bugün

azhab suresi 50. ayet: "Ey Peygamber! Biz sana mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah’ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunan kadınları; seninle beraber hicret eden, amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını ve teyzelerinin kızlarını sana helâl kıldık. Ayrıca, diğer mü’minlere değil de, sana has olmak üzere, mehirsiz olarak kendini Peygamber’e bağışlayan, Peygamber’in de kendisini nikâhlamak istediği herhangi bir mü’min kadını da (sana helâl kıldık.) Mü’minlere eşleri ve sahip oldukları cariyeleri hakkında farz kıldığımız şeyleri elbette bilmekteyiz. Bütün bunlar, sana herhangi bir zorluk olmaması içindir. Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir"
bi atestin müslümana karşı tez olarak kullanabileceği ayettir. tüm zaman olgusuna ve tüm dünya insanına gönderilmiş bir kitapta böyle bir ayet geçmesi çok akıl alır değil. allah kendisiyle ilişkisi ve iletişimi bu kadar güçlü olan birisine hitaben nasıl olur da sadece o an için ve bir kişi için geçerli olan bir olayı tüm dünya'ya mal olacak bir kitaba yerleştirir? kısaca ben kuran'ı açtığımda bu ayeti gördüğüm zaman bana ne ders verebilir?
bana göre peygamberin, amacından çıktığı ayettir.
not: dinlerin insanlar tarafından iyi amaçlarla oluşturulduğunu düşünüyorum.
ayetin meali diyanet işleri başkanlığından alınmıştır.
ayetin tesfiri şu şekildedir. "Ey Nebî (Peygamber)! Muhakkak ki Biz, ecirlerini (mehirlerini) verdiğin zevcelerini ve elinin (altında) malik olduğun, Allah'ın ganimet olarak sana verdiği (cariyelerini) helâl kıldık. Ve seninle beraber hicret eden amcanın kızları, halanın kızları, dayının kızları, teyzenin kızları ve nefsini Nebî (Peygamber) için hibe eden ve Nebî'nin (Peygamber'in) de onu almak istediği mü'min kadınları, (diğer) mü'minler hariç, sana özel olarak (helâl kıldık). Onlara (diğer mü'minlere) zevceleri ve ellerinin (altında) malik oldukları (cariyeleri) konusunda neyi farz kıldık, Biz biliriz. (Bu), senin üzerine bir zorluk olmaması içindir. Ve Allah, Gafûr'dur (mağfiret eden), Rahîm'dir (Rahîm esmasıyla tecelli eden).
Peygamber efendimiz vasıtası ise bizlere telkinde bulunan ayettir.
hz. peygamber’in amca kızı, hala kızı, dayı kızı veya teyze kızı ile evlenebileceği vurgulanmıştır. bu durum ise insanların bu derecedeki yakınlarıyla evlenebileceklerine bir işarettir.
ayrıca savaş esirlerinden olan cariyelerle de evlenilebileceği vurgulanmıştır.
kendisini peygamber efendimize hibe eden bir kadını Peygamber Efendimiz'in nikah etmek istediği taktirde ona eş olarak vermesi nikah işlemini bir zorunluluk haline getirir. yani resmiyette nikah şarttır. bu peygamber dahi olsa şarttır.
neresini yanlış anladınız bilemedim ki bu ayetin?
bu ayette bütün kadınlar sana helaldir denilmektedir ama birtek sana.
müslüman erkeklere en fazla 4 kadın helal kılınmışken peygambere limit koyulmaması kafaları karıştıran durumdur.
edit : mesele mehirsiz olması değil, mesele limit.
müslüman erkeklere en fazla 4 kadının helal kılınması, peygamber efendimize limit konulmaması peygamber efendimizin peygamberliğinin en büyük delillerdendir.
ayrıca ayette geçen kadınların, genç olmadıkları ve doğurganlıklarını kaybettikleri dönemi bilenler için malumdur.
burada amaç peygamber efendimizin "koruyuculuğuna" alınması ve "emirleri diğer kadınlara tebliğ etmesi" gereken kadınların varlığıdır.
akıllara gelen ve düşündürülerek fitne çıkarılmaya çalışılan konu; bir erkek için oldukça zordur ve adalet içinde yapılması neredeyse imkansızdır.
buradaki konu biyolojik değil sosyolojiktir.
kadınlara tebliğ etmek için herkesle evlenmesi gerekmezdi. üstelik bir kadını koruyuculuğuna almak için onunla evli olman gerekmez. üstelik hz ayşe ve en az yarısı hz muhammed ile evlendiğinde doğurganlığını yitirmiş değildi. allahın peygamberi zor durumda olan kadınları korumak için bir ev yaptırıp kapısına nöbetçi koyabilirdi. fakat o korumak için evlenmeyi tercih etti.
peygamberimiz akıllara gelen sebepler nedeniyle evlenmiş olsaydı çocuklarının sayısını bilemezdik.
peygamberimizin evliliği sosyolojiktir.
çünkü; peygamberimizin dini emirleri herkese ulaştırması gerekiyordu. erkekler için problem yoktu ancak kadınlar için bu görevi hanımları üstlenmiştir. bir ya da dört hanımı ile bu işi yapamayacağı için evliliklerinin sayısı artmıştır.
zira islamiyette bir erkeğin bir kadın ile nikahsız olarak yaşaması haramdır.
kadınların akıllarına gelen her soruyu peygamberimize soramayacağı malumdur.
kime soracaktır peki?
peygambere en yakın olan kadına.
kimdir bu kadın? peygamberin hanımıdır.
eğer peygamberimizin bir hanımı olsaydı ve bütün sorular o hanımına gelseydi o hanımı bu sorunun altından kalkabilir miydi? cevap malumdur.
bu sebeple doğurganlığı olmayan ve bakıma muhtaç kadınlar peygamberimizin terbiyesi ve eğitimi ile aldıkları bilgileri diğer müslüman kadınlara iletmişlerdir.
allah'ın peygamberi zor durumda olan kadınları korumak için ya onlarla evlenmiş ya da bekar müslüman erkeklerle evlendirmiştir. tek başına yaşayan dul bir kadına bugün nasıl bakıldığını hatırlatmamıza gerek yok sanırım.
peygamber efendimizin hanımları ile ilgili bir kaç cümle:

