bugün

seni ölmüş olarak düşünmek güzel.
hani biri ölür ve sen onu hep güzel anılarıyla hatırlamaya çalışırsın.
bir kesinlik vardır, kesinlik. aradığım bu, geri dönmemene kesinlik istiyorum. yani hiç gelme. gelmiycem desen yeter, valla bu yeter.
işte bu yüzden seni ölmüş olarak düşünmek güzel, iyi hatıralarla.

--spoiler--
ben Çin kadar kalabalıktım
Mars'ın yüzeyi gibi itinayla yalnız
bana sevişerek dokunamazdın
hüznü kullanacaktın
yapmadın.

şimdi eminim
içindeki korkunun annesi sensin
ben babası değilim.

dönmeyeceksin.
--spoiler--
bu yazıyı şuan sevgilim olan gerizekalıya yazıyorum. sayın kazma; kendi kendine tiribe girip bana defol demenin bedelini sana ödeteceğim anı iple çekiyorum. napıyosun sorusuna verdiğin sanane cevabından bahsetmek bile istemiyorum ha bide ilgisizliğin vardı zaten. ah be canım sen kazana düştün. 2 günde bir arayan sevgilim hiç olmamıştı sen bir ilk oldun ve ben sana gösterdiğim sabrı kimseye göstermedim. en kısa zamanda senden ayrılmayı planlıyorum fakat sen o kadar kasıntısın ki bu terkediş sıradan bişey olsun istemiyorum. şöyle aklında baya bir yer etsinde unutama istiyorum. malum sen sert erkeksin kimse seni terk edemez kimsede umrunda olmaz ya o sebepten bir ilk olmak istiyorum. sanma söylediklerini yuttum. sana terkedilişin en muhteşemini yaşatabilmek için zaman kolluyorum. sen mi büyüksün ben mi? tabiki ben. kork benden.yani ben olsam bu öfkeden korkardım. sana şimdiden burdan başarılar diliyorm.
çok sevdim! biliyorum sen de sevdin! hatalarım oldu farkındayım, biliyorsun senin de oldu! defalarca olmaz dedik, defalarca biz olamayız dedik, defalarca bir daha görüşmeyelim dedik, defalarca 'hoşçakal' dedik. beceremedik! her defasında yine döndük gittiğimiz yerlerden, gittiğimiz kişilerden! yanlıştık belki ama imkansız değildik! öyle sanıyordum. yanılmışım!
kavuşamadık! biz imkansızmışız demek ki, göremedik! benim hala umudum var dedim hep kendime. hep bu umut ayakta tuttu, hep bu umut seni unutmamı engelledi! olmadı, yapamadık!
aşkın bende bitmedi sultanım ama umudum tükendi! bugün o çok sevdiğin, o vazgeçemediğin antalya'ndaki sensiz ve umutsuz yaşayacağım boktan günlerin ilk günü!
hoşçakal canımın içi, bütün mutluluklar seninle olsun!
elveda!
seni ben yarattım sevgili
düşlerimde
gece siyahında
bir yıldızı öğüttüm ellerimle
ve sıcak nefesimin buğusunda közlediğim hamurdan
saçlar ördüm sana lüle lüle
ve her telini tek tek bağlayıp yüreğimin
okyanus kıyılarından en derinlere
demir attım seni sevgili asla kopmayan
ve zincirlere vurdum beni ilmek ilmek
seni bende benden sen yaptım.
ben bu yazıyı size yazdım;
elifle gezip tozmayı,
ekinle saçmalamayı,
beyzayla müzik dinleyip bağıra bağıra söylemeyi,
seziyle sohbet etmeyi,
sedaya laf sokmayı,
dilanı gıcık etmeyi,
yekbunun hırsla ders çalışmasını,
zeynepin sesini,
öbür zeyneple dergi bakmayı,
tunçla teknoloji konuşmayı,
ömüre notlarımı vermeyi,
kemalin uyumasını,
onattan film istemeyi,
çınarın kedi canını,
erenin hazırladığı vodkaları,
Mertin dansını,
Melihin birinciliklerini,
canın sorularını,
berkayın hocalara kızmasını ,
ermanla kavga etmeyi,
mügeye rüyalarımı anlatmayı,
belizle dedikodu yapmayı,
berkin triplerini,
selenin her şeye iyimser yaklaşmasını,
ecemle gülüşmeyi,
ben hepinizi özledim...
#13550618
benim için her şey yolunda. unutmuşum sevince nasıl olunduğunu. bu şey gibi ( sen bilmezsin tabii ) hasta olucağın zaman karnın ağrımaya başlıyor deli gibi... ağrı kesicinin etki ettiği o yarım saat nasıl geçiyor bilmiyorsun bile. kıvranıyorsun sadece. sonra ilaç etkisini gösteriyor sen eski haline dönüyorsun. çok yorgun oluyorsun, yatakta yorgan altında 10 dakika kıvranmak çok yoruyor... ki ben uyurum genelde ilacın etkisi gerçekleşince. ama sonra, mesela şimdi o acıya katlanabiliceğimi düşünüyorum. dayanabilirim diyorum. kendimi biraz sıkarım, biraz acıya katlanırım diyorum.
sonra aynı döngü tekrar gerçekleşiyor ve ben acı çekiyorum. yarım saat bana bir ömür geliyor.
demek istediğim bu da öyle galiba. şu an aşık olmadığım için hissetmiyorum seni, yaşadıklarını. ben aşık olsam ve karşılığı gelmese dayanırım diyorum. biraz acıya katlanırım. ama biliyorum ki yorulucam. yorgun bir şekilde uykuya dalıcam.
ben senin için bir karın ağrısıyım.
zaman ağrın kesicin olur mu bilmiyorum. eğer öyleyse de bu zaman sana bir ömür gibi gelicek. işte bunu bilmenin acısını ben de çekiyorum.

http://fizy.com/#s/1lmuy5
Anlatmak istiyorum onlara; senle beni! Ama yok diyorsun, engeller. Sonra sarılıp öpüyor umrumda değiller diyor ve akabinde ruhuma işliyorsun. Her gün bunu saklayacak olmanın verdiği sapşallıkla bağlanıyorum sana. Acıtıyor saklayacak olmam, varlığın varlığıma her yakın olduğunda yükselen sevgi ışıklarım daha da artıyor. Sen gülüyor, konuşuyor, sinirleniyor, uyarıyor, sarılıyor, öpüyorsun. Bense bunlarla yaşıyor, seni bana katıyor, benliksizleşiyorum.
hala unutamadım seni.çünkü unutmak istemediğim için...evet sana çok kızıyorum.göğsünü gere gere aşkına sahip çıkamadığın için kızıyorum.sevmeyi bilmediğin için değil bunu sana öğretmeme izin vermediğin için kızıyorum,herşeyi eksik bırakıp gittiğin için değil,yanına gelmemi istemediğin için ve beni yarım bırakıp gittiğin kızıyorum.aslında herşey için kızıyorum.
bir yıllık zorla sürüklediğim ilişkimin senin 3 günlük hevesin üzerine kurulu olduğu gerçeğiyle hala yüzleşme cesaretini kendimde bulamadığımdan hala birlikteyiz. ve ben yine eminim ki her an hatta şuan bitirdim dediğimde üzerine söyleyecek tek bir kurulu cümlen yok!
ben bu tezgâhı kurdumsa senin için kurdum
senin için dokuduğum basma ve pazen
denizin yeşilinden süzdüğüm balık
göğün mavisinden çaldığım kuş
senin için
felsefe okudumsa
iktisat okudumsa gece yarıları
boğazım kurumuş içim bir kalabalık
sıcacık mısralar okudumsa yunus'dan
senin için okudum
geceyarıları

sen beyaz bir kadınsın
uzaktaki
gözlerin aklımdan çıkmıyor
sen beyaz bir kadınsın
karanlıkları dinleyen
uzaktaki
sarmaşıkları duyuyor musun rüzgârda
yorgun başını
üşümüş yastığına koyuyor musun
uyuyor musun?
siktir et sen ağrıyı da ağrı kesiciyi de. bırak ben yaşayım. daha önce yaşadıklarım gibi yaşayıp öğreneyim. en güzeli en doğrusu bu. sen öyle göğe bak ben karı gibi zırlayayım. siktir et karın ağrısını falan aanasını sikerim o ağrının. canını yerim. bilirsin yerim. acımam. sana bi iyi bi de kötü haberim var.

kötü haberim seni çok seviyorum. bu seni çok etki altında bırakıp senin götünü kaldırır. iyi haberim ben seni öyle daha çok severim.

