bugün
- uzağı göremeyen insan19
- anın görüntüsü20
- türkiyede çok abartılan arabalar24
- erkeğe ne hediye alınır16
- icardi190516
- icardi1905 silik olsun kampanyası35
- icardiyi tokat manyağı yapmak9
- futbolcu ismiyle nick almak12
- bir sözlük kızı ile yakınlaşmak19
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması10
- evlilik15
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım29
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız13
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı24
- sözlüğün en ruh hastası yazarı8
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi22
- ideal duş alma sıklığı12
- integralin müfredettan kaldırılması15
- patiswiss9
- artificialintelligence11
- ak partiliyi çok fena döven chp belediye başkanı22
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı51
- kültürlü entelektüel alçak gönüllü güzel kadın13
- sitede birine sövseniz entry 3 gün kalıyor8
- kekeme olan biri doktor olurmu11
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz14
- nickini google da aratınca çıkan ilk görsel16
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- ali erbaş9
- bik bik moderatör olsun19
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı10
- kent lokantası niye bedava değil demek24
- antalya'ya abartılmış şehir diyen göt11
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır11
- istanbul suriyenin başkentidir12
- nervio'nun ellerinde cenneti koklamak9
- cumaya gidenlerin çok azalması13
- pahalılıktan dolayı suriyeye dönen kadın8
- azerileri çok seviyorum ne yapmalıyım13
- genç kızlıktan teyzeliğe geçiş13
- kanınıza rengini verir misiniz14
- aristoteles'in orta yolu10
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri12
- manyak olmaya karar verdim silik olsun kampanyası14
- 22 şubat 2024 sparta prag galatasaray maçı14
- birini donuzlayarak ceza vermek9
- arkadaşlar biri var18
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi9
- nervio'ya aşık olmak10
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı8
türk sair. ezginin gunlugu grubu tarafından bazı siirleri bestelenmistir. 3 temmuz 1993 sivas katliamında olenlerdendir.
(bkz: Kuşlar da Gitti)
(bkz: Sesler Ve Küller)
(bkz: Karasevda)
(bkz: Bir Eflatun ölüm)
(bkz: Kuşlar da Gitti)
(bkz: Sesler Ve Küller)
(bkz: Karasevda)
(bkz: Bir Eflatun ölüm)
enfes bir şiiri bir ezginin günlüğü şarkısına dönüşmüştür.
karasevda
ak bir yaban güvercini
gibiydin aşk
vişnelere
bulaştın kirlendi beyazın.
takılamayan
telli duvak
verilemeyen mendil
düşlerde
kaldın.
al üstüne mor giymiş
körkuyularda
körkuyularda
sevdadan delirmiş.
ah yüzüne bütün kapılar
kapanmış senin
ıtır
ve yasemin kokulu günah.
çıkılamayan yıldız
gidilemeyen iklim
kimbilir hangi limanda
hangi gemiye
yüklenmiş.
al üstüne mor giymiş
körkuyularda
körkuyularda
sevdadan delirmiş.
düşlerde
kaldın.
karasevda
ak bir yaban güvercini
gibiydin aşk
vişnelere
bulaştın kirlendi beyazın.
takılamayan
telli duvak
verilemeyen mendil
düşlerde
kaldın.
al üstüne mor giymiş
körkuyularda
körkuyularda
sevdadan delirmiş.
ah yüzüne bütün kapılar
kapanmış senin
ıtır
ve yasemin kokulu günah.
çıkılamayan yıldız
gidilemeyen iklim
kimbilir hangi limanda
hangi gemiye
yüklenmiş.
al üstüne mor giymiş
körkuyularda
körkuyularda
sevdadan delirmiş.
düşlerde
kaldın.
"ipekten bir gecedir kayar gider
elimizden, siste yıldızlar yanar
tutuştuşturur yüreğimizin çırasını..."
elimizden, siste yıldızlar yanar
tutuştuşturur yüreğimizin çırasını..."
sivas taki emanet canlardan.
" gül yoldaşın olsun derdim , eylül se arkadaşın "
" gül yoldaşın olsun derdim , eylül se arkadaşın "
türk tabipleri birliği tarafından onüç yıldır anısına şiir ödülü verilen doktor şair.
