bugün

karşı tarafı rencide eder. şahsen benim karakteristik özelliğime ters. bana biri birşey yaptım diye bahşiş verecek. sikerim onu.
Tip derler hizmet sektöründe adına...
Ülkemde çalışan insanımın bedava yoldan müşterinin gözüne baka baka (buna yakarmak diyelim) elde etmeye çalıştığı haksız kazanç.
daha çok hizmet sektöründe, hizmeti verene değil de hizmeti yapana memnunluk durumunda verilen paradır. miktarı belli olmamakla birlikte gönülden ne koparsa verilir ama genelde ödenen hesabın %10'udur.
amerikada yüzde 10 dur. ama ülkemizde yüzde 1 aşamasında gerçekten yazık.
Uğruna şopar veletlerin can alıp can verdiği şey.
Türklerde bahşiş kültürü pek yok ama turizm sektöründe özellikle ingilizlerde kültür halinde neredeyse hesaplarının %10unu bahşiş olarak hesapla bırakırlar. ancak hizmetten memnun kaldılarsa sorumlu garsona da ekstra kişisel bahşiş verirler.
hizmet sektöründe çalıştım şu an okuduğum için ve pandemiden dolayı çalışmıyorum ama mutfak elemanı olmama rağmen misafirlerle iç içeydim hep (bkz: büfe). ama 2 sezon boyunca hiç bahşiş almadım. salak sulak maymunluk yapmadığım için muhtemelen. bunları da başka bir dükkanda da ben müşteri olduğum için söylüyorum, bir nevi günah çıkarıyorum ama ben zaten çalıştığı işletmeden maaş alan adama neden para veriyorum lan? hele de bir garson ya da barmen abartılı bir sunum, üst düzey ilgi alaka gösterince canım sıkılıyor çünkü bu işin içindeyim amk barın arkasına gidince "bak nası sikicem müşteriyi" dediğini bilmiyor muyum? bahşiş vermek yasaklansın ya da artık insanların gözünde hizmet sektöründe çalışan insanlara acınması gerektiği imajı ortadan kalksın. su getirdi diye adama acımak nedir aq işi o tabii ki getirecek.
Aylarca fırında usta olarak çalıştım bir gün şans eseri gördüm ki satış bölümünde garsonlar masalardan çok güzel bahşişler alıyorlar ve 3 kişi kendi arasında paylaşıyorlar. Hepimizin maaşları aynı bu durumu dükkan sahibine ilettik ama uğraşamam bununla demesi üzerine garson lar ile minik bir kavgamız oldu sonunda onlarin dediği oldu bizde adaletin olmadığı yerde bizim işimiz yok dedik ve çıktık.
Teşekkürdür. Cebinde olup da vermeyeni sevmem. Hani cebinde parası var olan derken, yarını düşünmeyecek tipteki insanları diyorum.

Dün art city diye bir mekandaydım. 3 kişi çalışıyordu. Orası ortak yerdir, bir apo bir de Orhan abi. Hesabı ödeyecekken öncelikle şu arkadaşların dedim. Bunları sadece onlara mı bıraktın dedi. Evet dedim bayramdır. Ya sen nasıl bir adamsın dedi. Estağfurullah dedik çıktık.

Bakın size bahşişin kalpte bıraktığı sıcaklığı nasıl anlatacağım.

Ben yıllar önce beden işçisi statüsünde çalışırken, hani bizim işimiz değildi lakin bir yere banyo dolabı götürdük, kurmağa.

Ben hiçbir sikim yapmadım. Metin abi vardı Allah selamet versin tüm işi o yaptı. Evin sahibi güzel bir teyzemizdi, bize kekler börekler, inanılmaz bir hürmet, sanki eve misafir gelmişiz.

iş bitti. Metin abinin eline sağlık. Teyze Bize çıkardı 50'şer lira verdi. Biz göz göze geldik metin abi ile, hani ne alaka diyoruz. Metin abi dedi ki, abla biz böyle gelmiyoruz zaten normalde buna da hiç gerek yok, bir şey yapmadık.

Olsun dedi, siz benim çocuğum yaşındasınız. Hakkınız.

Allah yalanı sevmez emmi, ben haftalık alıyorum. Vallahi belkii 125-150 filan. 50 lira ne demek ya? Büyük para ha.

Çok mutlu idim. Daha sonra bahşişi öyle abarttım ki. Hani yani duyanın dudağı uçuklar.

Bahşiş işçinin her şeyi. Emmi çalıştığı yerden aldığı neye yeter ki? Bunu da düşünmek lazım.
15.000 geçsin 2500 senin.
Zarrab kimi oruspulara önden ödemiştir.

Baba öğüdüymüş.
Bir yönetici şöyle demişti: bahşiş almaya alışmış meslek mensupları ileride devlet memuru olmamalı. Memur olunca bahşiş almaktan vazgeçemez.
Bırakılan tebessüm.

Enflasyonu da hesaba kattım, bırakılacak en kötü bahşiş 100 lira olmuştur.

20 ve 50 lira gibi bahşişlerle hiçbir şey yapılamıyor artık.