bugün

bana bak uludağ sözlük,
ben çaylak, yedinci nesil yeni bir çaylak. uzun zamandır seni takip ediyorum sözlük. içinde yazanları okuyor, bazen gülüyor, bazen sövüyorum. birgün oturdum, düşündüm ve şu soruyu sordum, ''okan bayülgen gibi sadece okumak nereye kadar?'' kararımı verdim. artık bende yazar olacağım, gıcık olduğum yazılara formata uyarak söveceğim, eksiyi basacağım. hoşuma giden yazılara destek olup, şukumu vereceğim. yazarlığım onaylanana dek bekle sözlük.
seni seviyorum.
artık sana yazmıyorum. artık sadece sana değil kimseye yazmıyorum. artık yazmıyorum.
Hiç tanımadığım insanlara senin sesini, yüzünü aramak, onların mutsuz yaşamlarında yaralı geçmişlerinde ve çocuksu düşlerinde izleri sensizliği unutmak. Sonra ki günler hiçbir şey olmamış gibi tekrar seni sevmeye koyulmaktı hayat.
Çünkü vazgeçtiğim, yaşadığım, hayal kırıklığıyla aşk duygusunun gerçekliğinin canlı bir örneği olmaya direnmekti. Sevmek...
Ruhumun ve kalemimin var oluş kaynağıydı sevgin. kıskançlık ve sorgularıma sensiz bırakmakla yetinmemekti sevmek
Gözlerimin önünde yavaş yavaş hayatımdan hayallerimden ellerimin arasından kayışını izlemek içimde kopan fırtınaları susturmaya çalışmak sessizce
Bunları yaşarken konuşmayarak , paylaşmayarak seninle aslında seni cezalandırmak değildi aslında kendimi cezalandırıyordum.
Bütün bunları anlamadın dimi?
Ne zaman bir başkası bakmaya kalksa kalbime içerdeki kırık aynanın arkasındaki resmi görüp gittiler. Aslında bende istiyordum gitmelerini Çünkü daha fazla acı çekiyordum kendimi kandırıyordum onlarla sensiz akıp geçen bu hayat beni üzüyordu. Ama yinede mutlu oluyordum Senin yaşadığım şehirde olman bu hislerimi bilmeden yanımda olman benim için yetip artıyordu. Geceleri seni kaybetme korkusuyla ter içinde uyanmak kendimi affedemediğim bir bencillikle kalbindeki tek aşkın benimki olmasını diliyorum Allahtan.
Sana bağırmak, haykırmak sonra da pişmanlıkla affet diyip özlemle, tutkuyla sana sarılmak istiyordum. Bensiz akıp geçen hayatına bir yabancı gibi uzaktan bakıp izlemek bu acıya son vermek istiyorum. sonsuza kadar bu acının beni terk edip gitmesini istiyorum. Kendi içimde yeşerttiğim fidanı tek başıma büyütüp koca bir çınar haline getirmek mükemmel ama bi o kadar senden habersiz ve tek taraflı olması yaralayıcı. Ama son bulmuyor. Sevgin bitmiyor. Zaten bu gücü bende kendimde hissedemiyorum.
Bütün bunları şuan neden sana söylüyorum bilmiyorum. Beki de artık bi neticeye varmasını istiyorumdur. Belki de içimdeki ısrarlara artık dayanamadığımdandır. Bekli de içimdeki umuttur..
sevgilerr..
olasılıksızımsın. öyle demiştin ya hani bana.
yarıda bıraktığım cümleyi neredeyse istediğim gibi tamamlayan, her ne kadar anlatsam da anlatabilecek bir şey daha olduğunu düşündürten, bak bak nelerde varmış dememi sağlayan, keşke böyle olmasaydı.
ve on bir gün olmuş, ve dahası her konuşmada o şöyle derdi diye cümleler kuruyorum.0804201
--spoiler--
Senden ayrılmadan önce bilmiyordum hiç
Hayatın anlamsızlığını
En güzel şeylerin bile yavan kaldığı
Aklımın ucundan geçmezdi

Senmisin bu hallerde olmama sebep
inanmak gelmiyor içimden
Oysaki durmaksızın süren kavgalar
Meğer aşkın cilveleriymiş

Ellerim bomboş yüreğimde bir sızı
Ateşe atılmış bir demir gibi kor hala
Ellerim bomboş gözümde yaşlarla
Güneşin kavurduğu bir çöldeyim
--spoiler--
yaklaşık 15 dakika sonra doğum günün. kendi doğum günümde olanları hatırladıkça yat zıbar diyorum kendi kendime ama aklım diyor ki dur yapma.ne hallere düşürdün beni!
seni sevmiştim seni sevdim bunu haketmedim.
çok üzgünüm, benim yüzümden canının yanmasını istemezdim. korkuyorum ve uyuyamıyorum. ne yapacağımı da bilemiyorum. hem seni çok istiyorum, hem de korkuyorum olanlardan, olacaklardan. senden vazgeçemem..
isim vermeye ya da ipuçları vermeye gerek yok, yazdığım kişi zaten anlayacaktır kendisini nede olsa rutin olarak hergün neler yazdığımı takip etmiyor musun ? bu yazı sana. nasıl bir zihniyete sahipsin anlamıyorum insana açıklama bir kere yapılır ama defalarca açıklamış olmama rağmen hala kafanda ki o hastalıklı düşüncelerden kurtulamıyorsun ya pes doğrusu. kendini bilmeden, haddin olmayan şeyler hakkında yorumlar yapıyorsun ve o hastalıklı beyninle hastalıklı şeyler yazıp çiziyorsun. normalde bir insana bir kere açıklama yaparım ben, anlayıp anlamamasını önemsemem ama sana defalarca yaptım açıklama, sırf için rahat olsun kafan rahat olsun diye. yine de yeterli olmamış açıklamalarım ki hala bana laf atmaktan çekinmiyorsun. kimseye bir şey ispat etmek zorunda değilim öncelikle bunu bil, ben kendimden emin olduğum sürece kimin ne düşündüğünün hiçbir önemi yok benim hayatımda, buna sende dahilsin. o kadar zavallısın ki aslında her şeyi bildiğini sanıp atıp tutarak kendini nasıl küçük bir konuma düşürüyorsun farkında bile değilsin. rezil ediyorsun kendini bir bakıma, yazık gerçekten yazık. sana acıyorum çünkü sağlıklı düşünebildiğini sanmıyorum, eğer öyle olsaydı şu saçma şeyleri yapıp söylemezdin. sözlükte her yazdığımı da bu kadar taktığını bilmiyordum, eğer inanmıyorsan olanlara yazılanlara neden bu kadar ciddiye alıpta sinirleniyorsun ki. madem kendinden bu kadar eminsin neden bu kadar öfke. dediklerinle yaptıkların büyük bir çelişki içinde. neden bunları burda yazdım da sana söylemedim ? burda yazdıklarımı baya baya ciddiye alıyorsun çünkü, bizzat senle konuştuğumda bu kadar ciddiye almıyorsun. son kez oturup düşünmen ve o hastalıklı düşüncelerden kurtarman için kendini yazdım bunu sana. bundan sonra tek bir açıklama alamayacaksın benden çünkü gerekli açıklamaları en iyi şekilde yaptım. defalarca kendimi anlatmak zorunda değilim sana. gerisi sana kalmış. benim yaşadıklarım ve hissttiklerim bana yetiyor zaten. ama sen yaşadığım acıya dahi saygı duymayacak kadar küçüldün. hangi insan yapar senin yaptıklarını. hiç olmazsa acıma saygı duyup bu denli saldırgan olmasaydın. ama işte diyorum ya nasıl bir öfkeyse artık ölüme bile saygın kalmamış. istediğini düşünmekte özgürsün hakkımda ama bir daha sakın çektiğim acılara ve hissettiklerime laf edeyim deme. eğer biraz olsun insanlık varsa ruhunda susarsın. saygı göstermiyorsan bile en azından gösteriyor gibi yapta insanları en zayıf noktalarından vurmaya çalışan o aşağılık insanlardan olma. ben erkek arkadaşımı kaybettim ve bunun başka bir izahı yok. kimse böyle bir şey üzerinden prim yapmaya çalışmaz hele ki böyle sanal bir sözlük üzerinde asla. ilgi çekmeye çalışmaz burda kimse, insanlar yazıyorsa kaybettikleri hakkında bir şeyler acılarını dışa vurmak içindir, prim yapmak için değil. ve kimse yaşamadan yazamaz emin ol ve kimse şu saçma sözlükte alacağı artı eksi oylara bakmaz bu konuda hiç düşünmeden umrunda olmadan yazar hissettiklerini. ama senin gibi saygısı olmayan insanlar o hissedilenleri yalan olarak nitelendirir işte. yazık sana gerçekten yazık.. ne denebilir ki..
düşünemedim ne ederim şimdi diye. dondu ellerim yokluğunla, ve titredi içim bir izmaritlik kalışlarını düşününce. hep orada bıraktın beni. gülerken yüzüme, istediğim cevabı vermeyecek misin? bakışımla, el bile sallamadan gidişlerinle bıraktın, hep 'tam orada' bıraktın. ha bir eksik ha bir fazla dedim, üzmedim beni üzen yüreğini hiç. ama düşündümde ben sanırım hala o yazda kaldım. yada senden esen, a/yazda kaldım.*