1. hazreti hatice:

peygamberimizin ilk hanımıdır. evlendiklerinde peygamberimiz 25, hatice efendimiz de 40 yaşındadır. Onun, Hz. Peygamberin yanındaki yeri, diğerlerinden biraz farklıdır. Dini tebliğde O’nun yanında olmuş, bütün insanların terk edip, O’nunla alay ettiği bu dönemde peygamberimize teselli vermiştir.

2. hazreti Sevde binti Zem’a:

Bu hanımı da ilk Müslümanlardandır. Kocası Habeşistan’a yapılan hicretten sonra vefat etmiş olup, kimsesiz kalmıştı. peygamberimizle evlendiğinde 55 yaşındadır.

3. hazreti Aişe:

peygamberimizin bakire olarak evlendiği ilk ve tek kadındır. Hz. Ebubekir’in kızıdır. peygamberimizle evlendiğindeki yaşı konusunda ihtilaf çıkarılmaya çalışılsa da konu uzun olduğu için değinilmeyecektir.

4. hazreti Hafsa binti Ömer:

hazreti ömer'in kızıdır. Kocası Bedir Savaşı’nda şehit edilmiş ve dul kalmıştır.

5. hazreti Zeynep binti Huzeyme:

peygamberimizin Hafsa’dan sonra evlendiği kadındır. Bedir’de şehit edilmiş olan, Ubeyde b. Haris’in dul hanımıdır. Yalnız başına ve kimsesiz kalan bu mübarek kadının yaşı da peygamberimizle evlendiğinde 60’tır.

