bugün

öncelikle söylemeliyim ki en asil duyguların insanıdır. Tanım olarak bu geçsin kayıtlara evet.

Öğrencidir bu. Parasını idareli kullanmak zorundadır yahut idare kullanmak zorunda olduğu bir parası bile yoktur. Parasızlığın dayanılmaz hafifliğini yaşarken malûm çikiletanın ahengine kaptırır kendini. Suç mudur? Elbette değildir. Sinsi sinsi girdiği bakkalda tam tezgâh kenarında duran petitoların alımlı duruşlarına bakar önce bi. O esnada aklından bahçeli diyenli "benim de bir çikolatam olsa" replikleri geçmeye başlar. isyan eder bu sisteme, bu kapitalizme, proletaryayı hor gören masa gövdelerine. Sonra fazladan isyan ettiğininin farkına varıp yönelir petitolara doğru...

Asıl ekşın o noktadan sonra başlar. Vücudu yavaş yavaş adrenalin salgılar, belki de elleri titrer kim bilir? Ama yine de olayı fazla dramatize etmek istemez. Çünkü o; gururlu bir gençtir. Kendisine dayatılmışları, insani yaşama hakkını elinden alanları düşünür tekrar. Onu, bu petitoyu çalmaya mahkûm edenleri geçirir tek tek kıvırcık saçlarının içindeki kafasından. içinde kalan son vicdan kırıntılarını da böylece yok ettikten sonra bir tilki gibi götüm götüm ilerler iyicene. Artık hepten sokulmuştur tezgâha. Onu bu amaçtan alıkoyacak tek şey karşısında duran "ne isten yiğenim?" dercesine bakan baggaldır. Genç, biraz daha bakınır etrafına...

Derken kapı açılır ve umduğu müşteri salına salına girer dükkâna. Bunu fırsat bilen genç, olabildiğince el çabukluğuyla uzanır tezgâhın yanında duran petito kutusuna. Önce bir tane alır, daha sonra adrenalinden iyicene deli cesareti gelir ve avuçlayabildiği kadar petitoyu indirir cebine. Baggaldan koşar adım uzaklaşıp kuytu köşelerde bulduğu ilk yere çömerek petitolardan birini mideye gömer. Önce biraz pişmanlık duymuş olsa da, petito ayısının önce kenarlarını yavaş yavaş yeyip ardından ortaya yani ayının gövdesine gelirkenki zevki bu pişmanlığı silip atar içinden. Kalan petitoları da böylesine hiç ettikten sonra kıvırcık saçlarını rüzgârda bir makine mühendisine yakışacak edayla savurup ilerler inine doğru...

işte o genç, hepimiziz. Sensin, benim, oradaki, buradaki, şuradaki, karşındaki. Ama en çok da kıvırcık saçlı makine mühendisi'dir...
Bakkaldan Petito çalan genç bağımlısıdır kesinlikle.
Yakalanmazsa eğer, daha yüksek hedeflere yönelip ertesi gün oyuncakçıdan peluş ayı çalabilme ihtimali yüksek olan genç.
reklamdan etkilenme olasiligi yuksek.
kırgızdır, hobbit olma ihtimali de var.