yaşama tekrardan benim yaşadıklarımı önceden geçmişte illa ki yaşamışsındır tekrar hatırlama beni hiç anlama böylesi daha güzel özen bana, ben hep öyle yapardım vay amına koyum insanlar aşık oluyo derdim. aslında tiksindiğim insanlar güzel diye aşık oldum sanardım. aşık olmaya çalışırdım. berduş insanları anlamaya çalışırdım. siktir et sen ne beni ne de bir başkasını anlamaya çalışma. yaşa öyle öğren. benim yaptığım gibi. şuraya yazı yazan dostlarını arkadaşlarını gram sikleme. sana bana bize ne kadar özendiklerini bil. öğren. haydi tatlı rüyalar.

canını yerim
canını yerim
canını yerim
anasını sikerim.

tatlı rüyalar

http://fizy.com/#s/3aaen3

http://link.avare.be/116932/
ich bin unruhig
aber bei dir ist fride
in mir ist bitterkeit
aber bei dir ist geduld
ich ferstehe deine wege nicht
aber du weiBt den weg fürmich . bonhoffer .
Sen Git;
Ben bir gecenin siyahında saklayacağım saçlarını
yüreğim, titrek ellerinin arasında atacak
biraz ıslak biraz da kırmızı
küçük bir umut türküsü dolayacağım dilime eskiden kalma
bıraktığın yanını yüzdüreceğim derin denizlerimde
gözlerimde son bakışın kalacak çaresiz ve üzgün

Sen Git;
Ben bir isyanın eteğinde saklayacağım gözyaşlarını
devrilmiş cümleler anlatacak sana hasretimi mektuplarımda
kırık dökük hatıralarla süsleyeceğim yatağımı
damla damla akarken gün geceye
bir yudum suda eritip saflığını ilaç yapacağım yaralarıma
kanayan yanlarımın üzerine sıcaklığını örteceğim

Sen Git
Biliyorsun
Gelmesende
Bekleyeceğim..
yazasım yok sana şu an ama yazıyorum.
en yakınlarım bile bilmezken kim olduğunu, tahmin edemezken.
hani senin gibi bir bilmece oluşturarak, saçma ve ego tatminine dayanan, veyahut gerçek bir bilmece, ki bu bile muallakta.

zeki insanlar hep bir adım önde olmuştur bende, değişik kişiler, farklı, eğlenceli.
ama kasmadan, karakter olarak eğlenceli, olmaya çalışmadan, orjinal.
sonra diğer ildeki var işte, ağlıyor. konuşuyor. beni anlıyor. yanımdaki var. o da var işte. ama seni bi kefeye onları diğer kefeye koysam ya ancak karşılıyorlar ya da karşılamıyorlar. hani o kadar saçma ki, herkes bir yanda sen bir yanda olduğunda ağır basıyor gibisin. acaba hayatın boyunca bu kadar sevilebilecek misin? "bilmiyom." sonra kısaltmaların, yazım hataların, sana özgü, senden sonra bana özgü olan. bakterilerde olan konjugasyon gibi. plazmitlerimle senden aldım ve sen de benden aldın bir şeyler. sonra özdeş iki bakteri olarak plazmitlerimizi başka bakteriler için taşıdık.

emin ol çok iyiyim, çok mutluyum. bilirsin zaten karakter olarak mutlu bir insanım, ki bu bana allahın verdiği en büyük lütuf. tek mutsuzluğumsa, sen mutlu musun onu bilmiyorum. istesen sana yazdıklarımı görürdün. delikli kuruş kadar merak olsa, ki sen benim sözlüğe üye olduğumu biliyorsun, açıp bakardın.

sonra canım yanıyor, herkeste seni arıyorum. o değişik sesini, o zekayı, o gözlerini, ki bir bakışta anlardım ne olduğunu. o deliyi arıyorum ben. o salağı. o mükemmeli. o saçmalıkları, yaptığımız. o mutluluğu arıyor. yani bu mutluluğum sekizinci levelse o level 10 falandı. kısa sürdü, bir yıl sürdü. güzel bir bir yıldı. en mutsuz olduğum anları ve en mutlu olduğum anları beraber yaşadım. ve sen olsan kaldıramazdım o yılı. şimdi düşündüm de, belki de allah yardım etmişti bana. saçma sapan tesadüflerle gelmiştin işte. saçma sapan gittiğin gibi. hem senin farklı bir boyuttan olduğunu düşünmüyor muyum? olabilir tabi. inşallah iyisindir.
ben bu yazıyı sana yazdım izmir...
bırakıp gıderken söyle bir arkama bakıp içime çektim seni izmir.
otobanının kenarında beklıyordu kalbım ...
orda bıraktım... son vedamdı aklımda kalan son karelerdı gerıs bos sevdıgımı orada oylece gormek onu bırakıp yavasca uzaklasmak...
son bakıs acıttı canımı ,gozyaslarımı bıraktım ızmır.
sevdıgımı emanet ettım sana...
annemı babamı kardeslerımı* emanet ettım sana.
anılar kaldı.
sana güvenmiyorum artık. inanmıyorum da ayrıca.
bil ki, beni sigara değil sen hasta ettin. ve şunu da unutma, küflü kederlerin ciğere dolmasıyla oluşan hastalığa astım denir. Ayrıca astım, geceyi sever.
ne güzeldi gelişin,o bakışlar, o gülüş... ve sana şunu söylemek istiyorum, tutamıyorum kendimi, haykırmak istiyorum...

filiz sevişelim mi?

çok zormuş bu tür cümleler kurmak. daha da bulaşmam, 20 dk'dır düşünüyorum lan...
bu gece de ben üşüyorum. nerdesin? asla bilmeyeceksin neden sesini duymak için çıldırdığımı. çünkü sesimi her duymak istediğinde ben karşında olucam sevgili. asla bütün günü bir güzel söz bekleyerek geçirmeyeceksin çünkü hep duyacaksın. asla sensiz kalmanın nasıl birşey olduğunu bilmeyeceksin mesela ve it gibi korkmayı sensizliğin daha da uzun sürmesinden. asla sabah senin uyanma saatinde benim de uyandığımı ve gözümün telefona neden gittiğini anlamayacaksın belki de. o saate kadar neden uyumadığımı anlamadığın gibi. asla kenarda kalmanın nasıl bir his olduğunu bilmeyeceksin. mesela kendimle ilgili kötü bir haber aldığımda sadece sana anlatmak istediğimi ama sana ulaşamadığımda dünyamın yıkıldığını anlamayacaksın. sana hep ergence gelecek bu yaptıklarım mesela. etrafındakiler hep etrafındayken benim kilometrelerce öteden seni deli gibi özlemem sana ergence gelecek belki de. nedir yani diyeceksin. bütün gün saatlerce aradan sonra beş dakika bile ayırmadığında bana dünyamın nasıl yıkıldığını bilmeyeceksin. dün gece 21,27' den beri tek lokma yemek yemediğimi de bilmeyeceksin belki. bütün dünyamın sen olması seni şaşırtacak belki de. benim senden başka bir dünyam yok, bu yüzden mi dersin bu hallerim? sana sesinle uyanmak istiyorum dediğimde ve bana bunun için söz verdiğinde, bütün gece uyumamış olmama rağmen her saat uyanıp aramanı neden beklemediğimi de anlamayacaksın belki de. bu kadar anlaşılmaz olmak çok zor sevgili biliyor musun? ve ben üşüyorum uzun zaman sonra.
n'aber? iyi misin? eh işte ben de iyiyim nolsun. tamam yarın görüşürüz sigaram yok gelirken sigara getir. sçs öpt kib by...
keşke yazılan kişilerin rüyasına girse bu yazılar da en azından mesaj olduğu yere gitse, değil mi?
Senden vazgeçmemek için verdiğim savaş daha yer yüzümde görülmedi. *
giderek daha az seviyorum seni.

edit: eksileyen mal, sanane de benim yazımdan eksiliyon amk.
edit2: mallar iki oldu amk.
yok hayır boyun eğmeyeceğim. ezdirmeyeceğim kendimi. sen öyle gülüp eğlenirken ben acı çekmeyeceğim. birkaçhafta sonra nişanlanacaksın diye kendimi harab etmeyeceğim.
"ben hiç var olmamışım gibi yaşamaya devam et . lütfen beni unut." demiştin. seni nasıl unutabilirim? hangi insan kazık yediği, hayatını mahveden birini unutabilir? söyle bana, nasıl bu denli şerefsiz olmayı başarabiliyorsun? sen bu kadar şerefsiz olmayı nerden öğrendin söyler misin bana?