" bir damla gözyaşından
doğurmuştu anası onu " (KANLI ZAMBAK )
1949 ankara doğumlu tıp doktoru ve şairdir.
2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas'ta yakılarak öldürülen 35 kişiyle birlikte can verdi.
doğurmuştu anası onu " (KANLI ZAMBAK )
1949 ankara doğumlu tıp doktoru ve şairdir.
2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas'ta yakılarak öldürülen 35 kişiyle birlikte can verdi.
1949'da Ankara'da doğdu. Kuleli Askeri Lisesi'nden mezun oldu. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde eğitim gördü. Doktor olarak çalıştı. Kısa ömrüne yüzlerce şiir sığdırmayı başardı. 2 Temmuz 1993'te Sivas’ta Madımak Otel'in yakılması sırasında yaşamını yitiren aydınlarımız arasındaydı. Duru dili ve içli şiirleriyle dikkat çeker.
ESERLERi
Karşı Gece (1983)
Sesler ve Küller (1984)
Eylül (1988)
Deniz Feneri (1987)
Düello (1993 - Katledilmesinden sonra yayınlandı)
ÖDÜLLERi
1984 Yaşar Nabi Nayır Şiir Ödülü (Sesler ve Küller ile)
1988 Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü (Eylül ile)
1987 Abdi ipekçi Barış ve Dostluk Ödülü (Deniz Feneri ile)
Karşı Gece (1983)
Sesler ve Küller (1984)
Eylül (1988)
Deniz Feneri (1987)
Düello (1993 - Katledilmesinden sonra yayınlandı)
ÖDÜLLERi
1984 Yaşar Nabi Nayır Şiir Ödülü (Sesler ve Küller ile)
1988 Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü (Eylül ile)
1987 Abdi ipekçi Barış ve Dostluk Ödülü (Deniz Feneri ile)
"kırgınım, saçılmış
bir nar gibiyim
sessiz akan bir ırmağım
geceden
git dersen giderim
kal dersen kalırım
git
dersen
kuşlar da dönmez, güz kuşları
yanıma kiraz hevenkleri alırım
ve seninle yaşadığım
o iyi günleri,
kötü
günleri bırakırım.
aynı gökyüzü aynı keder
değişen bir şey yok ki
gidip
yağmurlara durayım.
söylenmemiş sahipsiz
bir şarkıyım
belki
sararmış
eski resimlerde kalırım
belki esmer bir çocuğun dilinde.
bütün derinlikler sığ
sözcüklerin hepsi iğreti
değişen bir şey yok hiç
ölüm hariç.
aynı gökyüzü aynı keder."
bir eflatun ölüm adlı şiiri, ezginin günlüğü tarafından şahane bir şarkı haline getirilmiştir.
bir nar gibiyim
sessiz akan bir ırmağım
geceden
git dersen giderim
kal dersen kalırım
git
dersen
kuşlar da dönmez, güz kuşları
yanıma kiraz hevenkleri alırım
ve seninle yaşadığım
o iyi günleri,
kötü
günleri bırakırım.
aynı gökyüzü aynı keder
değişen bir şey yok ki
gidip
yağmurlara durayım.
söylenmemiş sahipsiz
bir şarkıyım
belki
sararmış
eski resimlerde kalırım
belki esmer bir çocuğun dilinde.
bütün derinlikler sığ
sözcüklerin hepsi iğreti
değişen bir şey yok hiç
ölüm hariç.
aynı gökyüzü aynı keder."
bir eflatun ölüm adlı şiiri, ezginin günlüğü tarafından şahane bir şarkı haline getirilmiştir.
Türk şiirinin önemli şairlerindendi. Şiirlerinde toplumsal duyarlılık; düş kırıklıkları, anılar, aşk gibi bireysel temalarla kendini hissettirdi. Behçet aysan'ın yalın, kendi halinde sesi sivas'ta insanlık düşmanları tarafından kesildi. Katledilen 37 aydın arasında o da vardı.
türkiye'nin en önemli şairlerinden biridir. 2 temmuz 1993'te şehit düşmüştür. beyaz bir gemidir ölüm şiirinde bahsettiği gibi sönmüş bir yıldız değildir oysa kendisi...
--spoiler--
behçet mi?..
