bugün

sayın başbakan ın son günlerde içine girmiş olduğu ruh halinin tezahürüdür.

işi o kadar ileri götürmüştür ki şu bu gasteyi eve sokmayın bile demiştir. köşe yazarı kim ki beni eleştiriyor gibi söylemlerine de bakarak gittiği yol, yol değil.doğan gurubu gibi gruplardan zerre kadar hazzetmesem de başbakan ın bu şekilde söylemlerine şaşıyorum. sana ne hangi gasteyi alacaksam alırım, ne karışıyorsun.

ama ne yapalım bu başbakan bizim halkın genel durumunu yansıtıyor ve bu halka da böyle bir başbakan layıktır. o yüzden fazla söylenmeye de gerek yok. yakında padişah da ilan ederiz olur biter. yok elektriğe zam yapmış, yok onu demiş falan kimsenin nasıl olsa umurunda değilmiş. ne adammış be başbakan. atatürk bile bu kadar sevilmemiştir bu ülkede. mübarek adam halkın gözünde.

durmak yok akp ye oy vermeye devam türkiye, daha çok aşağılanmak ve yolunmak için. daha pahalı bir güzel bir gelecek için. ne de olsa hükümet o kadar çalışıyor değil mi?(yaptıkları iki yol onu da ballandıra ballandıra anlatıyorlar utanmadan; sanki istihdam artmış, işsizlik azalmış, dış ticaret dengesi sağlanmış gibi.)
(bkz: merkez bankası nın istanbul a taşınması)
(bkz: iran devlet başkanı nın istanbul da karşılanması)

başkenti istanbul zannetmesinden kaynaklanır. birilerinin ona 29 ekim 1923 tarihini acil hatırlatması gerekir.
(bkz: padişah olsan da derler er kişi niyetine)
açıkçası padişahlıktan öte 1984 romanındaki bigbrother olma yolunda ilerlemeye başlamış başbakan. yakında her eve kamera yerleştirip, sürekli gözlemezse neyim. kim hangi gazeteyi okuyor, tayyip erdoğan'dan izinsiz seks filan yapılıyor mu diye kontrol filan etmeye başlıyacak. baksanıza milletin adına karar vermeye başlamış o gazeteyi olmayın bunu okuyun. o partinin genel başkanı ve ülkenin başbakanı olman insanların hangi gazeteyi okuyacağını, hangi televizyon kanalını izleteceğini karar veriyor.

insanı üzen nokta ise demokrasi diye yırtınan ama gerçek demokrasiden nasibini almamış birisinin bu davranışlarda bulunması.
(bkz: recep tayyip erdogan dan olasi yeni buyruklar)
(bkz: kabadayi nin basbakan olmasi)
(bkz: yuzde 47)
(bkz: şizofreni).
başbakanın istediğimi yaparım, demokrasi benim tarzında hareket etmesidir.

kendisi yakında tayyip sülalesinin başı olarak, 1. Recep olarak tahta çıkacaktır. olsun, ne de olsa biz alışkınız padişahlığa. güzel ülkeme hayırlı ve de uğurlu olsun. yaşa padişahım, yaşa 1. Recep, çok yaşa sultanım. sen emret biz zürriyet, zilliyet de okumayız. sen emret ferhat gibim dağları da deleriz. sen elektriğe ve doğal gaza istersen %1000 zam ver, yeterki sen başımızdan eksik olma padişahım.
(bkz: kerameti kendinden menkul başbakan)
kasımpaşalılıktan kurtulamama sendromu.
keşke padişah gibi davransa da dış işlerinde rest çekebilse, hayır demeyi bilse.
içe bastırılmış duyguların dışa vurumudur. söylenilenin aksine gömlegi değiştirmediklerinin kanıtıdır.
(bkz: üçüncü abdülhamit)
basbakan'ın artık bu ülkede padisahlıgını ilan etmesinden daha kötü olmayan bir hede.
"özgürlük!!, demokrasi!!" diye çığırtkanlık yapanların destekledikleri şey. artık başbakan baskıcı davranışlar sergiliyor, sözleri hep emir kipli. hayır siz istemiyor muydunuz isteyen istediğini yapsın, kimse kimseye karışmasın diye? başbakan döndü diye siz de mi döndünüz? hani sizin samimiyetiniz, müslümanlığınız?
bahadır boysal ın leman ın bu haftaki leman köşesinde çizdiği hikayenin konusu olan durum. sonu da pek bi güzel bitiyor.
nedendir bilinmez ama bana adnan menderes i hatırlatan tavır ve hareketler...
sonu olmasın bari ne diyelim.
(bkz: burası türkiye cumhuriyeti)
bir dönem ünlü psikiyatrist mazhar osman uzman'ın yanında asistanlık da yapmış olan eski istanbul valisi fahrettin kerim gökay hakkında ne düşündüğünü mazhar osman uzman'a sormuşlar:

mazhar osman: "kendisini tanırım. validen sonra başbakan, sonra cumhurbaşkanı olmak isteyecek. en sonunda haşa allah olmak isteyecek işte o zaman bana getirecekler" demiş.

p.s. bu entry'de burada, ima dolu ancak tanım olmadan bitmiş.
-efendim misafiriniz geldi.
+tiz kellesi vurula!
-ama efendim.
+efendü ne ola vezir? 'devletlüm' işitmek istiyorum artık sarayda.
-ama devletlim lafı teee...
+halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.*
akabinde bir yeniçeri isyanıyla kellesini kaybetmemesini temenni ettiğimiz durum. *
http://www.bobiler.org/monte.asp?m=101095
bir şeyin, kırk kere söylenince olması.