bugün

ünlü italyan yazarın fantastik öğelerle desteklenmiş ve tarzını yansıtan kitabı.. baş karakter baudolino tarihin en büyük yalancısıdır ve zekasıyla tarihin satırlarını gizlice manipule eder. bir bukalemunun anında bulunduğu ortama uyup renk değiştirmesi gibi sadece birkaç kelimesini duyduğu dilleri akıcı bir şekilde konuşarak bulunduğu topluma adapte olur. açıkçası kitbı okurken tarihteki her büyük hadisede baudolino'nun bilinçli ya da bilinçsiz parmağının bulunması bana forest gump etkisini hatırlatmadı değil. ama kitap uzun tarih araştırmaları, sayfalar süren tasfirleri, din çatışmaları ile umberto eco'nun adını hak etmiş gibi görünüyor..
Kitabın sayfalarının çok olmasına aldanılmamalı. kolay okunabilen, keyifli bir Umberto Eco kitabı
baudolino isimli inanılmaz yalan söyleme yeteneğine sahip bir köylü çocuğunun köylülükten krallığa uzanan hayat hikayesini anlatan inanılmaz roman. orta çağda ve her çağda? bir yalanın koca orduları peşinden sürükleme gücüne sahip olduğunu gösterir. umberto eco romanda orta çağ insanının düşünme yapısını neredeyse birebir yansıtır insan bu romanı okuduktan sonra tarih derslerinde anlatılan seferlere bambaşka bir gözle bakmaya başlar sever tarihi.
tarihin masalını anlatır bu kitap. baudolino'nun macera yaşama değil macera yaratabilme yeteneğine hayran bırakır.o kadar güzel yalanlar yaratır ki verdiği hissiyatla insanları düşünmeden peşinden koşturur. kutsal roma germen imparatorluğunu ve ortaçağ avrupasının düşünce sistemini önümüze serer. alır başını istanbula geçer, anadoluyu turlar şaşırarak okursunuz. doğunun gizemini çözmeye çalışır. kısacası o dönemin dünya coğrafyasının tamamını insanlara yedirir iyice. okurken kahkahalarla gülünecek ve dumur edecek o kadar çok şey bulursunuz ki benim gibi hemen bitirmemeliyim diyerek bir yolculuk kitabı olarak görür ve iki sene de bitirebilirsiniz. baudolino'nun yolculuğunun hiç bitmemesini istersiniz. böyle bir kitaptır işte.
okumaya başlarken zorlasa da, sonrasında keyifli devam eden, hayalgücü had safhada umberto eco eseridir.
barındırdığı diyaloglarla bir ustalık eseridir. biraz gerçek hayattan uzaklaşıp, ironi bulmak isteyenlere şiddetle tavsiye edilir.

umberto eco'yu okuduktan sonra dan brown bsg diyorum içtenlikle.
(bkz: umberto eco)
Umberto eco'nun mükemmel romanı. her romanında olduğu gibi bu romanında da bizi tarihte mükemmel bir gezintiye davet ediyor. yepyeni bir dünyayı keşfetmek için mutlaka okunması gerekir.
baş karakter baudolino'nun, işittiği her dili konuşabilme yeteneğiyle 15 yıldır ingilizce'yi öğrenemeyen beni adeta aşağıladığı roman.
Bu kitapta dikkat edilmesi gereken nokta baudolino'nun iyi bir yalancı olduğu ve hikayeyi bize aktaranin da bizzat kendisi oldugudur. Boylelikle Barbarossa'nın ölumunden sonra iyice "alice harikalar diyarında"ya dönen hikaye mantıga oturur. Mesela alaeddin meselesinden ornek vereyim; baudolino o bölumde hashasinlerden bahsediyor ama yalan ve abartarak yapıyor bunu. Gibi...

Bu roman aslinda gülün adı'ndan daha iyi bir roman. (Prag mezarlıgı da öyle, gulün adı'nin adı cıkmiş sadece).
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar