bugün

13.392 tane entry bana yazilmis. simdi hepsine tek tek cevap vermek icap eder ancak zamanim olmadigindan sebep yazamayacagim. ben komplenize tek bir cevap sunayim.

Ben de sizi seviyorum. sevisme arzularinizi anliyorum. tam isinmistik oysa, belki bir gün daha bekleyebilirdik. ancak olmadi, sizi siktir etmek zorunda kaldim.

üzgünüm. göte geldi askimiz, 13.912 imiz de saskiniz.

Ben naaabim baslik öyle diyor. ben bu yaziyi sana yazdim basligini sol frame'de gördüm ve girdim. 13.392 entry bana yazilmis.

götüm kalkti, hepinize yol veriyorum.

bye!
kızım parasız kaldığım için arayamıom mesaj atamıom.yok bu çocuk benden soğudu felan triplerine girme sakın haa.fakirim lan ben biliosun.sakın haa.

uzun zaman sonra gelen edit: oha amk bu yaptığını insan yapmaz.
bilincim altına kaçırdı.
ortalığı toplamalıyım.
seninle içtiğimiz biranın kapağı ayağıma takıldı.
aslında önce gözüme takılmıştı.
ortalığı toplamalıyım.
bilgisayarımın başına oturuyorum.
neye bakacaktım?
masaüstüm sana yazdığım yazılar ve fotoğraflarınla dolmuş.
ortalığı toplamalıyım.

dağılan bir tek ortalık değil gibi görünüyor değil mi? gel hadi.
Millete bak döktürmüş sende anca tavır trip te allam değiştir bu kafayı azizim değiştir .
şu kalbin ucundan tutsana, seninkine taşıyalım.
matematik kitabı, sehpa çarpınca çok pis oluyo.
seni çok seviyorum.
gözlerım seni aradı bugün ama yoktun. halbuki gelirsin diye düşünmüştüm. yarına sıfır umutla gireceğim, gelmezsen kendi bileceğin bir iş. en azından umut etmeyince üzülmem de.
yokluğun varlığıma armağan olsun.
ya niye yapıyorsun bunu? niye planlar kurup tamam konuşuruz dediğinde, konuşmuyorsun, ortadan kayboluyorsun? sana soru sormaya korkuyorum. kızıyorsun. ne saçma sapan bir hal aldık.
hiç düşündün mü kalbimin içinde gerçekten ne var
sana hissettiklerimi hiç düşündün mü şöyle oturup
Böylesine bir sevgi yok benden başkasında
Yok biliyorsun.
boşluktayım, biliyorsun. ama hiçbirşey yapamıyorsun.
ağlıyorum, silemiyorsun gözyaşımı ellerinle.
sözlerinle, hiç hiç silemiyorsun.

eğlenceli şeylerimi kaybettim, bıktım. iki gün gülüyorsam 5 gün üzülüyorum. yetti ya

garip olan ne? sadece seni sevdim ve şöyle bir durum var.

aşığım sana, yıllardır ve hiç bitmeyecek... hiç kimse alamayacak yerini ve gözüm açık gidecek sen gelmezsen.
sadece ağlamak istiyorum, omzunda.
aşırı özledim. ellerini, kokunu, kahkahanı ve sırıtmalarını. saçlarını, gözlerini be adam...
Adam mektubuna "Sana merhaba diyemeyecek kadar uzaklardayım" cümlesiyle başladı..
Elleri titriyordu yazarken, kalemi tutmakta güçlük çekiyordu.
Saat gecenin 03:15’i idi.
Mum ışığında, derme çatma odanın içinde zaman akmıyordu, her şey sabitlenmişti sanki.
Donuk bir film karesi gibi hayâl ettiği hep aynı yüzü düşünerek, O’na daha önceden söylediği cümleleri tekrar tekrar, yeniymiş gibi, yineliyordu adam.
Üzerine ne giydiğini, akşam yemek yiyip yemediğini bilmiyordu.
Masada duran küllük tek bir izmaritlik yer kalmamış halde doluydu.
Yine de biten sigarasını sürekli tazeliyordu adam.
Çalınmış bir ömrün, ruhsuz kalmış bedenini, taşımak zorunda olduğu için taşıdığını bilerek, zar zor alınan soluklarla, gözlerinden akan yaşları silmeden devam etti yazmaya adam;
"Seni neden unutamıyorum ve hâlâ ilk gün ki heyecanla sevebiliyorum?"
Oksijen yerine hüzün ve acı solunurken odada, yaşama ait tüm canlılık durmuş gibiydi.
Adamın içindeki tanımı yapılamayacak, herhangi bir lisanda anlatılması mümkün olmayan acı parmak uçlarından kalbine süzülüyordu.
Dışarıda, hâlâ insanların yürüdüğü, güldüğü, sevinç çığlıkları attığı bir yaşam vardı ve duyuyordu adam bu coşkuyu, görüyordu, kıskanıyordu deli gibi, onlar gibi olmak istiyordu ama, olamıyordu.
Dünden kalma, üzerine katran siyahlığıyla yapışıp kalmış, içine yer etmiş hatıralarla, o odanın içinde, tutukluluk halinde, devam etmek zorundaydı yaşamına.
Çok kez denediği, ancak sadece deneyebildiği, sonuç olarak beceremediği ölümü, sadece bekleyebiliyordu.
Tüm gücünü kullanarak, mektubuna son cümlesini yazdı adam;
"Bu mecburi hayatın, Seninle geçirilmiş anlarına duyduğum saygımdan ve inandığım, kendiliğinden büyüyen, boyumu, ömrümü aşan sevginin merhametindendir ölemeyişim, Ben kendime değil, içimdeki Sana kıyamadım, hoşça kal rüyalarımın, kabuslarımın, açlığımın, tokluğumun, umutlarımın, umutsuzluklarımın tek gerekçesi, hoşça kal..."
yazık sana ya, acıdım şimdiiii.
sen bile çare olmazsın artık, açtığın yaraya.
hangi cehennemden geldiysen oraya geri git.
gelmiyorum. öldür gebert gelmiyorum. kendin ettin kendin buldun, gelmiyorum.
ayran istiyorum, dönersin diye.
sana yazdım bunu özüm...
gittiğin dakikadan beri verdiğim tüm sözleri tutuyorum. bunu yapıyor olmam bana tekrar gelmen için değil, sadece ikimizin o büyük diye nitelendirdiğimiz aşka saygımdan. ona verdiğim değerden.
sen bana seviyorsun beni biliyorum ama sen bizim ilişkimize sahip çıkmıyorsun demiştin. nasıl yaralamıştın be adam...
ama bak, senin ortada bıraktığın o öksüz çocuk gibi olan aşkımıza hala sahip çıkıyorum. sen olmadan da onu büyütüyorum...
bazen de kendimi avutuyorum bununla. yani ayrılığımızla.* çok sevenler, aşkları büyük olanlar kavuşamazmış diye bir söz duymuştum. işte ona inanıyorum bende.
böyle mi gerçekten*?
ben kendi adıma söylüyorum bizi çok sevdim. sende sevdiysen gel demiyorum ama, sözleri tut tamam mı?
özümsün hala... iyi ki oldun...
son olarak;
yüreğim seni çok sevdi
o yürek talan
o yürek yangın yeri
o yürek seni istiyor
bir tek seni...*
uzun zamandır doğru dürüst konuşamıyoruz. anlayamadığım bir sebepten dolayı benden uzak duruyorsun. bana söylemediğin her neyse beni korkutuyor artık. aşamadığım sorunlar var diyorsun, elinden geleni yap beni kaybetmemek için. yap çünkü ben seni kaybetmek istemiyorum.
bugün de gelmedin, gelme sen bilirsin diyeceğimi sanıyorsan yanılıyorsun. haftada 2 günüm var seni görebildiğim, bırak da umut edeyim, o günlerle alakalı hayaller kurayım. zaten gözlerinin başkasına ait olduğunu bilmek zor ama sen bunu anlamıyorsun. keşke düşüncelerimi okuyabilsen. okuyabilsen; bu sayede her hafta beni şaşırtacak yeni bir şeyle gelmesen, "burada olmayacağım, gidiyorum seneye" demesen. ben de üzülmesem, çaktırmamaya çalışmasam, gülebilsem; seni mutlu olduğuma inandırmak için değil de içimden geldiği için gülebilsem. içimdekileri dökebilsem sana, son damlasına kadar. rahatlasam 3 ayın stresini atsam. şu kahrolası suskunları senin sevebildiğin kadar sevebilsem, sırf sen seviyorsun diye sevmeye çalışıyorum bak. aynı şeyi sen de uygulasan, sırf seni seviyorum diye beni sevmeye çalışsan. yapsan etsen, yapmasan etmesen; yapsam etsem, yapmasam etmesem...
Hayatımız iki otogar arasında geçiyor. Bilirsin yolculuk yapmaktan ve otogarlardan nefret ederim senin yanına gelirken o yol bitmiyor sıkıntıdan geberiyorum heyecanlanıyorum evet kaç sene geçti ama hala heyecanlanıyorum. aylarca seni 1 gün görebilmek için bekliyorum. yanına indiğim o an var ya o zaman orası şenlik yeri oluyor. Elimden tutup beni götürüyorsun ya hani gözlerimin içine bakıp bakıp çok özlemişim deyince işte o zaman ne yorgunluk ne yolculuk stresi kalıyor. Evet belki çok kavga ediyoruz gereksiz kıskançlık triplerine giriyorum senin dediğin gibi huysuzum. Huysuz olmamın sebebi bu aramızdaki kilometreler. Ama aslında benim böyle paranoyak olmamın sebebi sensin. Hiçbir sözünü tutmadın, her hafta seni görmeye geleceğim dedin gelmedin, asla yalan söylemeyeceğim dedin söyledin, sen her halinle güzel olursun dedin kilo almaya başlayınca demediğin laf kalmadı, her kötü anında zamanında yanında olacağım dedin olmadın, bazen günlerce beni aramadın ben aradığımda beni rahat bırak kafam karışık diyerek yüzüme kapattın telefonu, dengesizin tekisin. Evet ayrıldık hem de bir çok kez en uzun ayrılmamız 7 ay sürdü barışmayacaktım kararlıydım. Bir de izmir büyük derler kos koca izmir de başka yer yokmuş gibi aynı yerde karşılaştık ve dayanamadım barıştık. Beni çok sevdiğini biliyorum ama seven insan bunları yapar mı bilmiyorum. Bana o kadar şey yapmana rağmen maalesef seni hala çok seviyorum ve deli gibi ilk zamanlarımızı arıyorum. biz gözlerimizi bir birimizle açtık ikimizde 17 yaşındaydık o çocuk yaşında bile ne kadar mutluyduk o yaşta bile her şeyin üstünden gelmeye çalıştık ki geldik ama şimdi gelemiyoruz.
sen göğsüme vurulan bir zincir gibi, kopmadın hayret...
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar