ben bu yazıyı geceye yazdım

hiç gitme dediğim zamanlarda oluyor,

gelmeni hiç istemediğim zamanlarda..

karışık ruh hallerine bürünüyorum seninleyken..

saat 12 den sonra anlamsız hüzünler doluyor kılcal damarlarıma kadar..

nilüfer söylüyor bizim şarkımızı, geceler katran karası geceler diyor..

sonra diyor ki ellerim tütün kokar gecelerde..

ben de yakıyorum bir sigara..

dumanı ciğerlerime değil iliklerime çekiyorum..

devam ediyor nilüfer.. geceler olmaz olası geceler..

o bitiyor, bülent ersoy başlıyor.. bundan böyle arkadaşım geceleeeeeeeeeer diye nefesinin yettiği kadar haykırıyor..

ben de haykırmak istiyorum ama kimsem yok yanımda..

sözlüğü belki de bu yüzden seviyorum..

haykırmak istediğim zaman yanımda kimse yokken buraya birşeyler yazabiliyorum..

derdimi anlatmış gibi hissediyorum..

dermanını söylemese de içimi döküyorum be sözlük..

ey gece;

yeryüzünün sis perdesini kaldırıp hayal kurmayı serbest bırakan büyülü zaman..

ey sokakların bomboş, kaldırımların sessiz kaldığı an,

mezar ol uykuya dalayım..

bırakma beni gündüzlere..

geceye ithaf edilen yazıların yanında, yazarların gecenin bi vakti kafasında geçenleri alıp, sözlüğe taşımak için kullandığı başlıktır.

örnekle açıklamak gerekirse,

-la bi izin ver de huzurlu uyuyayım ben de la- diye bir çemkirme, uykusuzluktan dem vurma hali başlığa entri olabilecek ifadeler arasındadır.

(#14044371) zamanında yazmıştım.

--spoiler--

bir tutam gelecek yuttum ama merak etme, hemen tükürdüm umudu.

--spoiler--

şu an ki hüznümün sebebi sensin...

seviyorum seni. özellikle tatil günleri. bir çok şeyin sonu, bazı şeylerin de başısın. uyku şart değil, seninle dinleniyorum, kafamı dinliyorum. sonu hep mutlu bir masal gibisin.

Öyle çok konuşurduk ki gece adı.
Gündüzle yapamaz, güneşe düşmandı.
Sabah insanı olamadım onunla anlaşmamıza aykırıydı.
Geceydi adı.
Bir kitaba ortak, bir yazıya konuk olurdu bazen.
Sevgili günlük derdim, o derdimi anlar anlatmaya devam ederdi.

alıp veremediğim yok senle de bazen daha karanlık oluyorsun biliyorsun, yapma öle.

senin en çok hüznümü gizleyişini, beni sabırla dinleyişini sevdim. Seheri beklemekten sıkıldım ey gece, artık beklemiyorum. Artık sabahı değil seni seviyorum.. sonunda hiçbir şey olmayacağını bilerek, öylesine çaba gösteriyorum, çünkü bana da ışık doğsa, yabancıyım, alışamam umuda.

gece beni çağırdı geceye indim
biraz su içtik bir kuşun ağzından
kuş yuttuk aşk yuttuk suç yuttuk
sanki geçmişe karışmış eski bir dindim
tanrıların reddettiği bir din
kulların reddettiği bir din
sevdalıların reddettiği bir din
hiç tapınağı olmayan bir dindim gecede
kelimeler palazlandı kelimeler hırçınlaştı
bir tartışmaya dönüştü yıldızlarla aramızdaki uzaklık
ölsem,cenazemi allah bile kaldırmazdı
annem ölse,babam öldü sanırdım
babam ölse,ben heralde ölmüş sayılırdım
karanlık bir cinayete karıştım
karanlık bir yanlızlığa ulaştım
gece beni çağırdı geceye indim
evdeyseniz
bu akşam eski sevgililerim size gelecek dedim
gece sustu,gecenin yüzü bembeyaz oldu
beti benzi attı o sonsuz suskunluğunun
tam ortasında bu garip oyunun
çıktım
bağırdım geceye dosdoğru:

ben oynamıyorum! ben oynamıyorum!

küçük iskender de bu yazıyı geceye yazmış.

yaz mevsiminde hic bitmeni istemiyorum.
hep gece olsun diyorum hatta.
seni seviyorum.

karanlığın dinginlik veriyor.

çok sıcaksın .

akıllara kokoreçi getiriyorsun.

özellikle şu anlarda çok korkuyorum senden. sırf bu yüzden uyuyamıyorum.

Karanlığın huzuru temsil ederken, sessizliğin yalnızlığı temsil ediyor.

Hani sen gelince yildizlar da geliyor ya, o yildizlara baktigimda onunla ortak bir seye bakabildigimizi dusunup cocukca seviniyorum.

bazen gitmemen gerek, gündüzden biraz zaman çalman gerek.

lanet olası tuvaletin gelmesini istemediğim zamansın olum sen.

uykumu getirdi sessizliğin. hadi herkese iyi geceler.

gece, sevgilim sensin. dünya'ya inişim ceza değil, aşk yemini. kanatlarımdan korkarım; senin öpücüklerinle kaplı, sayısız sayfalar gibi bir tüy yığınını taşımaktan. tanrı, gözlerimi iki elinde en keskin kılıç kılsın.

beni anlayan bir sen varsın,
yanında huzur bulduğum bir tek sensin,
beni kimsenin seni rahatsız edemeyeceği bir kalkansın,
kendimle başbaşa olmama izin verdiğin bir (error)*

neyse anca bu kadar çıktı fazla zorlamamak lazım...

suya yazı yazmak gibi seni sevmek.

mukemmel bir insan olarak uyandigim gunlerin sonunda, siradan bir insan olarak gozlerimi kapatmama neden oluyorsun. hatirlatma bana gecmisi. sıkıldım be oğlum.

sizde olmasanız eski sevgilimizin olduğunu ve laf sokmamız gerektiğini hatırlayamıyacaz. kimisine göre günün en sevilen yada sevilmeyen bölümü olan zaman dilimine yazdıkları yazılardır.