bugün

Kekoca sözler grubuna girer. Gerçek anlamı "fırtına" sanırım.
Güzel ve etkiyeci bir film şiddetle tavsiye ediyorum.
"kirli savaş"ın en yoğun olduğu bir dönemde, üniversitedeki muhalif kürt öğrencilerini "olduğu" gibi vermeye özen gösteren bir başyapıt diyebileceğimiz bir film... etkisinden kolay kolay çıkılamıyor. izleyin izlettirin.

unutmadan

(bkz: yatay geçiş)
bir kürtçe kökenli isimdir. anlamı ise kar fırtınasıdır.
156 dakika boyunca 1 dakika bile ileri saramadığınız, hiç boşluğa ve tekrara düşmeyen film.
1992 yılında doğu'dan istanbul'a gelen, uğradığı asimilasyon sonucu kürt olduğunu bile söyleyemeyen bir çocuk ve öğrenci hareketi içinde bulunan gençler..
filmin ayrıntıları mükemmel. hz. ali'nin fotoğrafı, bir kürt evindeki atatürk fotoğrafı, yarı hücre/öğrenci evinde ipe asılan havlu ve daha şimdi hatırlayamadığım pek çok ayrıntı film ve kişilerle ilgili ayrıntılar veriyor.
cemal'in kürt değilim ben aleviyim demesi nedendir bilinmez beni güldürmüştür.
yatay geçiş hikayesi filmin en komik sahnesidir, komik dediysem trajikomik.
ürkek bir çocuğun bir anda nasıl bir militan haline dönüşüp, en önde molotof atabildiğine şahit oluyorsunuz.
ama filmde kesinlikle kürt propagandası yok.
aksine silahlı ve silahsız devrim, sınıf intiharı, örgütlerin kadın erkek ilişkilerine bakışı gibi pek çok konu geçiyor.
he bir de ahmet kaya ve musa anter'in olduğu 2 sahne var.
insan keşke ben de görseydim de konser salonunun dışında dinleseydim diyor.

sanırım cemal için, kürt kimliğini kabul noktası otobüste kürtçe konuşan 2 işçinin otobüsten atılması oluyor, ya da lenin'den, musa anter'den yatakhanede gizli gizli okuduğu kitaplar.
filmin en acıklı sahnelerinden biri de cemal'in yine kendisi gibi doğu'dan gelip öğrenci hareketine katılan arkadaşı orhan'ın, polisten kaçarken göğsünden kurşunla yaralanması ve daha sonra kafasına sıkılan kurşunla infaz edilmesi.

izleyecek olanlara da bir notum var; bazı yerlerde diyaloglar kürtçe, o yüzden alt yazılı bir siteden izleyin.
traviandaki yağma birincisi.
--spoiler--

(baskında yakalanan cemal ve arkadaşı nezarette, polislerin sordukları sorular hakkında konuşurlar.)
cemal: ...bir de ne sordular biliyor musun? "Hangi ulustansın?"
arkadaşı: sen ne dedin?
cemal: ne diyeceğim,kürdüm dedim.tabi peşine bir tokat...öbür polis de "sol yanağın küsmesin" diyip bir tokat da o indirdi.

--spoiler--
Zamanında 2008 di sanırım bursa ipekyolu film festivalinde izlemeye gitmiştik.
Yer bulamayınca yönetmen kazım öz ve yanındaki bir kişi ben ve bir başka arkadaşa yerini vermişti de başrol oyuncusucahit gök ve sinan bengier ile izlemiştik filmi.

üniversitede ilk yıllar ve ilk siyasi dönemlerimizdi.
Ne heyecanla izlemiştik türkiyede bir film festivalinde böylesine bir filmi izlemek pek rastlanan bir durum değildi.
Böyle realist yapımlara çok daha fazla ihtiyaç var.
bu kod adı taşıyan bir piç var.
piç kuruları kurumunun üyesi. (bkz: pkk)