6. hazreti Ümmü Seleme:

eşi uhud savaşında şehit edilmiştir. peygamberimizle evlendiğinde peygamberimiz 60 yaşındadır. hazreti Ümmü Seleme de Hazreti Ayşe gibi dirayetli bir kadındır.

diğer altı hanımı için de bir zahmet gogıla bakıverin.
(bkz: ayetler var ayetler)

bu ayetin meali kısaca muhammed bütün istediği kadınları eş olarak alır. akraba falan farketmez. 4 tane, 5 tane alayına gider.

inanmayan açsın okusun.

http://www.kuranmeali.org...urani_kerim_mealleri.aspx
güldüren ayet-i kerime.
daha surenin isminin bile yanlış yazılmasından, mevzunun abuk sabuk mecralara kaydırılmaya çalışılacağı anlaşılabilecek bir tartışma ortamını akla getirir.
Aradığınız - azhab suresi 50. ayet - ile ilgili hiçbir arama sonucu mevcut değil.

Öneriler:

Tüm kelimeleri doğru yazdığınızdan emin olun.
Başka anahtar kelimeleri deneyin.
Daha genel anahtar kelimeleri deneyin.
Daha az anahtar kelime deneyin.

özenti ateistleri alkışlarla sahneye davet ediyoruz. kur'an-ı kerim'i eline almadan ateist olan ergenler cemiyeti açılış yapıyormuş, duyduk uğrayalım da ibret alalım dedik. (bkz: ahzab suresi)
surenin isminin yanlış ismi olması önemli değildir. içerik önemlidir. müminlerin içeriğe yorum yapmalarını beklerdim. nasıl kıvıracaklarını ciddi manada merak etmekteyim.

(bkz: ahzab suresi 50 ayet)
Surenin isminin yanlış olmasi, eleştiri yapan kişinin Konuşmak icin konuşan, içi boş fikirlerle dolu bir insan olduğunu göstermesi açısından önemlidir.
alemlere nur olarak indirilmiş bilgi kaynağımızda neden böyle bir ayet var? bana tanrının evrensel mesajı hz. muhammed'in cinsel hayatı mıdır? sadece kendinne mümkün kılınan böylesi bir mesajdan biz insanlar olarak ne almalıyız? ctrl +a yapsın, bütün kadınları seçsin, biz de kurtulalım.
Azhabım bozuldu. Güldürmeyin ateist ezikler. Daha surenin ismini okuyamamış ayeti yorumluyor aklınca kodumun malı.
“Ey peygamber! Mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah’ın sana ganimet olarak verip de elinin sahip olduğu kadınları, seninle birlikte hicret eden amca kızlarını, hala kızlarını, dayı kızlarını, teyze kızlarını, kendini peygambere mehirsiz olarak bağışlar da peygamber de onunla evlenmek isterse böyle bir mümin kadını -ki sonuncusu diğer müminlere değil, zatına mahsustur - sana helâl kıldık. Müminlere eşleri ve sahip oldukları kadınları hakkında hangi kuralları geçerli kıldığımızı biliyoruz. Sana mahsus olanı güçlük çekmeyesin diye meşrû kıldık. Allah çok bağışlayıcı, pek esirgeyicidir.”

Ayetin diyanet sitesindeki Türkçe meali bu, yani peygambersen ayrıcalıklı adamsın, dayı kızı, amca kızı, hala kızı, teyze kızı kim olursa olsun evlenebiliyorsun, Anadolu insanın tabiriyle ana bir, bacı iki gibi bir şey bu.
daha surenin ismini yazmayı beceremeyen bazı eşhasın bile hakkında atıp tuttuğu bir ayet.

(bkz: ahzab suresi)
ıslamciların adeta dansöz gibi kıvırttıkları ve modernize etmete çalıştıkları ayet.
Cevap niteliğinde tek argümanının "surenin ismini yazmayı beceremiyorsun" olan insancıkların savunduğu sure.
Var mı sizde " evrende bunca problem varken allah kalkıpta niye Muhammed'in kimi koynuna alacağıyla uğraşsın? " yada " teyze kızı, amca kızı. .bu düpedüz ensest tir! " diyecek cesaret?
Yok..
Siz anca surenin isminin doğru yazılıp yazılmadığıyla uğraşın.
Azhab ne la. Ulan harbi malsınız aq.
azhab değil doğrusu ahzab suresi'dir. bilmiyorsan en azından araştır. daha ayetin adını doğru düzgün yazmayı bilmeyenleri fazla kaale almamak gerekir diye düşünüyorum.
doğrusu: https://kuran.diyanet.gov...fsir/sure/33-ahzab-suresi