bugün

açlıktan kırılan bir ülkede, futbol delisi olup tirübünleri boş bırakmayan, evde yiyecek ekmeği yokken kredi kartına 12 taksitle son model cep telefonu alan, alem ne yaparsa yapsın ben önümdekine bakarım zihniyetiyle yaşayan insanların rahatsızlık duymayacakları durum, daha da iyisi o günlerde tatil olması ayrı bir güzelliktir kendileri için..bayram gelmiş neyime.
milli bütünlüğü gözardı ederek boğaz derdine düşen insan, süldesi kesiktir.
yanlistir. acliktan kirilan bir ulke dindar olmalidir. hastaneler, okullar yerine camiler ve kuran kurslari yapilmali. ha yapilmali diyorum da yapilmis zaten. 353 kisiye bir cami dusuyor turkiye'de. ya bu "kemalizm, laiklik yuzunden geri kalduk" yalani da iyice moda oldu.
açlıktan kırılan bu ülkenin duygusal insanları keşke;
first lady lerinin binlerce dolarlık giyim kuşam'a olan merakını eleştirebilseydi. çankaya köşkü'nün sadece ego tatmini sağlansın diye trilyonlarca liralık bakım onarımını eleştirebilseydi. koca koca üniversite mezunları işsiz gezerken, daha dün bursla okuyan çocukların para sıçmasına, ilk 500 şirket arasına girmesine eleştirel bir gözle bakabilseydi..
bir de bu milli bayramlar ne boktan bir şeymiş arkadaş, ülke ekonomisinin içine ediyor. napıyonuz olm bu bayram kutlamarında da benim haberim olmuyor.
milli duyguların açlık, geçim sıkıntısı, hastalık vs dinlemediğinin kanıtıdır.
bu ülkenin refah seviyesinin düşmesinin 'milli bayram kutlamak' ile hiçbir bağlantısı yoktur. refah seviyesi ayrı, milli bilinç ayrı bir olgudur.

ülkenin refah seviyesinin düşmesine yüzlerce sebep sayabiliriz, örneğin ekonomimizin dışa bağımlı hale 'getirilmesi', anlamsız yere imf'ye borçlandırılmamız, ekonomik-sosyal yatırımlar yapmak yerine din-iman söyleminden başka bir halt üretemeyen amerika kuklası bir iktidar vs vs...

farklı etnik kökenlere sahip milyonlarca insanın bir milli bilinç etrafında toplandığı ülkemizde, milli bilincimize sahip çıkmak için karnımızın tok olup olmamasına bakmak yersizdir. Bu ülkeyi canlarını feda ederek bizlere emanet eden atalarımızın yokluk-yoksulluk dinlemeden mücadele verdiklerini hatırlatmak gereklidir bunu unutanlara.
sol taraftan anladığım kadarıyla açlıktan kırılan bir ülke, sevişmekle kafayı bozmuş. bozmakla kalmamış kıçıyla beyni yer değiştirmiş.
(bkz: sokokta kıçını kaçıyıp koklayan insan) adı altında açılan başlık eminim ki milli bayram kutlamayla alakalı başlıktan daha çok entry alacaktır.
bugün guruldayan bir mideye sahip olunmasına vesile olan meşakatli bir sürecin, cumhuriyetin ilanı ile son bulmasının tüm dünyaya haykırıldığı tarihin bayram olarak kutlanmasını eleştirmesi ile, aslında zihniyetinin aç olduğu anlaşılan insan söylemi.
ne yapacaktık arkadaşım diye sorarlar insana. doğuda dağlardaki şerefsizlerin eline kozmu verelim yani? herzaman birlik içinde olduğumuzu, bütünlüğümüzü kimsenin bozamayacağını göstermemiz lazım dağdaki o..çocuklarına.
(bkz: ay ben gülerim)

habeşistan'da gerçekleşen durumdur.

öyle g.te böyle yar.ak :

(bkz: açlıktan kırılan ülkede camii yapmak)
(bkz: açlıktan kırılan ülkede ezan okumak)
(bkz: açlıktan kırılan ülkede sözlüğe girmek)
(bkz: açlıktan kırılan ülkede bilgisayara sahip olmak)
(bkz: açlıktan kırılan ülkede orospu çocuğu olmak)
açlıktan kırılan bir ülkede dini bayram kutlamaktan daha ucuz olan eylemdir. zira kurban, şeker, fındık fistan, bunlar pahalı şeyler.

(bkz: öyle mantığa böyle açılım)
(bkz: bayram açılımı)
bu ülke açlıktan kırılıyorsa bu milli bayram kutlamamayı gerektirmez.bu nasıl bağdaştırmadır?bu ülkenin halkı eğer aç ise onları aç bırakanlara vermesin oyunu. açız diye bağırıp ilk seçimlerde yine aynı adamlara oy veriyor bu millet. bir çuval kömüre, pirince, mercimeğe oy veriyor bu millet. sonra bir dahaki seçimlere kadar aç kalıyor tabi. bu ülkenin aç halkı milli bayramını kutlayacak. bilinçlenecek. niye kutladığını bilecek. aç kalmayacak. çalışacak. koltuk sevdalılarının oyuncağı olmayacak. televizyonlarda vıdı vıdı bağırıp ağlayacağına,nerde bu devlet diyeceğine kaypaklık etmeyip bir torba pislik kömüre oy vermeyecek. söyleyin şimdi hangisi doğru? milli bayram kutlamamak mı yoksa kaypaklık etmek mi? iki yüzlülük mü yapmak?
hiçbir şey engel olamaz milli bayramımızı kutlamamıza.
(bkz: battı mı)
kurtuluş savaşı'ndan yeni çıktığımız zamanda halkın açlıktan bırak kırılmayı telef olduğu zamanlarda çoşkuyla ve milli bilinçle bayramları kutladığı düşünülürse; günümüzde de kutlamak kadar daha doğal ne olabilir ki?

ancak sorun; şimdiki milli bayramlar eskisi kadar ilgi görüyor mu? milli duyguların kabarması için illa aç mı olmamız gerekir, bir savaştan mı çıkmış olmamız gerekir?
aptallık olabilir.
bağımsızlığımız olsa, huzurumuz olsa kutlamak mantıklı olur da, elimizde cumhuriyet mi var ki kutlayalım..
"milli bayram"ların parayla doğru orantılı kutlanılmasının saçma olduğu düşüncesiyle gayet mantıklı olan bir eylemdir. Garip olan durum şudur Milli bayramlar Milli bilinçle kutlanır biz sanırım onu kaybettik stadlarda toplanıp geçit törenini alkışlıyoruz, facede msnde bayrağımızı avatar yapıyoruz ve bir sonraki gün herşeye kaldığımız yerden devam ediyoruz keşke her gün aynı bilinçle davranabilsek, 1 günlük değil ömüürlük...göstermelik değil içten gelerek...
o zaman cem yılmaz dan gelsin:

-o ona enerji verecek ki gidecek.
(bkz: başlığı açmaya pişman olmak)
açlıktın kırılan bu halkın, açlıktan kırılma anına gelene kadar bu milli bayram tatilinde belki oturup nerede hata yaptık ulan biz demeyi akıllarına getirmesi beklenen ama bunun sadece hayalde olabileceği bilinen bir durumdur. milli bayramın kimseye zararı olmaz. kutlamasak halk doyacak değil. zaten bu milli bilinç olsa azıcık, belki halk bu kadar aç olmaz. ulan 70 küsür yıldır bizi bu adamlar nerelere sürüklemişler diye bir düşünür. özhan canaydından beteriz anasını satayım halk olarak.
dini bayram kutlamak kadar gereksizdir.
millete gerçek anlamda bayram yaptıracak refahı sağlayamayan ülkelerin başvurduğu geçici narkoz hali.
refah içinde yaşayan insanların, yine kendine faydalı bir şekle dönüştürmesine zemin hazırlamasıdır.

bugün 23 nisan ya, hepimiz neşe dolmaya çalışırken, gerçekleri görmezden gelerek ancak bunu yapabiliyoruz. 23 nisan öncesi, stadyumda prova yapan öğrencilerin sıkıntılarından haberiniz var mı? ya da, 23 nisan töreninde çocuğunun giyeceği kıyafetin parasını vermekte zorlanan ailelerin çektiği çileden?

çocuk bu, arkadaşlarından geri kalmak istemez ve hiç bir anne-baba da çocuğunun bu sebeple eziklik hissetmesini, üzülmesini istemez. işgüzar öğretmenler de, bu gibi bayramları kendi başarısı gibi göstermek için abartılı ve fahiş fiyata mal olan kıyafetleri öğrencilerin alması için zorlar. sebep ne peki? her sene farklı kıyafet diktirilerek yapılan gösteri kime ne sağlıyor? her bayramda olduğu gibi protokolün keyfi için yürütülen çalışmalar bu bayramda da hızını kesmedi. konuştuğum bir çok ebeveyn, çocuğunun 23 nisan'da giyeceği kıyafetin parasını nasıl bulup da vereceğini kara kara düşünüyordu. çocuğa "hayır sen katılma" demek de olmaz ki, çocuk bu; nasıl anlasın maddi sıkıntının milli bayrama etkisini. ama bu bayram da bir şey değişmedi. yine pahalı kıyafetlerle çocuklar stadyumları doldurdu. yine protokole gösteri yapıldı ve yine onlar tören sonrası kokteyl için pahalı arabalarına binip tören alanından uzaklaştılar. çocuklar da anne ya da babasının elinden tutup evine gitti. sizin çocuk bayramı anlayışınız bu mu?!
ölelim mi? tabi ki kutlayacağız.
Isi olan 88% lik kismi hesaba katmayan insanlarin ortaya attigi laftir. Kimse acliktan kirilmiyor beyefendiler. Pek muhterem basbakanimiz da soyledi. bu ulkede 88% oraninda is sahibi insanlar var. pek ala onlar kutlayabilirler bu bayrami. issiz olanlar da artik 'ya nasip!' deyip onumuzdeki yillar icin umutlarini korusunlar.
maden kazasında ölen işçiler için 'ne yapalım kader' diyen başbakan yönetiyor bu ülkeyi buna sesiniz çıkmıyor nedense.