bugün

eş zamanı paylaşan farklı insanlar..

aynı anda birbirinden farklı farklı yaşantılardan kendilerine pay alırlarken birbirlerini hiç mi hiç akıllarına getirmeyen insanlar.

tek paylaştıkları ortak yaşanılan zamandır. her biri bir ucuna yapışıp kemirdiği zamanını kendine göre yaşar da diğer kemireni görmez.

aynı anda gülerler belki zamanın belli bir yerinde belki aynı anda ağlarlar ama hiç bilmezler başkalarıyla anı paylaştıklarını.

saçma gelir bazen bizim dışımızda yaşayan ve hiç tanımayacağımızı bildiğimiz, hiç görmediğimiz insanları düşünmek. oysaki hiç bilmediklerimizdir çoğu zaman bizi kendine çeken.

erittiğimiz anlarımızı diğerleri nasıl harcıyor ki deriz bazen.

insan hiç tanımadıklarını düşünür mü? ve insan hiç tanımayacağını zannettiği insanlardan birini gün gelip tanıyabilir mi?

alakasız bir şenliğin ortasındaki çenginin kim olduğuna yakından baktınız mı siz hiç? keyifle izlediğiniz o çengiye dokundunuz mu? yanına yaklaştığınız çenginin siz olduğunu farkettiniz mi hiç? uzaktan seyrettiğimiz ve anı paylaştığımızı sandığımız insanlar çoğu zaman bizizdir... ve paylaşılanlar bir zaman sonra ortak bir an olmaktan öteye gider. Kocaman sandığımız uçsuz bucaksız numarası yapan bu dünya aslında o kadar küçük ki.. avuçlarımızın içine alabiliriz. ve bu kocamanlık taslayan miniğin içinde yaşayan biz insanlar birbirimizle karşılaşmadan gitmeyiz...

bundandır ki hepimiz birbirimizi bir yerlerden tanıyoruz...