keşke hayatıma girmeseydin demek istiyorum bazen ama diyemiyorum bir türlü.boğazımda düğümleniyor sana karşı söylenen her sözüm.gönül ayrı akıl ayrı konuşuyor be güzelim.dönsen,eskisi gibi olsak,hiç ayrılmasak olmaz mı?
ben bu yazıyı songül'e yazdım.
gidişinin 5. günü...
bayağı toparlandım. artık sürekli ağlamıyorum. ama o kadar alışmışım ki etrafımda olmana gittiğin günden beri tanınmaz hale geldim.sürekli gülümseyen kadın yok. hergün bakımlı hergün farklı giyinen özen gösteren kadın yok. önemi de yok. ben sadece sana güzel görünmek istiyordum. ne kadar zormuş sevdiğin insanın yok olup gitmesi dünyandan. işte gözünün önünden gitmiyor ya aklından çıkmıyor ya o zor gelen şey. ayrılık şarkıları mı off onlarda olmasa çekilmez bu dünya.
-niye?!!
Sen uzattığın elini tutmayan ele mi dargınsın, tutmayacak bir ele uzattığın için kendine mi kızgınsın.. Hz.Mevlana
istedim, ne güzel ki istediğim tüm anlamları sana yükledim, yaşadığımız her anın keyfini çıkardım, bu sefer elimi ateşe uzatmaktan korkmadım, iyi ki aklımı bir kenara bırakıp kalbimin peşinden gittim ve iyi ki seninle yeniden başladım.

ama keşke
keşke
rüzgar yüzümü sıyırıyor,
tatlı bir esinti var dışarıda... kapılmak istedim, alıp götürürmü ki
senin yanına bir çırpıda, çeker misin ? beni içine bir nefes gibi...
rüzgarın arkasından yağmur gelirmiş, yağmur damlası olsam
açsan avucunu da düşsem tam ortasını...
olsam hep yanında, yaşlansam
mavinin gölgesininde kırmızının yanı başında...
biri senden bahsedecek diye ödüm patlıyor... senin adın bir tek ben söylerken güzel kalsın... seni kimse tanımasın, kimse bilmesin... kalbin bir tek benim içimde nefes alsın...
''hamuğa koyim'' hayat genede seni seviyorum lan.
Bugün arkadaşımın babasının hastalılığının ileri dönemde olduğunu öğrendim. Katlanması öyle zor bir durumki. Sözün bittiği yer deniyor ya, tamda bu an için söylenmiş sanki. Söylenecek teselli cümlesi yok. Ne söyleyeceksinki zaten. Söylediğim şeylere kendim bile inanmazken karşımdakini nasıl inandıracağım. Herkes herşeyin farkında ama kimse kendine bile söyleyemiyor.
Baba seninle nekadar anlaşamasakta, sevmediğimi söylesemde varlığını bilmek bile güzel birşey. Kendimi arkadaşımın yerinde düşünemiyorum.
Babası gidecek üstelik birdaha gelmemek üzere gidecek. Üstelik gideceği zaman hiçte uzak değil. Kız bunu bilerek yaşıyor ya buna bir insan evladı nasıl dayanır.
Baba ben sana yazdım. Bizi bırakıp gitme emi?????
zamanla geçmesi için bekliyorum zamanın geçmesini. Beklerken çok şey de geçip gidiyor yalnız. Oturamıyorum masa başına, düşünmeden edemiyorum, rüyalarda hep sen.

Şimdi gördüm ben seni ve yine gülümsedim. Niye, neye ben de bilmiyorum. ama seni görmem yetiyor gülümsememe.

düşünüyorum olanları hepsi belli belirsiz, istemsiz... ama yaşanmış işte olmuş, benim için özel, değerli... Yapacak bir şey yok söyleyemedim çünkü ben sana benim için ne kadar kıymetli olduğunu, belli de edemedim sanırım. etseydim de böyle olacaktı belkli bilemem.

ben anlayamıyorum, anlatamıyorum. insanlar "bugün solgun görünüyorsun, pardon siz iyi misiniz" dediklerinde verecek cevap bulamıyorum. Yakıştıramıyorum çünkü kendime olanları. olay tek cümleyle özetlenebilir bir halde "ben onu çok seviyorum ama o beni sevmiyor" bunu dese bana biri bir tarafımla gülerim. Demeye dilim varmıyor zaten. çünkü acınacak haldeyim. Güle güle acınacak halde...

terk edişler çok fena ama. Reddetmek gibi, varlığını kabul etmemek gibi...

ilerde gülerek hatırlamayı diliyorum, keşke...
keşke dedin mi hiç?demeni çok isterdim ben dedim çok dedim hala şuan bile diyorum umarım bir gün senin dediğini de duyarım.
yenik düştüğüm zamanlar seni düşünmek bile istemiyorum. kabuğuma çekilip ruhum dinlensin istiyorum. kendini yenile diyorsun, senin desteğin olmadan nasıl? olmuyor işte. nasıl tepki vereceğimi bilemiyorum. senden uzaklaşınca vazgeçme diyorsun. sana bağlanmak istediğimde sessizliğe gömülüp beni yokluğunla başbaşa bırakıyorsun. seni sevip sevmediğimi anlayamıyorum bile. belki sadece hırs yaptım, seni elde etmek için. sevgi paylaşarak olur, sevgi anlayışım bu. duygularımı, her anımı seninle paylaşamayınca nasıl seveceğim seni? çok zor benden istediklerin. bir gece uyuyup ertesi gün uyandığımda herşeyin rüya olduğunu görmek istiyorum. bu hep yaptığım şeydir sevgili bak sana anlatamıyorum bu özelliğimi. çözemeyeceğim bir durumda uyuyarak kaçmaya çalışıyorum o duygudan. ama sen bunu bilmiyorsun. senden, sevmekten, hırslarımdan, bazende hayattan kaçmak istiyorum.
bu gece çok aradı seni gözlerim. ama zaten ölmemiş olsan yanımda olurdun değil mi ? söz vermiştim bu gece için arkadaşlarıma, eğlenecektim !!! sözümü tutmaya çalıştım, şarkılar söyledim, danslar ettim, zevkle içkimi yudumlamaya çalıştım ama olmadı en sonunda dayanamadım ve birkaç damla yaş süzüldü gözlerimden. oynarken ağlamak nasıl bir şeymiş öğrendim bugün. hem mutluydum çünkü seni yanımda hissediyordum, gözlerim kapalıydı hep ben orda yalnız gibi görünsemde aslında seninle dans ediyordum. istemsiz bir şekilde akıyordu gözyaşlarım ama ellerim yine ellerini tutuyordu ve biz yine o eğlenceli gecelerden birini yaşıyorduk. ben bu gece hem çok mutlu hem de çok mutsuzdum. mutluydum çünkü tüm gece yanımdaydın, mutsuzdum çünkü aslında yoktun...
Korkarım eskiden...

Ne vakit kalp ritmim değişse bir başkası için

Bilirdim tam oluru yok bu işin

Ya kazanırsın eğer alışkınsan zaferlere

Ya da kaybedersin yine alışılageldiği üzere..

Ve şimdi ölüyorum..

Aşıklar birbirinin kalbiyle ziyafet çekerken diğerlerine..

Ve sevgilinin sevgiyle ilintili bir sözcük olmadığını öğrenerek...