bugün

bazı çocukların babalarına karşı kullandığı hitap şekli. ecnebiler daddy der. askerliğe kadar bu hitap kullanılsa da, belli bir yaştan sonra kullanımı abes kaçar.
babaların babası gibi bir tanımlamadır...
bir sylvia plath $iiri
çeviri yusuf eradam

Yok artık bir işe yaradığın yok
Tam otuz yıl zavallı
Kanı çekilmiş bir ayak gibi
içinde yaşadım senin kara kundura
Ancak bir soluk, ancak bir Hapşu.

Babacığım öldürmek zorundayım seni
Ben zaman bulamadan ölüverdin
Mermer gibi ağır, bir torba dolusu tanrı
San Fransisco ayıbalığı gibi kocamandı
Bir ayak tırnağın, iğrenç anıt,

Hele o çılgın Atlantik sularındaki kafan
Güzelim Nauset açıklarında mavi sulara
Fasulye yeşili akıtırdı.
Dua ederdim iyileşesin diye.
Ach, du.

Alman dilinde, savaş, savaş, savaş
Silindirinin yerle bir ettiği
O Polonya kentinde.
Herkes bilir bu kentin adını.
Polonyalı dostum

Bir iki düzine var diyor.
Bu yüzden nereye ayak bastın,
Kök saldın, hiç bilemem.
Hiç konuşamadım ki seninle.
Dilin yapıştı kaldı damağıma.

Dikenli tellere takıldı kaldı.
Ich, ich, ich, ich,
Güçlükle konuşurdum.
Her almanı sen sanırdım.
Hele o yüz kızartıcı dilin

Bir lokomotif, beni bir Yahudi gibi
Çuf çuf alıp götüren lokomotif.
Dachauya, Auschwitze, Belsene.
Yahudi gibi konuşmaya başladım.
Sanırım pekala bir Yahudi olabilirim.

Tyrolün karları, Viyananın temiz birası
O kadar da saf ya da gerçek değildir.
Çingene ninelerim ve acayip talihim
Ve fal kağıtlarımla, fal kağıtlarımla
Pekala ben de birazcık Yahudi olabilirim.

Hep korktum senden,
Luftwaffenden, lafı ağzında gevelemenden.
Ve o düzgün bıyığından
Hele masmavi Ari gözlerinden.
Hey Tankçı, Tankçı, Ah Sen

Tanrı değil, bir gamalı haçsın
Öyle karasın ki hiçbir gökyüzüne geçit vermezsin.
Her kadının gönlünde bir Faşist yatar,
Suratına yer tekmeyi, hayvan
Senin gibi hayvan, hayvandır kalbi.

Bendeki resminde
Karatahtanın önünde duruyorsun baba
Ayağın yerine çenen ikiye ayrık
Ama daha az şeytan sayılmazsın bu yüzden
Yoo, küçücük kan kırmızı yüreğimi

Isırıp ikiye ayıran adam sensin
Daha on yaşındaydım seni gömdüklerinde
Yirmimde ölmek istedim
Sana dönmek, sana dönmek istedim
Kemiklerim bile becerir sandım

Ama çıkardılar beni torbadan
Tutkalladılar, yapıştırdılar yeni baştan
O zaman anladım ne yapmam gerektiğini
Bir örneğini yaptım senin
Meinkampf bakışlı, işkence askısı

Burgu düşkünü karalar giymiş herif
Sonra evet dedim, evet, evet
işte böyle babacığım, sonunda işim bitti
Kara telefon kökünden kesildi
Kımıl kımıl sesler geçemez artık

Bir değil iki adam birden öldürdüm
Bana sen olduğunu söyleyen
Ve bir yıl doğrusunu bilmek istersen
Tam yedi yıl kanımı emen vampiri
Babacığım sırt üstü uzanabilirsin şimdi

Bir kazık saplı şişko kara kalbinde
Hatta köylüler bile sevmediler seni
Üstünde dans edip tepiniyorlar şimdi
Sen olduğunu hep biliyorlardı
Baba, babacığım, alçak herif, seninle işim bitti
Babişko

Yapmazsın artık,
Yapmazsın. Bir hapşırık
Ya da soluk alış benim için cesaret işi.
Ey yoksul ve beyaz, bir ayak gibi
içinde otuz yıl yaşadığım siyah papuç.

Babişko, seni öldürmek zorundaydım.
Sen kendin öldün, ben zaman bulamadım -
Mermer misali ağır, bir çanta dolusu Tanrı,
Tiksinç anıt, tek bir boz tırnaklı,
Bir Frisco foku kadar endamlı.

Ve hilkat garibesi Atlasta bir kafa
Akıtır yeşil fasulyeleri maviliklere,
Güzelim Nauset açıklarındaki sulara.
Dua ederdim kendine gelesin diye.
Ach, du.

Alman dilinde, o Lehistan şehrini
Ezerek yamyassı etti
Savaşlar, savaşlar, savaşların merdanesi.
Fakat o şehrin adı sıradandır.
Leh dostum diyor ki

Bir ya da iki düzine vardır.
Yani asla söyleyemem nereye
Koyduğunu papucunu, tohumunu,
Seninle hiç konuşamadım.
Çeneme saplandı dilim.

Dikenli tellerin tuzağına saplandı.
Ich, ich, ich, ich,
Handiyse konuşamıyordum.
Her Almanı sen sanıyordum.
Ve o tiksindirici lisan

Bir lokomotif misali, bir lokomotif gibi
Çufçuflayarak Dachauya, Auschwitze,
Götürüyordu beni Belsene, bir Yahudi misali.
Konuşmaya başladım bir Yahudi gibi.
Sanırım pekala olabilirim bir Yahudi.

Tirolun karları, Viyananın berrak birası
Ne o denli saftır ne de gerçeğin aslı.
Çingene atalarımla ve tuhaf talihimle
Ve Taroc iskambil destemle ve Taroc destemle
Biraz Yahudi olabilirim.

Hep korktum senden,
Luftwaffe oluşundan, karmaşık belâgatından.
Ve o düzgün bıyığından
Ve o parlak mavi Aryan gözlerinden.
Panzer-adam, panzer-adam, Hey Sen;

Tanrı değilsin fakat bir gamalı haçsın
Öyle karasın ki bütün gökleri boğarsın.
Bir Faşiste tapar her kadın,
iner yüze çizmesi o hayvanın,
Senin gibi hayvandır yüreği o hayvanın.

Babişko, durursun karatahtanın önünde,
Bende bulunan o resminde,
Ayağın yerine, çenen ikiye ayrıktır
Ne ki daha az şeytan sayılmazsın, hayır
Benim kıpkırmızı yüreğimi ısırıp ikiye bölen

O karanlık adamsın tastamam.
Seni gömdüklerinde on yaşındaydım.
Yirmisindeyken ölmeye çalıştım
Ve geri dönmeye, geriye, sana dönmeye.
Yapabilir diye düşündüm kemikler bile.

Ama çıkardılar beni çuvaldan,
Ve zamkladılar parçalarımı tekrardan.
Ve anladım ne yapılması gerektiğini.
Yaptım senin bir modelini.
Ve raflarla vidalara duyduğu sevgisini

Kara giysilerde taşıyan Meinkampf bakışlı bir adam.
Ve dedim ki, yapabilirim, evet.
Yani babişko, nihayete erdim nihayet.
Kara telefon kesildi kökünden.
Kıvrıla kıvrıla geçemez artık sesler.

Birini öldürmüş olsaydım, öldürürdüm iki kişi;
Ve bir zaman boyunca kanımı içti,
Öldürürdüm sen olduğunu söyleyen vampiri.
Yedi yıl boyunca, eğer bilmek istersen.
Babişko, artık sırt üstü uzanabilirsin.

Bir kazık o şişko kara kalbine,
Ve köylüler hiç sevmedi seni.
Dans edip tepiniyorlar üzerinde.
Hep biliyorlardı sen olduğunu.
Babişko, babişko, bok herif, işim bitti seninle.

Sylvia Plath (1932-1963, ABD)
Çeviren: ismail Haydar Aksoy
babacığım - sylvia plath
(çeviri: tezini sylvia plath üzerine yapmış bir ingiliz dili ve edebiyatı öğrencisi)
Babacığım

Yapma,Yapma.
Artık siyah ayakkabı yok,
içinde bir ayakmışım gibi yaşadığım,
30 yıl boyunca,sefil ve beyaz
nadiren nefes almaya ya da hapşurmaya cesaret edebildiğim.

Baba,seni öldürmek zorundaydım,
Ben buna zaman bulamadan sen öldün-
Ağır-mermerden,koca bir çanta dolusu tanrı-
Gri bir tırnağı olan iğrenç bir heykel
San Fransisco fok balığı gibi devasa.

O tuhaf Atlantik sularındaki başın
Fasulye yeşili dökerdi
Güzelim Nauset açıklarına.
Tanrıya dua ederdim iyileştirsin diye,
Seni,ah..

Alman diliyle,
Savaş,savaş,savaş
silindirlerinin yerle bir ettiği
bir Polonya şehrinde
Bu şehrin adını herkes bilir
Polonyalı arkadaşım öyle diyor

Bir iki düzine kadar varmış.
Bu yüzden nereye ayak bastın,nereye kök saldın
Hiç bilemem
Seninle hiç konuşamadım ki
Damağıma yapışıp kaldı dilim

Dikenli tellere takılıp kaldı
ich,ich,ich.
Çok zor konuşabiliyordum
Her Alman'ı sen sanırdım
Hele o korkunç dili

Bir lokomotif,
Beni bir Yahudiymişim gibi alıp çuf çuf götüren bir lokomotif.
Dachau'ya,Auschwitz'e,Belsen'e...
Yahudiymişim gibi düşünmeye başladım,
Sanırım pekala bir Yahudi de olabilirim.

Tyrol'ün karları
Viyana'nın saf birası gibi
Temiz ya da gerçek değildir.
Çingene atalarım,tuhaf kaderim
Ve Tarot kartlarımla,Tarot kartlarımla
Biraz Yahudi olabilirim.

Her zaman senden korktum
Hava kuvvetlerinden,lafı ağzında gevelemenden
O düzgün bıyığından
Ve o kupkuru gözlerinin parlak mavisinden
Seni tankçı,tankçı...

Tanrı değil,bir gamalı haçsın sen
Hiç gökyüzüne geçit vermeyecek kadar karasın
Her kadın bir faşiste aşık olur
Sert yüzüne,Sert...
Senin gibi kaba birinin vahşi kalbine.

Kara tahtanın önünde duruyorsun,babacığım
Bendeki fotografında
Ayakların yerine çenen ikiye ayrılmış
Ama bu yüzden daha az şeytan sayılmazsın,hayır
Daha az şeytan değilsin o siyah adamdan,

Küçük kırmızı kalbimi ısırıp ikiye ayıran.
Seni gömdüklerinde ben on yaşındaydım
Yirmi yaşımdaysa ölmeyi denedim
Ve sana dönmeyi,dönmeyi.
Kemiklerim bile bunu yapar sandım.

Ama beni kefenden çıkardılar,
Tutkalla geri yapıştırdılar parçalarımı
Ve o zaman ne yapmam gerektiğini öğrendim,
Bir modelini yarattım senin,
Karalar giymiş bir adam,Meinkampf bakışlı

Eziyet etmeye ve uçkuruna düşkün
Ve sonra evet dedim,evet,evet.
Babacığım,işte böyle,sonunda bitirdim.
Kara telefon kökünden kesildi,
Korkak sesler artık iletilemez.

Bir adam öldürdüm,ikincisini de;
Sen olduğunu söyleyip
Bir yıl,doğrusunu istersen yedi yıl,
Boyunca kanımı emen vampiri de.
Babacığım şimdi geri yatabilirsin.

Tombul siyah kalbine saplanmış bir kazıkla.
Köylüler bile hiç hoşlanmadılar senden
Şimdi üzerinde dans edip tepiniyorlar.
Sen olduğunu hep biliyorlardı.
Babacığım,babacığım,seni pislik herif,
Seninle işim bitti.! *
türk lugatında böyle bir kelime yoktur, uydurmayın.
konuşmayı öğrendiğim günden bu yana söylemek için can attığım, çeyrek asırdır söyleyemediğim ve babam ölene kadar da söyleyemeyeceğimi düşündüğüm kelime. lugatda böyle bir kelime varmış yokmuş umurumda değil. o ölmeden bir kere söyleyebilmeyi çok isterdim be sözlük. Ne kadar acı olsa da ancak mezarının başında söyleyebilirmişim gibi geliyor.
tiki rakımı arttıkça a'ların incelmesi sonucu bıbıcığım şeklinde telaffuz edilen hitap şekli. bu hitabı takip eden isteklerin 3 vakte kadar gerçekleşmesi rivayet olunur ki, günahı vebali boynunuza. tiki değilseniz denemeyin. "hanım senin oğlan ipne olmuş" şeklinde, aile ilişkileri açısından tatsız sonuçlanabilecek, son derece rahatsız hadiseler vuku bulabilir.
genelde babalarının kendilerini çok sevdiğini bilen, şımarık kız çocuklarının kullandığı bir hitap şeklidir. oyunu yarıda bırakıp, elinde poşetlerle işten dönen babaya, babacıııım diye koşup, boyunlarına atlarlar. aynı sahne sizin ancak rüyanızda gerçekleşir, başrollerde babanız ve siz.
....................
belki de tanrıydı babam,
bir ölüden oyduğum...
(selim temo)
baba candır; bu nedenle bu sözcük, güzel olduğu halde sevgiyi tarife yetmemektedir.
bir babanın birgün evladından duymak için can attığı sözdür.
Kaç yaşında olursa olsun bir babanın evladından duymaya can attığı samimi hitaptır...
türk filmlerinde geçiyorsa eğer; öncesinde baba duyulur. şöyle ki;

-baba, babacığım.
(bkz: ama babacığım)
hep söylemek istediğim fakat; babamın sert mizaçlı olmasından ve işi nedeniyle babalık duygularını bana yansıtamamasından dolayı söyleyemediğim kelime. içimdeki ezikliktir aslında. ölmeden önce söyleyebilirmiyim diye düşünürüm kimi zaman. aslında zor değildir. ama işte alışkanlık. boynuna sarılıp babacığım demek gerçekten güzel bir duygu olmalı.
Kemal Atatürk'tür.

Bu harflerle, bu sözlüğe yazmakta, yazabilmekte olan herkesin bilmesi gereken budur.
Burdaki her insan evladı onun mirasını yemektedir.
Hakaretler sürdüğü sürece bileceğiz ki, bu gerçek yaşamaktadır.
bizimkilerde kapıcı cafer'in yandan çarklı'ya hitap şekli. papağan da buna müteakip babacım, halil pazarlama diye tekrarlardı.
(bkz: babacım)ın doğru yazılmış hâli.
babam bana da milyonlarca dolar verse ben de babacıımm derim her daim elhamdülillah.
http://galeri.uludagsozlu...4%B1%C4%9F%C4%B1m-590887/
bilal oğlan hitabı.
hayatım boyunca kullanmadığım ve kullanmayacağım ve de kullanamayacağım tek kelime.
başı sıkışınca babacığım, başı rahat ise baba.
paşa babacığım şeklinde tamamlanmalıdır.

http://www.zaplat.com/vid...Baba_Babacigim_Tosun_Pasa
nefret edilesi hitap sekli.

babama Babacigim dedigim gun, ben eski ben degilimdir. Gömün beni.