çolpan ve tren. ağır işçisi kederin ve aşkın. yanmış çam kozalağı. bıyıklarını keserek beş yıl daha kazanan kardeşim. sarnıçlardan ses veren dili ülkemin.
bir şiir gününden çıkmışız. sen, metin abi, ahmet... armağanımız birer şişe şarap, birer saksı çiçek. bir şaire daha güzel ne verilebilir? sesin büyüyüp duruyor şiirin göğünde; o esmer, lirik sesin. eğilseler birazcık yüreğin görülecek gözlüklerinin ardından.
içimde akçamın turuncu bulutu sakarya'dan geçiyorum siline siline. bir serin su, bir mavi aydınlık; bir ince buğday sapı soluk almak için. sesin seçiliyor sesler içinden, o derin davudi merhaban; bir güven duygusu kadar güçlü ve güzel...
bir deli oğlanın devekuşu sergisindeyiz. kadınlar ve rakı ve nâzım. bir ülke resmi çiziyoruz devekuşlarının eşliğinde '68'den '93'e... tanrı bile bilemez bir ay sonra yanacağınızı.
bir oteldesiniz, sevdiğim ne kadar adam varsa. dışarda cinnet, içerde umut ve yalnızlık. hangi resme baksam, hangi kapıyı aralasam yanık yır kokusu, ağır bir duman yükseliyor. "durgun yıllarda gelmiş olanlar dünyaya/anımsamazlar geçtikleri yolları" (1) bizim anımsayacak ne çok acımız var değil mi? ah sevgili behçet, "yok başka bir cehennem/yaşıyoruz işte" (2)
şükrü erbaş
(1) aleksandr blok
(2) behçet aysan
--spoiler--
--spoiler--
behçet mi?..
çolpan ve tren. ağır işçisi kederin ve aşkın. yanmış çam kozalağı. bıyıklarını keserek beş yıl daha kazanan kardeşim. sarnıçlardan ses veren dili ülkemin.
bir şiir gününden çıkmışız. sen, metin abi, ahmet... armağanımız birer şişe şarap, birer saksı çiçek. bir şaire daha güzel ne verilebilir? sesin büyüyüp duruyor şiirin göğünde; o esmer, lirik sesin. eğilseler birazcık yüreğin görülecek gözlüklerinin ardından.
içimde akçamın turuncu bulutu sakarya'dan geçiyorum siline siline. bir serin su, bir mavi aydınlık; bir ince buğday sapı soluk almak için. sesin seçiliyor sesler içinden, o derin davudi merhaban; bir güven duygusu kadar güçlü ve güzel...
bir deli oğlanın devekuşu sergisindeyiz. kadınlar ve rakı ve nâzım. bir ülke resmi çiziyoruz devekuşlarının eşliğinde '68'den '93'e... tanrı bile bilemez bir ay sonra yanacağınızı.
bir oteldesiniz, sevdiğim ne kadar adam varsa. dışarda cinnet, içerde umut ve yalnızlık. hangi resme baksam, hangi kapıyı aralasam yanık yır kokusu, ağır bir duman yükseliyor. "durgun yıllarda gelmiş olanlar dünyaya/anımsamazlar geçtikleri yolları" (1) bizim anımsayacak ne çok acımız var değil mi? ah sevgili behçet, "yok başka bir cehennem/yaşıyoruz işte" (2)
şükrü erbaş
(1) aleksandr blok
(2) behçet aysan
--spoiler--
dört eflatununun en güzeli ölüm olanıdır. kendiside eflatun olup buharlaşmıştır.
şiir adına kısacık ömründen dünyaya müthiş şeyler bırakmış büyük şair, süzülen iki damla yaşın sebebi, hep bu ülkenin bir yerlerinde duracak yaralardan. bir de ezginin günlüğü'nden dinlemesi vardır ki şiirlerini, işte o zaman durur şiir olduğu yerde, biter söz, sürer gider henüz küllenmemiş notalar.
bu aşk, bu şehir, bu keder
1.
hoşça kal ayak izim
serseri sokaklarda
hoşça kal
kendine bir başka
gökyüzü büyüten
kardeşim
gece feneri
hoşçakal kal çaldığım
Islık
söylediğim türkü
doludizgin karlarda.
hoşça kal
annemin
yüzü
hep beyaz yaşmaklı
sırı dökülmüş bir yalnız
aynada.
hoşça kal
dolunayın
altında
ıhlamur ağaçlarına
kazıdığım
şey
hoşça kal uzaklarda yanan
anızların parıltısı hoşça kal.
2.
bir gün gelecek bu gün de
bir anı olacak nasılsa
oturduğumuz bu masa
bu kum saati, bu rüzgar, bu eski
komodin
bu kırık
sandalye
bu kelepir yürek
bu aşk
nasılsa.
3.
hoşça kal ayak izim
serseri sokaklarda
hoşça kal
yarım kalmış
duvar yazıları
hoşça kal
bir gün gelecek
akacak yeraltı suları
hoşça kal
yakut, bezirgan, gön
hoşça kal eski zaman
aktarları
gidiyorum
bu şehri bu yağmuru
bu düşleri
bu aşkı bu kavgayı bu kederi
size bırakarak.
1.
hoşça kal ayak izim
serseri sokaklarda
hoşça kal
kendine bir başka
gökyüzü büyüten
kardeşim
gece feneri
hoşçakal kal çaldığım
Islık
söylediğim türkü
doludizgin karlarda.
hoşça kal
annemin
yüzü
hep beyaz yaşmaklı
sırı dökülmüş bir yalnız
aynada.
hoşça kal
dolunayın
altında
ıhlamur ağaçlarına
kazıdığım
şey
hoşça kal uzaklarda yanan
anızların parıltısı hoşça kal.
2.
bir gün gelecek bu gün de
bir anı olacak nasılsa
oturduğumuz bu masa
bu kum saati, bu rüzgar, bu eski
komodin
bu kırık
sandalye
bu kelepir yürek
bu aşk
nasılsa.
3.
hoşça kal ayak izim
serseri sokaklarda
hoşça kal
yarım kalmış
duvar yazıları
hoşça kal
bir gün gelecek
akacak yeraltı suları
hoşça kal
yakut, bezirgan, gön
hoşça kal eski zaman
aktarları
gidiyorum
bu şehri bu yağmuru
bu düşleri
bu aşkı bu kavgayı bu kederi
size bırakarak.
BiR EFLATUN AŞK
1.
Benim o hep fırtınalarla boğuşan ruhum
Yorulmuyor yaşamaktan.
Midyat'lı bir gümüş ustasıdır, süryani
Ve yüzündeki çıban gibi
Yüreğinde yaralar
Taşımaktan.
Yorulmuyor yorulmuyor
Ağır işçi
Kedere ve aşka çalışmaktan
Kiminde peçeli bir gülüş çağırıyor
Kiminde kovuluyor kapılardan.
2.
bak sabah yaklaşıyor birazdan ufuk
moraracak
sevgilim çıplak sokaklarında
ayak seslerim dolaşsın
yasak
ırmaklarında yıkanayım
avuçlarına karlı öpüşler
bırakayım
rüzgar
unutulmuş
bir dağ çeşmesine
götürsün bizi.
Zamanın saatleri unuttuğu
Şavkıyan bir dağ çeşmesine.
3.
ey eflatun aşk
bana eflatun yağmurlar
yağdırabilir misin
getirebilir misin geçen günleri geri
tutup yıldızları yanıma oturtabilir misin
sana neyi anlatayım
her sarnıç küflü bir yağmuru
her sevda bir ayrılığı yaşar.
1.
Benim o hep fırtınalarla boğuşan ruhum
Yorulmuyor yaşamaktan.
Midyat'lı bir gümüş ustasıdır, süryani
Ve yüzündeki çıban gibi
Yüreğinde yaralar
Taşımaktan.
Yorulmuyor yorulmuyor
Ağır işçi
Kedere ve aşka çalışmaktan
Kiminde peçeli bir gülüş çağırıyor
Kiminde kovuluyor kapılardan.
2.
bak sabah yaklaşıyor birazdan ufuk
moraracak
sevgilim çıplak sokaklarında
ayak seslerim dolaşsın
yasak
ırmaklarında yıkanayım
avuçlarına karlı öpüşler
bırakayım
rüzgar
unutulmuş
bir dağ çeşmesine
götürsün bizi.
Zamanın saatleri unuttuğu
Şavkıyan bir dağ çeşmesine.
3.
ey eflatun aşk
bana eflatun yağmurlar
yağdırabilir misin
getirebilir misin geçen günleri geri
tutup yıldızları yanıma oturtabilir misin
sana neyi anlatayım
her sarnıç küflü bir yağmuru
her sevda bir ayrılığı yaşar.
KANLı ZAMBAK
onu vurdular, gözümle gördüm onu
ak bir zambağa binmiş gidiyordu
gidiyordu
zambak dur, sana da bulaştı kan.
bir damla gözyaşından
doğurmuştu anası onu
bir avuç sevinçle
büyüttü
bir avuç hüzünle
nice zorluklar
nice ayrılıklar
ve saçlarına beyazlar
düşürerek.
onsekizindeydi
bir sevgilisi vardı
aynı mahalleden
eyüpten
henüz öpememişti bile
konfeksiyonda
çalışırdı.
onu vurdular
gözümle gördüm onu
bir güvercin havalandı.
eyüpte, o basma
perdeli evde
kurudu saksıdaki sardunya
birdenbire
çatladı
bir fotoğrafın camı
tel çerçeveli
düştü
radyonun üzerinden
yere.
dağıldı kitapları
dağıldı şiirler
ve roma hukuku
güvercin
konamadı.
onu vurdular, gözlerimle gördüm onu
ak bir zambağa binmiş
gidiyordu
zambak dur, sana da bulaştı kan.
onu vurdular, gözümle gördüm onu
ak bir zambağa binmiş gidiyordu
gidiyordu
zambak dur, sana da bulaştı kan.
bir damla gözyaşından
doğurmuştu anası onu
bir avuç sevinçle
büyüttü
bir avuç hüzünle
nice zorluklar
nice ayrılıklar
ve saçlarına beyazlar
düşürerek.
onsekizindeydi
bir sevgilisi vardı
aynı mahalleden
eyüpten
henüz öpememişti bile
konfeksiyonda
çalışırdı.
onu vurdular
gözümle gördüm onu
bir güvercin havalandı.
eyüpte, o basma
perdeli evde
kurudu saksıdaki sardunya
birdenbire
çatladı
bir fotoğrafın camı
tel çerçeveli
düştü
radyonun üzerinden
yere.
dağıldı kitapları
dağıldı şiirler
ve roma hukuku
güvercin
konamadı.
onu vurdular, gözlerimle gördüm onu
ak bir zambağa binmiş
gidiyordu
zambak dur, sana da bulaştı kan.
iPEKTEN GECE GiTME KAL
ipince ipekten gece
hışırdasa yırtılır gibi
çalıyor sessizliğin kampanası
dışarda, afiş asıyor çocuklar
uzaktan silah sesleri geliyor
kal diyor, bir kadın sesi -
gitme kal,
ve patlamaya hazırlanıyor
leylaklar...
kalbim de.
ipince ipekten gece
hışırdasa yırtılır gibi
çalıyor sessizliğin kampanası
dışarda, afiş asıyor çocuklar
uzaktan silah sesleri geliyor
kal diyor, bir kadın sesi -
gitme kal,
ve patlamaya hazırlanıyor
leylaklar...
kalbim de.
TORTU
her şey geçer
aşk da acı da geçer,
ağlamaklı bir şarkı
ayrılıkların
üzerinden.
rüzgar olur
savrulur geçer
sağılır
yaldızlı bir
sabahın ağaran
seherinde, hüznün
sütbeyaz
güğümünden.
yol olur
düğüm düğüm
devrilir kağnı
aşiretler ve
gelincikler göçer.
yıldız olur
kayar mavi
çipil yıldız
dökülmüş yalnızlığın
pirincinden.
gece de
homurtuyla
kederli bir tren
gibi geçer,
benimse
çiğnenmiş zakkum
yüklenmiş yorgun
kalbimden
aşk da
acı da
her şey ama her şey geçer
kör
bir güvercinin
türküsü
bile.
tortusu kalır.
yaşadıklarını
anmak için beyaz bir yazıya
gecedesin, ay ışığına sevdalan
şakayıklara sor.
her şey geçer
aşk da acı da geçer,
ağlamaklı bir şarkı
ayrılıkların
üzerinden.
rüzgar olur
savrulur geçer
sağılır
yaldızlı bir
sabahın ağaran
seherinde, hüznün
sütbeyaz
güğümünden.
yol olur
düğüm düğüm
devrilir kağnı
aşiretler ve
gelincikler göçer.
yıldız olur
kayar mavi
çipil yıldız
dökülmüş yalnızlığın
pirincinden.
gece de
homurtuyla
kederli bir tren
gibi geçer,
benimse
çiğnenmiş zakkum
yüklenmiş yorgun
kalbimden
aşk da
acı da
her şey ama her şey geçer
kör
bir güvercinin
türküsü
bile.
tortusu kalır.
yaşadıklarını
anmak için beyaz bir yazıya
gecedesin, ay ışığına sevdalan
şakayıklara sor.
(bkz: behcet aysan)
bir kiraz dalı
bahar mührünü vurmuş leylaklar
açmış, uzansam bir kiraz dalı
içimde koşup duruyor bir maral
gelincik tarlaları çığlık çığlığa
oralardan geldim baş eğmeden
gecelerin kımıldayıp sonlandığı
ışık ışığa mor kanatlı kelebeği
küflü duvarları bilirim voltaları
suskun küflü duvarları kan sıçramış
çakıyla takvimler kazınan, günler
saatler, dakkalar-
bitmeyen zaman
ağarmış kireç oyuklarında
soluk renkli sözcükleri.
bahar mührünü vurmuş leylaklar
açmış, uzansam bir kiraz dalı
içimde koşup duruyor bir maral
gelincik tarlaları çığlık çığlığa
oralardan geldim baş eğmeden
gecelerin kımıldayıp sonlandığı
ışık ışığa mor kanatlı kelebeği
küflü duvarları bilirim voltaları
suskun küflü duvarları kan sıçramış
çakıyla takvimler kazınan, günler
saatler, dakkalar-
bitmeyen zaman
ağarmış kireç oyuklarında
soluk renkli sözcükleri.
BEYAZ BiR GEMiDiR
sen bu şiiri okurken
ben belki başka bir şehirde olurum
kötü geçen bir güzü
ve umutsuz bir aşkı anlatan
rüzgarla savrulan
kağıt parçalarına
yazılmış
dağıtılmamış
bildiriler gibi
uzun bir yolculuğa hazırlanan
yalnız bir yolculuğa.
çünkü beyaz bir gemidir ölüm
siyah denizlerin hep
çağırdığı
batık bir gemi
sönmüş yıldızlar gibidir
yitik adreslere benzer
ölüm
yanık otlar gibi.
Sen bu şiiri okurken
ben belki başka bir şehirde
ölürüm.
sen bu şiiri okurken
ben belki başka bir şehirde olurum
kötü geçen bir güzü
ve umutsuz bir aşkı anlatan
rüzgarla savrulan
kağıt parçalarına
yazılmış
dağıtılmamış
bildiriler gibi
uzun bir yolculuğa hazırlanan
yalnız bir yolculuğa.
çünkü beyaz bir gemidir ölüm
siyah denizlerin hep
çağırdığı
batık bir gemi
sönmüş yıldızlar gibidir
yitik adreslere benzer
ölüm
yanık otlar gibi.
Sen bu şiiri okurken
ben belki başka bir şehirde
ölürüm.
sivas katliamında yakılarak öldürülen bir şairdir. tam adı behçet sefa aysan'dır.
semender
kurtarılmış bir kalptir taşıdığın
senin, ne bakırdan bükülmüş
ne de geçirilmiş bir değirmenden
kimselere benzemeyen.
kurtarılmış bir aşk yaşıyorsun
sen, ne paranın kiri sinmiş
üstüne, ne yalan safran gibi
almış rengini onun.
hiçkimse de olmayan bir aşk
alevlerle
sevişen
bir semenderin kalbi gibi.
kurtarılmış bir kalptir taşıdığın
senin, ne bakırdan bükülmüş
ne de geçirilmiş bir değirmenden
kimselere benzemeyen.
kurtarılmış bir aşk yaşıyorsun
sen, ne paranın kiri sinmiş
üstüne, ne yalan safran gibi
almış rengini onun.
hiçkimse de olmayan bir aşk
alevlerle
sevişen
bir semenderin kalbi gibi.
güvercinleri sevindirin şiiri ile her sabah güne başlatan şair. Bir başka yazıyor. Özlemekteyiz.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar