bugün

Marmara Üniversitesi iletişim Fakültesi öğretim görevlisi, profesör. Marmara iletişim'den yanımıza gelenlerin hakkında en çok sitayişle söz ettikleri kişi. Bizim yanımıza gazetecilik stajına gelenlerin genellikle pratiğe yönelik hiçbir çalışmaları olmuyor. Bu yüzden de kısa sürede işin pratiğine uyum sağlayıp, 'iş yapabilir' hale gelemiyorlar. Soruyoruz: Siz okulda hiç pratik yapmadınız mı? Staj yapmaya gelenlerin büyük çoğunluğu bu soruyu HAYIR diye yanıtlıyor. Peki Marmara iletişim'de, iletişim pratiklerine dair, haber yazmaya ve edit etmeye dair size işe yarar bilgiler veren kimse yok mu, diye sorduğumuzda, genel yanıt yine HAYIR oluyor. Sadece, Atilla Girgin adı, 'iyi' anılıyor ve kendisinin işin pratiğine dair yaklaşımından övgüyle sözediliyor.
Peki kimmiş bu Atilla Girgin; kaç yaşındadır; nasıl bir kariyer yapmıştır?
YANITI: Prof. Dr. Atilla Girgin (d. 1946, izmit), Marmara Üniversitesi iletişim Fakültesi ögretim üyesidir. Bilgi için: http://tr.wikipedia.org/wiki/Atilla_Girgin
Atilla Girgin ayrıca bir zamanlar 'reklam filmleriyle' yıldızı parlayan aktör Kaan Girgin'in babasıymış: http://haber.gazetevatan....day-oldu/365513/9/Siyaset
gazeteci olmak önce adam olmak demektir isminde bir kitabı vardır bu zatın. mesleğine, karakterine hiçbir şey söylemek haddime değil. ancak bilmeli ki, kişisel olan aynı zamanda politiktir de. öncelikle gender konusunda -artık- bir düşünmeli, 'adam' olmanın nasıl bir cinsiyetçilik olduğunu tekrar sorgulamalıdır.
1. sınıflara ilk dersinde genel de yemek yemeyi öğreten prof. 60 yaşından sonra prof olduğu için egosu baya fazla. ilk derse girdiğinde "kendimi tanıtayım" diyip kendi biyografisini okumuştu. şu an yeditepe ve aydın'da derslere giriyor sanırım. yani yeditepe kesin de aydın'da da derslerim var demişti sanırım. he tabi bilgisi, tecrübeleri çok fazla o ayrı konu.
bildiğin manyak adam. 1 hafta çok iyi, öbür hafta deli. eğer bu adamın dersine giriyorsanız sürekli olarak "cahilsiniz, okumuyorsunuz, sizin nesil hiç bir şey bilmiyor" gibi yargılara aşina olacaksınız. lan emin olduğumuz şeyden bile şüphe ediyoruz bu adam yüzünden. bir şeyi doğru bile söylesek, bir iki şey ekleyerek yine "en doğru benim dediğim" düşüncesiyle tamamlıyor cümleyi. bildiğin insanın hevesini kıran bir tip. yani bilgilisin anladık, tecrübelerin çok fazla tamam da devamlı hakaret devamlı hakaret lan nereye kadar.

---kimsenin sikinde olmayan bilgi---

bugün sınıfa "sizi gibilere ders anlatmaktan utanıyorum" diyip çıkmıştır kendisi, enteresan hakikaten.

---kimsenin sikinde olmayan bilgi---