bugün

Böyle bir davranış sergilemek ve söylemek Salaklıktır. Muhtaç olmamak için çalışmak başka. Fakat babanın gölgesi bile yeter adama. Babasına asi gelen insandan kendine bile hayır gelmez. Ergen psikolojisi bu.
benim dölümden fırladın benim paramı mı beğenmiyorsun len hayta diye cevap verilmesi söz.
Adama bişey olsa yine sana kalacak olan paraya senin paran demektir.
sonunu da düşünmek gereken eylem.

görsel
Aklı başında kimsenin söylemeyecegi soz. Ha boyle şerefsiz diyebildiginiz babalarin haricinde tabi. Onun dışında bir babani parasina da ilgisine de korumasina da 85 olsa ihtiyacı olur kişinin. Sinirle mirildanirsin ama ciddi ciddi yüzüne boyle bir konudma yaparsan o sözü yutar tükürdüğünü de yalarsın.
denebilir tabi, belli yaştan sonra asalak gibi baba parası yemek kişinin karakterini bile hiç eder. babana bile muhtaç olmayacaksın bu hayatta. hadi küçükken neyse ama belli bir yaştan sonra babana ihtiyacın kalmaması lazım ve babana bunu diyeceksin. sırf paran var diye artistlik yapma da diyeceksin, seni dinlemek zorunda değilim de diyeceksin. birey olmak bunu gerektirir. öyle baba eline bakmakla hayat ilerlemez.
Yaptığım eylem. Üniversite tercih zamanı memleket dışına çıkarsan para yollamam demişti. Buna rağmen yazmıştım istediğim yerleri. Komşu ildeki üniversiteyi kazandım o ayrı. Para mı? Tabi ki yolladı. Kıps.
Ode lan bu zamana kadar yaptigim harcamayi diye cevab alinabilir.
insanı olgunlaştıran eylem.
25 yıldır gölgesine bile muhtaç olmadım çok şükür.
büyük konuşmamak lazım bi bakarsın sahip olduğun her şey uçup gitmiş eğer ki büyük konuştuysan o zaman babana sığınmak daha da zor olur.
Üniversitenin daha ilk yıllarında yaptıgım. Hem okuyup hem calısmak göt istese de insana kendi kazandıgını harcama, kimseye baglı olmama vb durumlar özgürlük hissi verir. O yolda da ister istemez olgunlasır birey.
babanın ne dediğinizi anlamamasıyla sonuçlanacak olaydır.

(bkz: anlatım bozukluğu)

(bkz: dolaylı tümleç eksikliği)
Kyk yurduna başvuracaksın, dersin olmasa da her sabah okula gidip bana selfie atacaksın, her akşam saat sekizde yurdun sabit hattından beni arayacaksın, geçtiğin-kaldığın-hiç almadığın dersleri farklı renklerde gösteren ve okulla ilgili planlarını içeren bir mektup yazacaksın, yazın benim yanıma değil annenin yanına gideceksin ve orada çalışacaksın, ev eşyalarını ve hayvanlarını satıp dağıtacaksın anca bunları yaptıktan ve vizelere girdikten sonra yüksek not alırsan sana para yollarım, dedi sevgili babam. Geçen sene bu zamandı. Tamam dedim ya. O mektubu yazdım. Kykya başvurdum. Eşyalarım için ilan açtım. Hayvanlarıma zaten erkek arkadaşım bakardı. Bir of bile demedim.
Ertesi gün harç parası istedim. 22 yaşındayım ve çalışmıyordum da. Kyk ya başvursam da o sırada boşaltmamış olduğum için kira ve faturalarım gelmeye devam ediyordu. Hadi bunları doğru bulmadığı için destekte bulunmak istememiş olabilir ama insanım değil mi, yemek yemem gerekiyor en azından. 156.5 lira olan harç parasını tam tamına, evet buçuğuyla 156.5 olarak yolladı. Yine ses etmedim. Ders vermeye çalışıyor dedim. O dönem derslerim gerçekten felaketti ve okulum yine uzamıştı. Ki okuduğum bölüm için tercihleri de o yapmıştı ve benim hiç istemediğim başından belliydi ya, neyse.
Gidip bir iş buldum. kyk sonuçları da açıklandı, yedeklerde 200 küsürüncüyüm. O zaman yedek sırası gelene kadar evi boşuna boşaltmayayım, kalayım dedim. "Sen zaten oraya elin adamına metreslik yapmaya gitmişsin" cevabını aldım.
Bahsi geçen babam, öğrencisiyle evli ve çocukları var şu an. Benim sevgilim de başarılı bir üniversite öğrencisi aynı zamanda da kariyer yapıyor üstelik.
Eh, insanın bir limiti vardır. Kurdum bu cümleyi. Ayda 400lira için hayatım zindan olacağına gidip ayda 10 gün garsonluk yaparım, huzurum olur dedim.
Hayatımda verdiğim en doğru karardı. Baba var baba var arkadaşlar. Nasıl bir berberin, doktorun iyisi kötüsü varsa babanın da var. Her babaya saygı duymak şart değil. Babadan gelen para da bir şekilde kazanılır. Ha ama baba sevgisi eksikliği giderilir mi, onu bilemem.