bugün

3 harften oluşup belki de yeryüzündeki insanların yarısnın aynı anda mına koyan en büyük kitle imha silahı.
önüne gelenin bir tanım yapıştırdığı tanımsız duygu.
duruma göre iki renge sahip olgu.

biri rengi krem rengine yakındır, çoğu zaman beyazdır. genelde güzel kokar, yumuşatıcı gibi. hep koklamak ister insan.

diğeri rengi kahverengi, koyu kahvedir. bok gibi kokar ve bünyede sifonu çekme isteği uyandırır.
geceleri leb i derya bir bankta sevgiliyi, aşık olunan kişiyi düşünüp imkansız olduğunu bile bile hayaller kurmaktır. en karanlık geceyi toz pembeye çevirmektir. bütün bunları ufacık bir kalbe sığdırmaktır aşk. ağlamaktır kimi zaman, gülmektir zaman zaman.
bir erkeğin koltukaltında denizin kokusunu duymaktır.

bir kadının dudaklarından meyve tadı almaktır.

bir kadınla bir erkeğin gözlerinde sessiz, sözsüz benimle kal yakarışını görmektir.
bir nevi delilik hali, yokluk gibi bir his. yarım olmak, azalmak, bir türlü tamamlanmamak.
beynin tatmin mekanizmalarından birisi. sevgiliyi hep görmek istemek, ona hep dokunmak istemek ona hep güzel sözler söylemek istemek, ondan da bu duyguların karşılığını almak istemek vucut da üretilen başlıca 2 hormonun eseridir. sevgili için acı çekmek hatta ölmek istemenin dahi nedeni beynin aşk ismini verdiğimiz duyguya olan doyumsuzluğudur.

(bkz: oksitosin)
(bkz: serotonin)

şemsettin sami ye Taaşşuk-u Talat ve Fitnat'ı yazdıran, genç werther i tarifsiz acılar içinde ölüme sürükleyen, romeo nun dudaklarında ki zehiri juliete tatdıran da budur.
kimseyi takmamaktır.
insann hayata bakışını, sihirli değnek değmişçesine değiştiren duygu. bir tür mucize.
konser çıkışı arabayla evine kadar götürdüm onu. ayrılırken bu defa ben öptüm yanağından. sonra kendimi sarhoş gibi sokaklara vurdum. çatlak sesimle bildiğim bütün türküleri bağıra çağıra söyledim. bir iki pencere açıldı:
-oha... oha...
diyenler oldu. saat gecenin kaçı acaba? zamanı unutmak buna derler işte. aşk heralde !
dünyanın yönetim biçimi. ülkmzide her ne şekilde olursa olsun her filmde, dizide karşımıza çıkan, çıkarılan olgu.
dertsiz başa dert almaktır.
kendi yansımanızı sevmektir.
birisine kendinizi sürekli düşündürecek, ilgilendirecek kadar sevmek ego tatminidir.
yoksa filmlerdeki, kitaplardaki ya da sizin kafanızdaki gibi bir aşk olmuş olsa; bir kere olurdu, karşılıksız da olurdu, dokunmadan da olurdu, görmeden de olurdu. Olurdu bir şekilde, en ağır koşullarda..
ama olmuyor. Bir kere ile kalmıyor bu aşk, teninde hissedememeye dayanamıyor, karşılık görmeyince sinirleniyor, kinleniyor.
demek ki neymiş; bir başkasına kendimizi sevdirebilmemizi sevmekmiş aşk.

evet bu kadar da egoistim.
hayata bakış açının 360 derece dödüren kendini tanımayacak şekilde değiştirebilen en önemlisi asabi insanı bile yumuşata bilecek yumuşak insanı asabileştiren şeydir.hayvan misali ormandan alınan yabani hayvanı yani erkeğin veya kızın aynı şekil hayvan sahibi tarafından eğitilerek zararsız mahluk işleminde bulunması gibi erkeğin kızı, kızın ise erkeği değiştirebilecek yeteneği olan kendi özgüvenini kaybedebilecek kadar esir duruma düşürelebilen duygu.
her şekilde yanıtı olabılecek soru. çünkü bilinmemesi en nadir olan şeylerden biridir. hiç bir şekilde göz ardı edilemez. en zıt karakterde bile...
ama niye böyle? ne oldu da, bu duygu silsilesi insanlığın başlangıcından beri bu kadar tuttu? sırrı neydi?
aşk şudur, aşk budur" değil olay.
her bünyenin değişik bir stili var ve aslında olay, sizin onu nasıl yaşadığınızdan ibaret. şimdi. *
Hayatımdaki vazgeçilmez olan insanın adı...
elma sekeri gibidir, en sonunda elinde sapla öylece kalıverirsin..

(bkz: haybeden gerceküstü ask)
olana kadar nefret edilen, tiksinilen.. olduktan sonra ise tapılan fakat lanet edilen hadise.
eğer inanılırsa gerçek olduğuna ayrıldıktan sonra bile hala aynı şeyleri yaşayacağımı bilsem yine severdim demek. pişmanlık yaşamamaktır
aşk 6.hissin tam vardiya çalışmasıdır.
görmeden, konuşmadan, gözlerine bakmadan ruhunu okumaktır maşuğun...
ağlaması henüz bitmiş ve aniden gülmeye başlamış bir çocuğun yanağındaki gözyaşıdır..
almanya türkiye maçının en önemli pozisyonu sırasında çalan telefona cevap vermektir bazen..
üç gün bekledi ölüm aşk düştü toprağa

sözüyle aşkın da ölebileceği ifade edilmektedir.
denizin içindeyken denizi anlayamam. ben de artık deniz olmuşumdur çünkü. denizin dışını da, içini de anlayamam.

aşk denizdir.
somutluktan soyutluğa giden uzun ince bir yoldur..